İngiltere Başbakanı Theresa May’in, Savunma Bakanı Gavin Williamson’u görevden alma kararı, hem kendi partisi içinde hem de muhalefet tarafında tepkilere yol açtı. May’in Williamson’ı görevden alma gerekçesi, 23 Nisan’daki Ulusal Güvenlik Konseyi toplantısında konuşulan bazı “gizli bilgileri” basına sızdırdığına dair bulgulara ulaşılması. İngiliz medyası, söz konusu toplantıda hükümetin Çin telekomünikasyon şirketi Huawei’yi İngiltere’nin 5G altyapısını inşa sürecine katma planlarının karara bağlandığını yazmıştı. Williamson ise toplantı günü bir gazeteciyle 11 dakikalık telefon görüşmesi yaptığının anlaşılmasına rağmen, bu bilgiyi basına sızdıranın kendisi olmadığı iddiasında.
Ana muhalefetteki İşçi Partisi’nden milletvekilleri, Savunma Bakanı’nın kabineden atılmasının yeterli olmadığını, “gizli bilgilerin sızdırılması” yasası kapsamında konuyla ilgili bir de cezai soruşturma açılması gerektiğini savunuyor. İşçi Partili vekiller hükümetin meseleyi yargıya taşımamasının, “ulusal güvenlik” açısından zafiyet oluşturacağını söylüyor. Hükümetin savunması ise, meselenin bilgilerin “izin alınmadan” paylaşılmasıyla sınırlı olduğu, dolayısıyla yaptırım açısından görevden almanın yeterli olduğu yönünde.
İktidardaki Muhafazakâr Parti’nin muhalif milletvekilleri ise, Theresa May’in yürüttüğü soruşturmanın Williamson’a savunma imkânı vermediğini savunuyor. Eski Savunma Bakanı’nın “günah keçisi” yapıldığına dair eleştiriler de cabası. Zira İngiltere’nin Huawei ile 5G konusunda işbirliği ABD ile ilişkileri zora sokabilir. Nitekim buna dair haberlerin medyada yer almasının ardından Washington’dan uyarı da gelmişti. ABD Dışişleri Bakanlığı Genel Sekreter Yardımcısı Robert Strayer, geçen hafta İngiltere’nin 5G şebekeleri altyapısı için Huawei teknolojisini benimsemesi halinde Washington’ın Londra’ya istihbarat ve diğer bilgi paylaşımını sürdüremeyeceğini söylemişti. Donald Trump yönetimi aynı uyarıyı daha önce Alman hükümetine de yapmıştı.
Çin’i ileri iletişim teknoloji pazarına sokmak istemeyen Washington, Huawei’nin Pekin’in casusluk faaliyetlerinin bir aracı olarak kullanıldığını iddia ediyor.
