Özgür gazeteciliğe destek olun
Search
Close this search box.

Dünya Kayıplar Günü’nde Cumartesi Annesi Emine Ocak mektup yazdı: “Önümüze kalkanlı polisleri dizerek vazgeçeceğimizi mi sanıyorlar”

Cumartesi Anneleri’nin sembol isimlerinden Emine Ocak, Dünya Kayıplar Günü’nde bir mektup yazdı. Geçenlerde hayata veda eden Elmas Eren ve gözaltında kaybedilenler anısına yazdığı mektubunda Ocak, “Defalarca yan yana geldiğimiz Arjantinli annelerden biliyorum, biz vazgeçersek kayıplarımıza ulaşamayacağız” dedi. 

Ocak, 24 yıldır kayıpların bulunması için mücadele ettiğini anlattığı mektupta, oğlu Hasan Ocak’ın kaybedilmesini ve o süreçte neler yaşadığını şöyle anlattı: 

“Oğlum Hasan Ocak öğretmendi. 21 Mart 1995’te beni aradı, kızım Aysel’in doğum günü için balık ve pasta alacağını söyledi. Hasan’ım eve bir daha gelemedi. Nereye gittiysek ‘Bizde yok!’ diyorlardı. Hasan’dan önce gözaltında kaybedilenlerin aileleriyle, işte o zamanlarda İnsan Hakları Derneği’nde tanıştım. Bu acıyı, bu zulmü yaşayan ilk ben değildim. Başka kimse yaşamasın diye acılarımızı birleştirmeye, başkalarına umut olmaya o zamanlarda başlamıştık. Başvurmadığım yer kalmadı. Bir boşluğun içindeydim, oğlumun başına ne geldiğinin belirsizliği yakıp kavuruyordu yüreğimi. Ama oğlumu aramaktan hiç vazgeçmedim. Oğlumu bulma umudumu hiç kaybetmedim. Hasan’ım kimsesiz değildi ama yapılan işkenceleri kimse görmesin diye Kimsesizler Mezarlığı’na gömmüşler. Kimsesizler Mezarlığı’ndan çıkardık Hasan’ımı. Sonra kayıp yakınları ve insan hakları savunucularıyla oturup, bir daha kimse gözaltında kaybedilmesin diye her cumartesi Galatasaray Meydanı’nda sessizce oturmaya karar verdik. Bizim Galatasaray’da oturduğumuzu öğrenen başka aileler de yanımıza gelmeye başladı. Çok büyüdük Galatasaray’da. Birbirimize kardeş olduk, evlat olduk, arkadaş olduk. Sesimiz duyulmaya başladıkça, kayıplar da azaldı. Bizim mücadelemiz sayesinde daha fazla insan gözaltında kaybedilemedi. İnsanların yaşam hakkının güvencesi olduk.”

Emine Ocak, 1995

“Bizim önümüze polisleri dizerek vazgeçeceğimizi mi sanıyorlar”

Cumartesi Anneleri, 700. buluşmalarından beri Galatasaray Lisesi’nin önünde oturma eylemi yapamıyor. Emine Ocak, bir yıldır oturma eylem yapamadıkları süreci şöyle değerlendirdi:

“Her cumartesi kayıplarımızla buluştuğumuz Galatasaray’ın bize yasaklanmasının üzerinden bir yıl geçti. Polislerin bizi sürüklediği, döverek kapattığı Galatasaray’a bir yıldır gidemiyoruz. Bir yıldır her cumartesi yaralarım kanıyor. Bir yıldır bana ve 24 yıldır Galatasaray’da diz dize oturduğum, birlikte mücadele ettiğim arkadaşlarıma yapılan zulümden utanmayanların ablukası devam ediyor. İstiyorlar ki biz devletin kaçırarak kaybettiği yakınlarımızı aramayalım. 25 Ağustos 2018’de dünya çapında gözaltında kayıplarını arayanlar olarak bilinen biz Cumartesi Anneleri ve Cumartesi İnsanları, Galatasaray Meydanı’nında 700. kez bir araya gelecektik. Kaybedilen yüzlerce insanımızın nerede olduğunu soracaktık. Dirisinden vazgeçip kayıplarımızın birer mezarlarının olmasını ve 700. kez kaybedenlerin mahkeme önüne çıkarılmalarını isteyecektik. Bunları istemek nasıl yasaklanabilir aklım almıyor. 700. haftamızdan bu yana, yani tam 53 haftadır bu zulmü kabul etmiyoruz. Biz hiç vazgeçmedik ki… Bizim etrafımızı sararak, iterek, önümüze kalkanlı polisleri dizerek vazgeçeceğimizi mi sanıyorlar!”

Emine Ocak, 2018

Cumartesi Anneleri, son dönemde ortadan kaybolan ve kendilerinden haber alınamayan insanlar için de mücadele ediyor. Şubat ayında Salim Zeybek, Yasin Ugan, Özgür Kaya, Erkan Irmak, Gökhan Türkmen ve Mustafa Yılmaz kimliği belirsiz kişilerce kaçırıldığı iddia edilmişti. Gökhan Türkmen ve Mustafa Yılmaz dışındaki dört kişi, gözaltında oldukları ortaya çıktıktan sonra tutuklandı. Emine Ocak, Galatasaray Lisesi’nin önünde eylem yapmaları yasaklandığından beri kaybetme vakalarının yeniden yaşanmaya başladığını vurguladı:

“Galatasaray bize yasaklandığından beri kayıp haberleri çoğaldı. Hâlâ iki kişi için haber almaya çalışıyor aileleri. Yoksa herkesi susturup yeniden insanları kaybetmek için mi bizi engelliyorlar? Ben gözaltında kaybedilmiş bir evladın annesiyim, her kayıp haberinde yüreğim daralır ve her kayıp annesi gibi sokaklara çıkmak isterim. Biz vazgeçersek bu ülke kaybedenler için cennet olmaya devam edecek. Biz vazgeçersek bu ülke yakınlarını arayanlar ve adalet isteyenler için cehennem olmaya devam edecek. Biz vazgeçersek, adalet hiçbir zaman sağlanmayacak.”

“Elmas’a söz verdim; bizim olan, kayıplarımızın olan Galatasaray’da, çocuklarımızın fotoğrafını bir gün mutlaka taşıyacağız” 

Cumartesi Anneleri’nden Elmas Eren 19 Ağustos’ta yaşamını yitirmişti. 39 yıl boyunca oğlu Hayrettin Eren’in akıbetini öğrenmeye çalışan Elmas Eren’in ölümüne de değinen Emine Ocak, kaybedenler ceza alana kadar mücadeleden vazgeçmeyeceğini söyledi:

“Ben bir söz verdim evladını, eşini, kardeşini bulamadan aramızdan ayrılan arkadaşlarıma. Onlar hesap vermemek için hepimizin ölmesini bekliyor ama hesap vermekten kurtulamayacaklar. Biz son kayıbımız bulunup, kaybedenler ceza alana kadar vazgeçmeyeceğiz. En son arkadaşım Elmas’a söz verdim; bizim olan, kayıplarımızın olan Galatasaray’da, çocuklarımızın fotoğrafını bir gün mutlaka taşıyacağız.” 

Cumartesi Anneleri nasıl başladı?

12 Mart 1995’te Gazi Mahallesi katliamının ardından gözaltına alınan Hasan Ocak’ın cansız bedeni 58 gün sonra bulunmuştu. Tıpkı Hasan Ocak gibi Kenan Bilgin, Rıdvan Karakoç, Hayrettin Eren gibi muhalifler de gözaltına alınmış ve kaybedilmişti. İlk defa 27 Mayıs 1995’te, yakınlarından haber alamayan insanlar bir araya gelip Galatasaray Lisesi’nin önünde bir basın açıklaması yaptılar, adlarını da “Cumartesi Anneleri” koydular. Cumartesi Anneleri, 1999-2009 yılları arasında oturma eylemi yasaklandığı için eylemlerine ara verdiler. 2009 yılında tekrar oturmaya başladılar. 

27 Mayıs 1995, Cumartesi Anneleri’nin Galatasaray Meydanı’ndaki ilk oturma eylemi.

300., 400., 500., 600. gibi önemli haftalarda daha kitlesel eylemler yapan Cumartesi Anneleri, 700. oturmalarını da kitlesel yapmayı hedefliyorlardı. Ancak 700. haftalarında, yani 25 Ağustos 2018’de, Galatasaray Lisesi’nin önünde eylem yasağı yeniden konuldu. Pek çok kayıp yakını, insan hakları aktivisti o gün gözaltına alındı. Cumartesi Anneleri ve Cumartesi İnsanları o günden sonra İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi’nin kapısının önünde her hafta basın açıklaması yapmaya başladı.

Plaza de Mayo Anneleri ile Cumartesi Anneleri ortak bir eylemde..

30 Ağustos Dünya Kayıplar Günü

Gözaltında kaybetme politikası Arjantin ve Şili gibi birçok Latin Amerika ülkesinde cunta dönemlerinde uygulanıyordu. Türkiye’de ise 90’lı yıllarda gözaltında kaybetme yaygınlaştı. Latin Amerika Kayıp Aileleri Dernekleri Federasyonu, 1981 yılında yaşanan kayıplara dikkat çekmek için her yıl, aynı tarihte etkinlik düzenliyor.

1992 yılında Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu, “Tüm İnsanların Zorla Kaybedilmekten Korunması Deklarasyonu”nu yayımladı. 2006 yılında “BM Tüm İnsanların Zorla Kaybedilmekten Korunması Uluslararası Sözleşmesi” tüm taraf devletler açısından bağlayıcı oldu. 2010 yılından itibaren yürürlükte olan sözleşmeye 97 ülke imza koyarken Türkiye imzalamadı. Sözleşme, zorla kaybetmelerin önlenmesi, suçun dokunulmazlık zırhına bürünmesine karşı mücadele edilmesi, mağdurların adalet ve tazminat hakkının tanınması ve zorla kaybedilmenin müstakil bir suç olarak ceza kanununa eklenmesi gibi maddeleri içeriyor. 

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.