İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, Fransız gazetesi Le Figaro’ya konuştu.
Röportajdan öne çıkan kısımlar şu şekilde:
2018’de yapılacak olan başkanlık seçimlerinde Recep Tayyip Erdoğan’a karşı kampanya yürütmek üzere İYİ Parti’yi kurdunuz. Sizi buna itenler nelerdi?
Türk halkı yılgın. Özellikle toplumu evet ve hayır olmak üzere iki kampa bölen anayasa referandumunun ardından bıkkın. Gençler gelecekten yana ümitli değil. Kadınlar şimdiye kadar hiç bu kadar şiddete maruz kalmamıştı. Ekonominin gidişatı iyi değil. Türkiye yeterince üretim yapmıyor ve yatırımlar yeni istihdam alanlarının yaratılmasına yetmiyor. Demokrasi tehlikede. Adalete güven yok. Gençler korkuyor. Politik iklimi değiştirmenin zamanıdır. Ben, güçlü ve mutlu bir Türkiye hedefliyorum.
OHAL’in uzatılması, keyfi uygulamalara açık çek vermek demek
15 Temmuz 2016’da gerçekleşen darbe girişiminin ardından binlerce kişi tutuklandı, 100 bin devlet memuru görevinden ihraç edildi. Darbeyi bastırma girişimi, adeta her türlü muhalifin hedef alındığı bir cadı avına dönüştü. Eğer cumhurbaşkanı siz olsaydınız, darbenin ardından nasıl bir yol izlerdiniz?
Her şeyden önce, FETÖ, darbeyi tertipleyen terörist bir örgüttür ve bu örgütle, en ufak bir şüpheye kapılmaksızın mücadele etmek elzemdir. Bununla birlikte, eğer ben cumhurbaşkanı olsaydım, (bu süreçte) hukuk devletinin zarar görmemesi için azami dikkat gösterirdim. İnsanlar adil olmayan şekilde soruşturmalara tabi tutulmaktan şikayet ediyor. Ben de, varlıklı Gülenciler’in hapis cezalarından para vererek kurtulduklarına ilişkin öyküleri bizzat duydum. Eğer bu iddialar doğru ise, bu kabul edilemez ve son derece tehlikeli bir uygulamadır.
Olağanüstü Hal’e gelince, şüphesiz ki darbe girişiminin ardından gelen üç aylık dönemde uygulanması gerekliydi. Peki ama neden bugüne kadar uzatıldı? Bu, her türlü keyfi uygulamaya açık çek vermek demektir. Söz gelimi, tasfiye edilmek istenen bir kişinin çalabileceği hiçbir kapı yoktur. Bu nedenle durum, olabildiğince hızlı bir şekilde normale döndürülmelidir. İhraç edilen öğretim görevlilerinin meselesinde her bir vaka kendi içinde, diğerlerinden ayrı olarak değerlendirilmelidir. (Öğretim görevlilerinin) bir kısmı yalnızca basit ihbarlar ve iddialar neticesinde ihraç edildi ya da soruşturmalara maruz kaldı.
AKP ve CHP’nin oluşturduğu iki aşırı ucun ortasında yer alacağız
Ayrıldığı partinin kadrolarından pek çok kişiyi saflarına katmış eski bir MHP’li olarak, nasıl bir politik siyasi alternatif öneriyorsunuz?
Medyascope'un haftalık e-bülteni
Andaç'a abone olun
Editörlerimizin derlediği öngörüler, analizler, Türkiye’yi ve dünyayı şekillendiren haberler, Medyascope’un e-bülteni Andaç‘la her çarşamba mail kutunuzda.
Ben yeni bir ülke yönetme usulü öneriyorum. İYİ Parti, Türkiye siyasetinin çok geniş bir yelpazesini kapsıyor. Partimizin içinde kendini solda hissedenler de var, sağda hissedenler de, orta sağda görenler de. İYİ Parti olarak ülkenin dört bir yanından gelecek oylara talibiz. Elbette öncelikli hedefimiz AKP’ye ve CHP’ye giden oylar olacak. Biz bu iki aşırı uç arasında duracak, ortanın partisi olacağız.
Dinle ve ataerkil gelenekle yoğrulmuş olan, mecliste kadınlarının temsiliyeti yüzde 14’ü aşmayan ve bakanlarının yalnızca ikisinin kadın olduğu bir ülkede, ciddiye alınmayabileceğiniz yönünde endişeleriniz yok mu?
Ben, bu ülkede 24 yıldan beri aktif siyasetin içinde olan tek kadın politikacıyım. Yalnızca yaşım bile ciddi alınmama yetecektir. 61 yaşındayım. Bir anneyim, hatta babaanneyim. Daha önce tarih alanında doktora yapmış eski bir öğretim görevlisiyim ve şimdiye kadar hep kadın haklarının militan bir savunucusu oldum. Bazılarının cinsiyetçi söylemi beni yıldırmaz. Eğer bana saygıda kusur ederlerse, onlara nasıl cevap vereceğimi iyi bilirim. Kendime güvenim tam. Korkmuyorum. Erdoğan’a karşı güçlü bir adayım.
New York Times da Akşener’e yer verdi
Öte yandan Amerikan New York Times gazetesinde de Meral Akşener’le ilgili Carlotta Gall imzalı bir makale yayınlandı. Gall yazısında ‘ufak tefek ama kararlı bir kadın’ sözcükleriyle tanımladığı Akşener’in, 2018’de yapılacak başkanlık seçimlerinde Erdoğan karşısındaki en güçlü aday olarak gösterdi.
