“Roman okumak ne işime yarayacak ki?” dedi yanımdaki adam; “vaktimi buna harcayamam.” Bu sözleri son zamanlarda eğitimli, kentli, gustosu olan farklı yaş gruplarına ait erkeklerden daha fazla duyar oldum. Bu insanların hayatlarında zerre kadar edebiyata yer yok. En son okudukları kurmaca eseri hatırlamaya çalışırken gözlerini kısıp bir süre boşluğa bakıyorlar. Çoğu lise yıllarına ve sevdikleri edebiyat öğretmenlerine referans veriyor. Bunun farklı ülkelerde de genel bir eğilim olduğunu söylemek mümkün aslında. Edebiyat yayıncılığı büyük oranda kadın okurların omuzlarında yükseliyor. 2023 yapılan bir araştırmada ABD, İngiltere ve Kanada kitap piyasasının yüzde seksenini kadın okurlar oluşturuyor. Geçen yılki verilere göre Amerika’da kadınların yaklaşık %10’u yılda 50 veya daha fazla kitap okurken, bu oran erkeklerde sadece %2. Kitap kulübü üyelerinin yaklaşık %75’i kadınken sadece %25’i erkek. Türkiye’de yayınevleri verilerine ulaşamadım ama bu genel çerçevenin benzeri olduğuna hiç şüphem yok. Erkek okursa kendine “yarayan” bir kitap peşinde; öz gelişim kitapları, işyerinde liderlik, bahçıvanlık, marangozluk vs. derken edebiyat hayatlarına değmiyor. Bunun nedenlerinden birini çağdaş edebiyat konularının heteroseksüel erkeğe hitap etmediği olarak açıklayanlar var. Toksik erkeklik diye itilip kakıldıklarını, kadın yazarların yazdığı romanlarda kendi dertlerini, endişelerini, yılgınlıklarını bulamadıklarını ifade ediyorlar. Amerika’da sadece bundan yola çıkan, bağımsız ve sadece erkek okurlara yönelik yayınevleri kurulmaya başlamış. Bunlardan biri geçen yıl yayın hayatına başlayan Conduit Books. Burası sadece babalık, alt sınıf erkek deneyimi, erkek cinselliği ve modern çağda erkek olma gibi konulara değinen kitaplar basan bir yayınevi.
Hiperkapitalist dünyada erkeklerin roman okumayı “işe yaramayan” bir eylem olarak algılanmasının kökleri Viktorya Çağına dayanıyor. 19. yüzyılda roman okumak, burjuva kadınları tarafından benimsenen tamamen feminen bir aktivite. “Ciddi” erkeğin böyle anlamsız bir eylemle işi olamaz elbette. Yetişme çağında da oğlan çocuklarının örnek alacakları okuyan yetişkin erkek rol modelleri yok. Ebeveynler, öğretmenler ve elbette piyasadaki ürün pazarlayıcıları bugün de erkek çocuklarını daha çok spora yönlendiriyor. Oysa kızlar okumak için yüreklendiriliyor; annelerinin kitap kulüpleri yoluyla erken yaşta edebiyatla barışık hale geliyorlar.
Ağustos’ta The New York Times’ın ünlü köşe yazarı Maureen Dowd “Erkeklerin Dikkatine: Kitaplar Seksidir!” (Attention, Men: Books Are Sexy!) başlıklı bir makale yazdı. Oldukça eğlenceli bu yazıda Dowd, Jane Austen okuyan bir erkeğin ne kadar çekici olabileceğini anlatan bir anekdot paylaşıyordu. Entelektüellik, duygusal derinlik ve geleneksel toplumsal cinsiyet rollerinin ötesine geçmek, sadece cep telefonuna bakan, futbol izleyen ve Playstation oynayan günümüz erkeğinde hasretle aranan özellikler oldu. İşin daha da ilginç yanı, roman okuyan heteroseksüel erkek sosyal medyada da bir fantezi nesnesi olarak karşılığını buluverdi. “Hot Dudes Reading” (Kitap Okuyan Seksi Adamlar) Instagram hesabı 1,3 milyon takipçiye sahip. Bu hesap, metroda, kafelerde, sahillerde büyük bir ciddiyetle kitap okuyan yakışıklı testosteron yumağı erkeklerin fotoğraflarıyla dolu. Kaslı, fit bir vücutla okuma eylemini birleştiren, özellikle de edebiyat eseri tüketen bu imgeler, son üç asrın erkeklik klişelerine ve kalıplarına meydan okuyor. Sonuç olarak, dünyanın her yerinde erkekler daha az roman okuyor, hele de kadın yazarların kitaplarını daha da az okuyorlar. Bunu bir kitapçıya girdikleri zaman direkt tarih, güncel siyaset ve iş hayatı gibi bölümlere yönelen erkekleri gördüğünüzde yeniden hatırlayabilirsiniz.
Medyascope'u destekle. Medyascope'a abone ol.
Medyascope’u senin desteğin ayakta tutuyor. Hiçbir patronun, siyasi çıkarın güdümünde değiliz; hangi haberi yapacağımıza biz karar veriyoruz. Tıklanma uğruna değil, kamu yararına çalışıyoruz. Bağımsız gazeteciliğin sürmesi, sitenin açık kalması ve herkesin doğru bilgiye erişebilmesi senin desteğinle mümkün.