Patent haydutluğu mu türedi? Refah için Hukuk’un bu bölümünde Daha İyi Yargı Derneği Başkanı Mehmet Gün, 7 Eylül’de Resmi Gazete’de 2026 – 2028 yılları için yayımlanan Orta Vadeli Program’ı (OVP) Gamze Elvan’a değerlendirdi.
Refah için Hukuk’un “Paten haydutluğu mu türedi?” başlıklı videosunda, Daha İyi Yargı Derneği Başkanı Mehmet Gün, 2026 – 2028 yılları için yayımlanan Orta Vadeli Program’ı anlattı. Bu programa göre Fikri ve Sınai Haklar Mahkemeleri’nin iş yükü ve ortalama görülme süreleri dikkate alınarak yeni ihtiyaç durumu belirlenecek.
Fikri mülkiyet sisteminde toplumsal bilinci artırmak üzere hukuki altyapı güçlendirilecek, fikri mülkiyet haklarının oluşmasını destekleyen ekosistem geliştirilerek bu hakların ticarileştirilmesi hızlandırılacak.
Mehmet Gün programda, “dandik patent” kavramını açıkladı. Dandik patent, inceleme yapılmadan veya buluş niteliği taşımayan bir şeye verilen patent belgesi anlamına geliyor. Bu tür patentler, gerçek buluş sahiplerinin işlerini engelliyor, hak gasplarına yol açıyor ve adeta “patent haydutluğu” olarak nitelendiriliyor.
Verilen dandik patentlerin, sahipleri tarafından mahkemeler aracılığıyla şantaj ve haraç alma aracı olarak kullanıldığını, meşru işletmeleri zarara uğrattığını vurgulayan Gün, mahkemelerin 5-10 yıl sürdüğünü, bu süreçte mağduriyetlerin derinleştiğini dile getirdi.
Gün, fikri ve sınai hakların ülke ekonomisi için önemini de anlattı, “Güçlü bir patent veya marka, Türkiye’ye milyarlarca dolar gelir getirme potansiyeline sahiptir (örneğin ilaç patenti, dünya çapında bir markanın pazar payı). Katma değeri yüksek ürünler üretip satabilmek için bu hakların etkin korunması şarttır. Aksi takdirde, düşük fiyata üretilen ürünler yurtdışında yüksek fiyatlarla satılırken Türkiye’de emeği karşılığını bulamaz” dedi.
Medyascope'u destekle. Medyascope'a abone ol.
Medyascope’u senin desteğin ayakta tutuyor. Hiçbir patronun, siyasi çıkarın güdümünde değiliz; hangi haberi yapacağımıza biz karar veriyoruz. Tıklanma uğruna değil, kamu yararına çalışıyoruz. Bağımsız gazeteciliğin sürmesi, sitenin açık kalması ve herkesin doğru bilgiye erişebilmesi senin desteğinle mümkün.
1990’larda Türkiye’nin Avrupa Birliği üyelik süreci ve uluslararası baskılarla fikri ve sınai haklar alanında önemli bir “devrim” yapıldığını söyleyen Gün, Sanayi ve Ticaret Bakanlığı’na bağlı bir daireden bağımsız bir kuruma dönüştürülen Türk Patent ve Marka Kurumu’nun başlangıçta patent ve marka başvurularında büyük artışlar sağlayarak başarılı olduğunu belirtti.
Marka taklitçiliğinin, yaratıcılığı ve yatırım yapma isteğini engellediğini vurgulayan Gün, ülke ekonomisine zarar verdiği ekledi.
Mehmet gün, Fikri ve Sınai Haklar Mahkemeleri’nin yetersiz sayıda olmasına ve işleyişlerindeki aksaklıklara da değindi.