HDK soruşturmasından yargılanan gazeteci Yıldız Tar ve Halit Elçi’nin yargılandığı davanın ilk duruşması bugün yapıldı. Mahkeme heyeti, yurtdışı yasaklarının devamına karar verdi. Bir sonraki duruşma 23 Şubat 2026’da.
KaosGL.org Genel Yayın Yönetmeni Yıldız Tar’ın Halkların Demokratik Kongresi (HDK) soruşturmasından yargılandığı davanın ilk duruşması bugün Ankara 21. Ağır Ceza Mahkemesi salonunda yapıldı.
Duruşma salonu iki kez değiştirildi
Kaos GL’nin haberine göre duruşma başlamadan önce salon iki kez değiştirildi, 09.20’de başlaması beklenen duruşma 10.30’da başladı.
Duruşmayı İsveç, Fransa, Norveç, İngiltere büyükelçilikleri, AB Türkiye Delegasyonu, DİSK-Basın İş, ÜniKuir, 17 Mayıs, İnsan Hakları Okulu, Ankara Barosu LGBTİ+ Hakları Merkezi, İnsan Hakları Derneği (İHD), GALADER, STGM, İnter Dayanışma, DEM Parti Ankara İl Başkanlığı, Aramızda Derneği, SYKP, Henreich Böll Stiftung Derneği, DSİP, GoFor, Çağdaş Gazeteciler Derneği, MLSA, TİP Milletvekili Ahmet Şık, DEM Parti Milletvekili Özgül Saki, Kırmızı Şemsiye, Pembe Hayat, TİHV ve Keskesor LGBTİ+ Van takip etti.
Tar’ın “eşcinsel gazeteciyim” ifadesine müdahale
Duruşma gazeteci Yıldız Tar’ın savunması ile başladı. Tar savunmasında “Eşcinsel bir gazeteciyim” dedi, mahkeme heyeti de “Dava konusuna geçelim” diyerek savunmaya müdahale etti.
Yıldız Tar, 2013’ten beri gazetecilik yaptığını söyledi, “Gazeteciliğe, ‘sessizlerin sesi olmak’ ve hakikati tüm boyutlarıyla ortaya çıkartabilmek için başladım. Gazeteci olmak sadece bir meslek değil, özgür, eşit, adil, demokratik, barış içinde bir toplumda yaşayabilmemiz için kamu yararını gözeten bir meslek. Bedeli çok. Ve ben de maalesef yaklaşık 4 ay boyunca Silivri’de tutularak bu bedeli ödemek zorunda kaldım. Bugüne kadar özellikle toplumda sesini duyuramayanların hikayelerini anlatmak için sayısız haber, söyleşi, radyo ve TV programı yaptım. Bu kesimlerin başında da LGBTİ+’lar geliyor. Bunun bir sebebi LGBTİ+’ların hapsedildiği görünmezlik ve baskı çemberiyken; diğer sebebi daha öznel. Ben eşcinsel bir gazeteciyim. Daha doğrusu, henüz Türkçeye çevrilemese de ‘non-binary’ bir gazeteciyim. Yani hiçbir zaman iki cinsiyete de ait hissetmedim” dedi.
“Telefon kayıtlarından yargılandığım için endişeliyim”
Tar savunmasına şöyle devam etti:
“‘Örgüt üyeliği’ ile suçlanıyorum. Ancak üyesi olduğum örgütler çeşitli LGBTİ+ dernekleri ve Çağdaş Gazeteciler Derneği, Gazeteciler Cemiyeti gibi meslek örgütlerinden ibarettir. Yasal siyasi partilere bile üye değilim çünkü gazetecilik bunu gerektirir. Siyasi görüşleriniz olsa bile objektif kalabilmeniz lazımdır. Örneğin geçtiğimiz genel seçim süreçlerinde Artı TV’de seçim programları yaptım ve bu kapsamında iktidar partisi de dahil neredeyse her siyasi partiyle görüştüm. Çünkü işim bu. Ve 12-13 yıl önceki nasıl dinlendiğimin ve doğruluğunun şaibeli olduğu bazı telefon kayıtlarından yargılandığım için endişeliyim. Bu durum, sadece beni mağdur etmiyor aynı zamanda demokratik toplumun gereği olan basın ve ifade özgürlüğünü de tehdit ediyor.”
Medyascope'u destekle. Medyascope'a abone ol.
Medyascope’u senin desteğin ayakta tutuyor. Hiçbir patronun, siyasi çıkarın güdümünde değiliz; hangi haberi yapacağımıza biz karar veriyoruz. Tıklanma uğruna değil, kamu yararına çalışıyoruz. Bağımsız gazeteciliğin sürmesi, sitenin açık kalması ve herkesin doğru bilgiye erişebilmesi senin desteğinle mümkün.
![]()
“HDK’nin terör örgütü olmadığına dair mahkeme kararı var”
Kendisine yöneltilen suçlamayla ilgili savunma yapan gazeteci Yıldız Tar, “Savcılık birbirinden alakasız örgütlenmeleri alta alta dizerek sadece Abdullah Öcalan’ın beyanları doğrultusunda bir illiyet bağı kurmaya çalışmış. Daha fazla kanıt bulma derdine girmemiş. Ortadaki tek bağlantı Abdullah Öcalan’ın açıklamalarıyken, Öcalan’ın 9 Temmuz tarihli mesajını hatırlatmak istiyorum. Öcalan video mesajında ‘TBMM’de yetkili ve kanunla kurulması düşünülen kapsamlı komisyon çalışması önemlidir’ demişti. Yani savcılığa kalsa sırf Öcalan Meclis’te komisyon kurulması çağrısı yaptığı için Meclis Başkanı Numan Kurtulmuş da yarın öbür gün terör örgütü üyeliğinden yargılanabilir” dedi.
Yıldız Tar, HDK’nin terör örgütü olmadığına dair mahkeme kararının olduğunu hatırlatarak, “Mevcut ve eski eş sözcüleri, yürütme kurulu üyeleri arasında milletvekilleri vardır. Siyasetçiler vardır. Eski TBMM Başkanvekilleri vardır. Benimse bu oluşumla herhangi bir bağlantım yoktur. Gazetecilik gereği siyasi oluşumlarla bağlantım haber ve görüş düzeyinde olmak zorundadır zaten. HDK’nin kuruluşunda toplantılarından birkaç tanesini takip ettim. Çünkü sosyal medyada, açık çağrıyla kurulan bir oluşumdu. Hâlâ daha öyle bildiğim kadarıyla. Bu toplantılara katılmanın nasıl bir suç oluşturabileceğini anlamıyorum” diye konuştu.
İddianameye giren ses kayıtları yok edilmiş
Tar’ın ardından avukat Veysel Ok konuştu. Ok, “İddianamenin diğer kurgusu telefon tapeleri. Tapeler 2014 yılında imha edilmiş, siz imha edilmiş tapeleri kullanıyorsunuz. Yıldız’ı 24 ay boyunca dinlemişler. Dinleyen tüm hakim ve savcılar Selam Tevhid davasında örgüt üyeliğinden ceza almış” dedi.
“Savcılık iddianameye koyduğu delilleri dosyaya sunamıyor”
Avukat Batıkan Erkoç ise “Kolluk hiçbir suç delili bulunmadığına dair rapor düzenledi. Yıldız 103 gün boyunca tutuklu kaldı. Adli kontrol için somut delil lazım. İmha edilen telefon tapeleri delil değildir. Savcılık iddianameye koyduğu delilleri dosyaya sunamıyor” diye konuştu.
Yurtdışı yasağına devam kararı verildi
Savcılık, Tar ve Elçi hakkında adli kontrolün devamını istedi. Avukatlar itiraz etti. Mahkeme imza şartını kaldırdı, yurtdışı yasağının devamına karar verdi. Duruşma, 23 Şubat 2026’ya 14.15’e ertelendi.