Etiyopya’da iktidarda bulunan Halkların Devrimci Demokratik Cephesi (EHDDC), yeni genel başkanını seçti. Ülkede yaklaşık üç yıldır isyan ve çatışmalarla sarsılan Oromia bölgesindeki Oromo etnik grubunun bir üyesi olan yeni genel başkan Abiy Ahmed, böylece ülkenin modern tarihinde söz konusu etnik grubun mensupları arasından bu göreve getirilen ilk kişi oldu.
Oromo etnik grubu mensubu olan Abiy Ahmed’in Etiyopya’daki dört farklı etnik kökenden insanları bir araya getiren EHDDC’nin başına gelmesi ülke siyasetindeki büyük bir değişime işaret ediyor. Zira Washington Post gazetesinde yer alan habere göre; Oromo grubu, sistemli ve sürekli olarak ülkenin yönetiminden dışlandıkları gerekçesiyle yaklaşık üç yıldır protesto eylemleri düzenliyordu. Abiy Ahmed’in bu üst düzey göreve seçilmesinin, Afrika’nın en hızlı büyüyen ekonomilerinden birine sahip olan Etiyopya’daki Oromo grubunun isyanlarını yatıştıracağı umuluyor.
Oromo etnik grubunun isyanı nedeniyle son üç yılda ülkede iki kez olağanüstü hal ilan edilmişti.
Müslüman bir baba ve Hıristiyan bir annenin çocuğu olan Etiyopya Parlamentosu üyesi Ahmed’i partinin liderliğine getiren süreç, altı hafta önce Başbakan Hailemariam Desalegn’in istifasını açıklamasının ardından başlamıştı. Partinin genel başkanlığına seçilen Ahmed’in başbakanlık görevini de üstlenmesi için parlamentoda önümüzdeki günlerde düzenlenecek oylamada Ahmed lehine sonuç çıkmasına ise kesin gözüyle bakılıyor. Ahmed başbakanlık görevini üstlendiği taktirde, ülkenin 100 milyonluk nüfusunun üçte birini oluşturan Oromolar arasından bu göreve seçilen ilk kişi olacak.
Ahmed’in genel başkanlığa seçilmesi Oromia bölgesinde sevinçle karşılandı. İnsanlar Ahmed’in seçilmesini dans ederek kutlarken, isyan ve protestoların sona ereceğini umduklarını dile getirdiler.
Abiy Ahmed, ülkedeki komünist rejimi 1991 yılında devirdikten sonra iktidara gelen EHDDC’nin o tarihten bugüne üçüncü genel başkanı olacak. Ahmed’in seleflerinin aksine ülkeye büyük değişiklikler getirmesi öngörülüyor. Siyasi analist Hallelujah Lulie; diğer üç başkanlık adayı yanında Ahmed’in en radikal reform planına sahip olduğunu söylüyor. Lulie; Ahmed’in önündeki ilk ve en büyük zorluğun ülkedeki olağanüstü hali kaldırması olduğunu ifade ederken, ülkeyi asla tam yetkili olarak yönetemeyeceğini, zira ordunun ve istihbarat teşkilatının ülke yönetiminde hala çok aktif olduğunu ve müdahale ettiklerini dile getiriyor. Ancak Lulie tüm bunlara rağmen, Ahmed’in her ne kadar zorlanacak olsa da asla bir kukla olmayacağını, zira bu göreve statükoya meydan okuyarak geldiğini savunuyor.
Ancak Ahmed’in genel başkanlığa seçilmesine kuşkuyla yaklaşanlar da var. Blog yazarı Daniel Berhane; her ne kadar Ahmed’in seçilmesinin ülkedeki huzursuzlukların sona ereceğine dair umut yarattığını kabul etse, Ahmed’in ülkedeki yerleşik düzene çok da yabancı bir kişi olmadığını söylüyor. Eski bir subay olan Ahmed’in demokratik sicili kötü bazı istihbarat birimlerinde görev yaptığını ve kısa bir süre de bakanlık görevi yürüttüğünü dile getiriyor. Berhane ayrıca; yerleşik düzene mensup kişilerin Ahmed’in seçilmesine göz yumarak, ülkedeki isyancıları yumuşatma yolunda kasıtlı davrandıklarını savunuyor.
