Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde (KKTC) halk, cumhurbaşkanını belirlemek üzere sandık başına gitti. Seçmenler, Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) Genel Başkanı Tufan Erhürman’ı cumhurbaşkanı olarak seçti. Peki Tufan Erhürman kimdir? Görüşleri neler ve Türkiye ile ilişkileri nasıl?
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde (KKTC) seçmenler, yeni liderini seçmek için 19 Ekim Pazar günü sandığa gitti. Seçimde oy kullanma işlemi yerel saatle 08:00’de başladı ve 18:00’de sona erdi.
Yedi adayın yarıştığı seçimler, aslında iki adayın arasında geçti: Eski Ulusal Birlik Partisi (UBP) lideri ve mevcut Cumhurbaşkanı Ersin Tatar ve ana muhalefetteki Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) lideri Tufan Erhürman.
Seçmenler, KKTC’nin yeni cumhurbaşkanı olarak Tufan Erhürman’ı seçti.
Peki Tufan Erhürman kimdir?
Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) Genel Başkanı Tufan Erhürman, 11 Eylül 1970 tarihinde Lefkoşa’da doğdu.
İlk ve orta öğrenimini Türk Maarif Koleji’nde tamamlayan Erhürman, 1988’de Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ne girdi. Aynı üniversitede kamu hukuku alanında yüksek lisans ve doktorasını tamamladı. Doktora tezini “Ombudsman ve yetkinin hukuki olmayan denetimi” üzerine hazırladı.
Akademik kariyeri boyunca Türkiye’de ve KKTC’de çeşitli üniversitelerde öğretim üyeliği yaptı. Türkiye Adalet Bakanlığı’nda ombudsmanlık kurumunun kuruluş sürecinde görev aldı. Hukuk ve kamu yönetimi konularındaki akademik çalışmaları, ileride siyasette izleyeceği “hukuk temelli” çizginin de temelini oluşturdu.
Erhürman, 2013 yılında Lefkoşa Milletvekili olarak Cumhuriyetçi Türk Partisi’nden Meclis’e girdi. 13 Kasım 2016’da Mehmet Ali Talat’ın ardından CTP Genel Başkanlığı görevini üstlendi.
7 Ocak 2018’de yapılan seçimler sonrası kurulan dört partili koalisyon hükümetinin başbakanı oldu. 2 Şubat 2018’de göreve başlayan Erhürman, 22 Mayıs 2019’a kadar bu görevi yürüttü. Başbakanlığı döneminde kamu reformu, şeffaf yönetim, yerel yönetimlerin güçlendirilmesi ve ekonomik istikrar politikalarını öne çıkardı. Hükümeti 15 ay sürdü ancak Erhürman, koalisyonun dağılmasının ardından yeniden muhalefet lideri olarak siyasette etkisini sürdürdü.
Kıbrıs sorununa çözümü ne?
CTP geleneğini devam ettiren Tufan Erhürman, Kıbrıs sorununa çözüm arayışında federasyon temelli bir modeli savunuyor. Erhürman’a göre, “iki devletli çözüm” söylemi Kıbrıs Türk halkının uluslararası alandaki izolasyonunu sona erdirmeyeceği gibi, KKTC’yi daha da dışlayabilir.
Bu çerçevede, adada müzakere masasına dönüşü, doğrudan ticaret ve temas kanallarının açılmasını, Kıbrıs Türklerinin eşit ortak olarak kabul edildiği bir çözümü savunuyor. “Kıbrıs Türk halkı yeniden kendisiyle, ülkesiyle ve kurumlarıyla gurur duyacak” sözleri, Erhürman’ın müzakereci ve uzlaşmacı yaklaşımını özetliyor.
Erhürman, Rum tarafıyla müzakerelerde toprak, güvenlik ve egemenlik gibi konuların masada tartışılması gerektiğini ancak bu başlıkların müzakere dışına itilmesinin çözüm sürecini tıkadığını söylüyor. Adada barış ve işbirliği zeminini “karşılıklı saygı ve eşitlik” üzerine kurmak istiyor.
Medyascope'u destekle. Medyascope'a abone ol.
Medyascope’u senin desteğin ayakta tutuyor. Hiçbir patronun, siyasi çıkarın güdümünde değiliz; hangi haberi yapacağımıza biz karar veriyoruz. Tıklanma uğruna değil, kamu yararına çalışıyoruz. Bağımsız gazeteciliğin sürmesi, sitenin açık kalması ve herkesin doğru bilgiye erişebilmesi senin desteğinle mümkün.
Türkiye ile ilişkileri nasıl?
Tufan Erhürman, Türkiye ile ilişkiler konusunda açık bir denge politikası izliyor.
Ne Türkiye karşıtı bir çizgi benimsiyor ne de Ankara’nın mutlak belirleyiciliğini kabul ediyor. “Türkiye ile kavga etmedim ama konuşulması gerekenler var” diyerek ilişkilerin diyalog ve istişare üzerine kurulması gerektiğini savunuyor.
Erhürman’a göre, KKTC’nin kurumları güçlü olmalı ve Türkiye ile ilişki kardeşlik temelinde, karşılıklı saygı çerçevesinde yürütülmeli. Türkiye’nin garantörlüğü ilkesine karşı çıkmıyor, ancak KKTC’nin kendi iradesinin de korunması gerektiğini vurguluyor.
Ayrıca Türkiye’deki siyasal partilerin ya da aktörlerin KKTC seçimlerinde taraf olmasının “sağlıklı bir demokratik atmosferi zedelediğini” dile getirmiştir. Bu duruşu, onu “bağımsızlık yanlısı ama Türkiye ile işbirliğini savunan” bir lider konumuna yerleştiriyor.
Türkiye’nin KKTC seçimlerinde oynadığı “rol” her zaman dikkat çekici oldu.
Tatar’ın 2020’de kazandığı cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Mustafa Akıncı, seçim sürecinde kendisinin ve ailesinin Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) aracılığıyla tehdit edildiğini ve adaylıktan çekilmesinin talep edildiğini iddia etmişti. “Raporluyoruz” adlı bağımsız kuruluşun raporuna göre AKP-MHP milletvekilleri sahadaydı, Türkiye Büyükelçiliği seçim karargâhı gibi kullanıldı. O dönem Medyascope’a konuşan Akıncı, “Biat ederek adaylıktan çekilseydim, seçimlere böylesine bir müdahale yaşanmazdı” demişti.
Bu seçimlerde de Tatar lehine kampanya yürütmek için adanın kuzeyine Türkiye’den çok sayıda siyasetçi gitti.
Akıncı da bu seçimlerde Erhürman’a desteğini açıklamış, “Kıbrıslı Türk toplumu Tufan Erhürman’ın şahsında yeni dönemin hem yaratıcısı hem de denetleyicisi olmalıdır” demişti.
Özgür Özel: “Kardeş partimiz CTP”
Cumhuriyetçi Türk Partisi, ideolojik olarak Cumhuriyet Halk Partisi’nin (CHP) “kardeş partisi” konumunda. Her iki parti de Sosyalist Enternasyonal Üyesi.
Tufan Erhürman, 15 Kasım 2024’te Lefkoşa’da CHP Genel Başkanı Özgür Özel’i Lefkoşa’da ağırladı. Görüşmenin ardından Erhürman, “Sosyalist Enternasyonel’e üye olan iki kardeş parti, CHP ve CTP. Bu temaslarımız bundan sonra da aynı sıklıkla devam edecek” dedi.
Erhürman’ın görüşleri neler?
Erhürman’ın liderliğindeki CTP, sosyal demokrat kimliğini koruyarak ekonomik reform, kamu yönetiminde şeffaflık ve toplumsal eşitlik hedeflerini öne çıkarıyor. Eğitim, gençlik ve kadın politikalarında eşitlikçi bir perspektif benimsenmiş durumda.
Erhürman, kamu yönetiminin siyasetten bağımsız hale gelmesini, liyakatin esas alınmasını, yerel yönetimlerin mali olarak güçlendirilmesini savunuyor. “Kıbrıs Türk halkının onuruyla, kurallarla yönetilen bir ülke” vurgusu, Erhürman’ın siyasetteki temel şiarı.
Siyasi vizyonu, “barış, eşit ortaklık ve demokratik hukuk devleti” kavramları etrafında şekilleniyor. Kıbrıs’ta kalıcı barışın yalnızca toprak paylaşımıyla değil, iki toplumun birlikte yönetim kültürüyle mümkün olacağını savunuyor. Erhürman’a göre, “çözüm, Kıbrıs Türk halkının iradesine dayanmalı, dış müdahalelerle değil, ortak akılla inşa edilmeli.”