The New York Times’ın haberine göre, dünyanın her yerinde kurbağaların yok olmasına sebep olan bir mantar hastalığı, doğal hayat için bugüne kadar bilinen en ölümcül mikrop olabilir.
41 bilim insanı perşembe günü yayınladıkları bir çalışmada, kurbağa türleri ve popülasyonunda meydana gelen düşüşün sanıldığından çok daha kötü sonuçları olabileceğini ortaya koydu.
Journal Science’ta yayınlanan çalışmaya göre, 500 amfibi (kurbağa) türünde azalma görülürken, 90 türün yok olduğu bulgusu paylaşılıyor. Bu, önceki çalışmaların bulduğu sayının neredeyse iki katı. Simon Fraser Üniversitesi’nde biyolog olarak çalışan Wendy Palen, bu sonuçların deprem etkisi yarattığını belirtti.
Bilim insanları kurbağa popülasyonunda 1970’li yıllarda bir azalma olduğunu bulmuştu. 1980’lerde ise bazı kurbağa türlerinin yok olduğu tespit edilmişti. Kurbağa popülasyonunun azalması oldukça ilginçti. Çünkü kurbağaların nispeten kirletilmemiş yerlerde yaşadığı biliniyordu. Ancak 1990’larda bilim insanları kurbağaların bir çeşit mantar hastalığı taşıdığını buldu. Batrachochytrium dendrobatidis (BD) adını verdikleri bu mantar Güney Kore merkezli olsa da söz konusu hastalık bir şekilde diğer bölgelere de sıçradı.
2007 yılında yapılan bir çalışmada söz konusu bakterinin kurbağa popülasyonunun düşüşünde etkili olduğu ifade edilmişti. Avustralya Ulusal Üniversitesi’nde ekolojist olarak çalışan Benjamin Scheele “Kurbağaların tüm dünyada ölmekte olduğunu biliyorduk ancak bunun sebebi konusunda ilk defa bu kadar geriye gidebildik” dedi.
Bunun ardından Scheele ve ekibi, 2015 yılından itibaren söz konusu mantarın neden olduğu kurbağa ölümleriyle ilgili yayınlanmış çalışmaları taradıkları gibi, dünyanın çeşitli yerlerinde kendileri de bu konuda araştırma yürüttü. Sonuç olarak bilim insanları söz konusu mantarın bazı kurbağa türlerini ciddi olarak etkilediğini gördü. Birçok kurbağa türünün BD’den dolayı yok olduğu belirlendi. Daha önce bu durum net olarak bilinmiyordu.
Bilim insanları kurbağa türlerinin yok olmasının ekosistemi ciddi olarak tehdit ettiğinin, bu konunun daha çok çalışılması gerektiğinin altını çiziyor.
