İstanbul Politikalar Merkezi’nin programında Kopenhag zirveleri ve Kıbrıs seçimleri değerlendirildi. Türk-Alman Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ebru Turhan ve TEPAV AB Çalışmaları Merkezi Direktörü Nilgün Arısan-Eralp, AB zirvelerinin somut kararlar alamadığını vurguladı. Kuzey Kıbrıs’ta Tufan Erhurman’ın yüzde 63 oyla kazandığı seçimlerin ise Türkiye-AB ilişkilerini etkileyebileceği belirtildi.
İstanbul Politikalar Merkezi, Sabancı Üniversitesi Stiftung Mercator girişimi ve Medyascope işbirliğiyle hazırlanan “Nasıl Bir Dünya? Nasıl Bir Türkiye” programında Kopenhag zirveleri ve Kıbrıs seçimleri ele alındı. Türk-Alman Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ebru Turhan ve TEPAV AB Çalışmaları Merkezi Direktörü Nilgün Arısan-Eralp programa konuk oldu.
Turhan, Kopenhag’da 1-2 Ekim’de iki ayrı zirve gerçekleştiğini hatırlattı. Turhan çalışmasına değindi “Sembolizm başlığını özellikle koydum” diyerek her iki zirvede de somut kararlar alınmadığını vurguladı.
Olağanüstü zirveler sıklaştı
Olağanüstü AB zirvelerinin eskiden yılda bir yapılırken artık çok daha sık düzenlendiğini anlatan Turhan, “Bundan 20 sene önce senede bir tane olağanüstü AB zirvesi olurken artık bu çoklu kriz döneminde senede minimum 6-7 tane bazen 10 tane olağanüstü zirve olabiliyor” dedi.
Turhan, Avrupa Siyasi Topluluğu’nun 2022 yılında Rusya-Ukrayna krizi sırasında ortaya çıktığını ve ilk çıkışının sembolik olduğunu söyledi. Türkiye dahil yaklaşık 47 ülkenin katıldığı bu inisiyatifin henüz net bir bildirgesi olmadığını belirten Turhan, “Genelde Avrupa Siyasi Topluluğu’nun verdiği net bir karar yok. Bir araya geliniyor, bir araya gelindikten sonra net bir bildirisi, bir bildirgesi yok ortak açıkladığı” diye konuştu.
“Gazze konusu gündemde bile yoktu”
Turhan, her iki zirvede de ortak gördüğü sembolik bir durumu eleştirdi. Ortadoğu’daki istikrarsızlık ve Gazze’deki durumdan hiçbir adım atılmadığını söyleyen Turhan, “Bundan hiçbir adım atılmıyor olunması. Hiçbir konuşmanın yani herhangi bir konuşma ajandada konuşma noktası ya da işte konuşmanın herhangi bir konuşmanın içine bile konulmuyor olunması” dedi.
Türkiye Avrupa Siyasi Topluluğu’na katılmadı
Arısan-Eralp, Türkiye’nin Kopenhag’daki Avrupa Siyasi Topluluğu toplantısına katılmamasını yorumladı. Arısan-Eralp, “Katılmama nedeninin Türkiye’nin içindeki demokratik gerilemenin eleştirilmesi beklentisi olduğunu düşünmüyorum” dedi.
Türkiye’nin daha önce de bu toplantılara katılmadığını hatırlatan Arısan-Eralp, beklentilerin sınırlı olduğunu vurguladı. Avrupa Siyasi Topluluğu’nun Macron’un fikri olduğunu, Ukrayna’ya aday statüsü verilince diğer ülkeleri dışlamıyor görüntüsü vermek için kurulduğunu anlattı.
Arısan-Eralp şöyle devam etti: “Türkiye şöyle de düşünüyor olabilir, ben zaten adayım ve ben böyle 45 ülkeyle beraber bir araya gelmek istemiyorum. Ben böyle deyince de Avrupalılar sinirleniyorlar ama böyle büyük beklentilerim yok.”
Medyascope'u destekle. Medyascope'a abone ol.
Medyascope’u senin desteğin ayakta tutuyor. Hiçbir patronun, siyasi çıkarın güdümünde değiliz; hangi haberi yapacağımıza biz karar veriyoruz. Tıklanma uğruna değil, kamu yararına çalışıyoruz. Bağımsız gazeteciliğin sürmesi, sitenin açık kalması ve herkesin doğru bilgiye erişebilmesi senin desteğinle mümkün.
“Erhürman’ın zaferi kartları yeniden dağıttı”
Kuzey Kıbrıs’ta Tufan Erhürman’ın yüzde 63 oyla kazandığı seçimi değerlendiren Turhan, “Önemli bir kırılma” dedi. Erhurman’ın federasyon çözümünü savunduğunu, ancak koşulsuz olmadığını belirtti.
Turhan, Kıbrıs konusunun birçok noktayla bağlantılı olduğunu vurguladı. “Kıbrıs konusu birçok noktayla bağlantılı. Yani Türkiye’nin AB üyelik süreciyle bağlantılı. Orada biliyorsunuz 23., 24. birçok başka fasıl Kıbrıs tarafından veto edilmiş durumda” dedi.
Turhan, Kıbrıs’ta kartların en baştan dağıtılmasının bütün bu konularda da kartların tekrardan dağıtılmasına neden olabileceğini söyledi. Turhan, “Müzakerelerin tekrardan başlayacağını düşünüyorum. Fakat müzakereler başladığında Türkiye ile KKTC arasında gerçek anlamda bir uyum olabilecek mi? Bu uyum sağlanabilecek mi? Yoksa Türkiye bu konuda yavaş yavaş izole mi olmaya başlayacak?” diye sordu.
“Kıbrıs Türk halkı izolasyondan yoruldu”
Arısan-Eralp, seçim sonucunu yorumlarken Kıbrıs Türk halkının izolasyonlardan çok yorulduğunu söyledi, “Tanınmamak çok bıktırmıştı. Ve birçok Kıbrıslı Türk, özellikle gençler Kıbrıs Cumhuriyeti pasaportu alarak ülkeyi terk etmeye başlamışlardı” dedi.
Arısan-Eralp, Kıbrıslı Türklerin kültürünün yok edilmeye başlandığını belirtti, “Kıbrıslı Türklerin saygı duymamız gereken bir kültürü var. Onlar Bektaşi kültürüne sahipler, hoşgörülüler. Onların seküler sistemini zedeleyecek uygulamalar başladığı için de Kıbrıs Türk’ü onuruna da sahip çıktı” diye konuştu.
Adada organize suç, mafya ve insan kaçakçılığının arttığını söyleyen Arısan-Eralp, “Kıbrıs maalesef hep vardı ama son yıllarda iyice bu bir organize suç, mafya, insan kaçakçılığı, fuhuş böyle bir merkeze dönüştü” dedi.