Galaları iptal edilen “Dağlardan Başka Tanık Yok” filmi, tüm zorlu süreçlere rağmen izleyicisiyle buluştu. Sanattaki sansür uygulamalarını Medyascope’a değerlendiren yönetmen Kurtuluş Baştimar, “Bu tür prosedürel engeller sanatla uğraşan insanların üzerinden kaldırılmalı. Gösterim için salonların ücretsiz ya da makul ücretlerle verilmesi sağlanmalı” dedi.
Kurtuluş Baştimar’ın yönetmenliğini üstlendiği “Dağlardan Başka Tanık Yok” filmi, faili meçhul cinayetleri, köy boşaltmaları ve zorla yok sayılan tanıklıkları konu alıyor. Bu film vizyona girmeden önce İstanbul Atlas Sineması ve Ankara Büyülü Fener Sineması’ndaki gösterimleri iptal edildi. Baştimar, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada “Filmi izlemeleri için ilettik; önce uzun bir sessizlik… Ardından gala gününe yalnızca üç gün kala perde arkasından uzanan yasakçı el devreye girdi. Sanatın özgür sesi, bir kez daha sansürün gölgesinde susturulmak isteniyor. Ama biz susmuyoruz” dedi.
Filmin galası daha sonra İstanbul Kadıköy Sineması’nda yapıldı. Galaya, DEM Parti Van Milletvekili Pervin Buldan, Cumartesi Anneleri, Barış Anneleri, sivil toplum kuruluşu temsilcileri katıldı.
Galaların iptal edilmesindeki gerekçe ne?
Medyascope‘a konuşan yönetmen Kurtuluş Baştimar, “eser işletme belgesi” gerekçesiyle galanın iptal edildiğini söyledi. Bu belgeyi talep etmenin sansür olduğunu vurgulayan yönetmen, “Bu belgeyi yalnızca filmi ticari olarak gösterecek sinema salonları ve Kültür ve Turizm Bakanlığı ister. Galanın iptal edildiğini de bize yetkili merci değil, salon yönetimi bildirdi. Galalar, kendi imkânlarımızla salon kiralayarak, ücretsiz, halka açık ve hiçbir ticari amaç gütmeyen bir gösterimdir. ‘Eser işletme belgesi’ şartı koşmayan bir gösterimdir” dedi.
Baştimar, “eser işletme belgesi”ni gala düzenlenmeden önce zaten aldıklarını söyledi. Yönetmen, gala talebi için yaptıkları başvuruda, belge şartı koşulunca gösterimin yapılamayacağı yönünde yanıt aldıklarını, salon yönetiminin konuyu “Kültür ve Turizm Bakanlığı’na” yönlendirdiğini söyledi.
Filmin konusu ne?
Filmin konusu itibarıyla sansür uygulanabileceğini düşünmediğini belirten Kurtuluş Baştimar, “Bu filmin konusu, 1990’lı yıllarda yaşanan faili meçhulleri, beyaz Torosları, sonrasında köy boşaltmalarını anlatıyor. Yani bu konuları işleyen, yüzleşmeye çağıran, barış ve çözüm sürecine sinemadan bir tanıklık sunan bir eser. Bu sansürle karşılaşmak bizi de şok etti. Türkiye’deki izleyiciye bunu olduğu gibi aktardım. Film, Türkiye’nin karanlık dönemleri ile yüzleşmek ve bunun bir kara leke olarak kalmaması için siyasi girişimlere de değinen bir yapım” dedi.
Film galasının iptal edileceğini yapım sürecinde ön görmeyen yönetmen Baştimar, filmi çekerken, senaryo yazarken ya da yönetirken hiçbir şekilde otosansür uygulanmadığını çünkü filmde anlatılan acıların zaten çok ağır olduğunu söyledi.
Kurtuluş Baştimar, gala iptalleri ve sansür uygulamalarının, ülkedeki bağımsız sinemanın ve kültür-sanat politikasının kısırlaşmasına yol açacağını belirtti, “Sanat herkesin hoşuna giden şeyleri anlatmaz. Sanatın işi, insanları ya da belli bir kesimi rahatsız etmektir. Sanat özgür olmayan bir ortamda yeşermez” dedi.
Medyascope'u destekle. Medyascope'a abone ol.
Medyascope’u senin desteğin ayakta tutuyor. Hiçbir patronun, siyasi çıkarın güdümünde değiliz; hangi haberi yapacağımıza biz karar veriyoruz. Tıklanma uğruna değil, kamu yararına çalışıyoruz. Bağımsız gazeteciliğin sürmesi, sitenin açık kalması ve herkesin doğru bilgiye erişebilmesi senin desteğinle mümkün.
Hangi değişikliklere ihtiyaç var?
Bağımsız sinema sektöründe daha güvenli ve özgür bir ortamın yaratılması için ciddi desteklere ihtiyaç olduğunu söyleyen Baştimar, “Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın bu destekleri artırması ve hiçbir ayrım gözetmeksizin herkese ulaştırması gerekiyor. Bu tür prosedürel engeller sanatla uğraşan insanların üzerinden kaldırılmalı. Gösterim için salonların ücretsiz ya da makul ücretlerle verilmesi sağlanmalı” dedi.
Baştimar, yalnızca kurumların değil, toplumun da bağımsız sanat ve sanatçıyı desteklemesi gerektiğini söyledi, “Bağımsız filmleri yapmak zaten zorlu bir süreç. Günlük hayatın içinden konulara değindiğimiz bir film engelleniyorsa, demek ki daha çok üretmemiz gerekiyor” diye konuştu.
Haber: Nergiz Turan