Özgür gazeteciliğe destek olun
Search
Close this search box.

Göreme Vadisi “Milli Park” vasfını nasıl kaybetti?

Resmi Gazete’de 22 Ekim Salı günü yayınlanan cumhurbaşkanlığı kararı ile Göreme Vadisi’ni Milli Park ilan eden 30 Ekim 1986 tarihli Bakanlar Kurulu Kararı yürürlükten kaldırıldı. Göreme Vadisi Milli Parkı yerine, 23 Mayıs 2019’da TBMM’de kabul edilen ve 1 Haziran 2019’da Resmi Gazete’de yayımlanan Kapadokya Alanı Hakkında Kanun gereği olarak Kapadokya Alan Başkanlığı kuruldu.

Kapadokya Alanı Hakkında Kanun Teklifi TBMM’ye AKP Nevşehir Milletvekili Mustafa Açıkgöz ve AKP Grup Başkanvekili ve İstanbul Milletvekili Mehmet Muş ile 65 milletvekilinin imzası ile sunuldu. Milli Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonu’nda görüşülen kanun teklifinin gerekçesi şöyleydi: “Bu Kanun ile; Kapadokya’nın tarihi, kültürel ve doğal dokusunun birlikte korunması, yaşatılması, geliştirilmesi, tanıtılması, gelecek kuşaklara aktarılması ve turizm potansiyelinin geliştirilmesi hedefleri doğrultusunda, alanı bütünsel bir bakış açısıyla ele alıp planlamak, kültürel ve doğal varlıklar bakımından farklı kurumlara ait planlama yetkilerini tek bir kurumda toplayarak bugüne kadar bu konuda yaşanan yetki karmaşasını ortadan kaldırmak, alanın ihtiyaçlarına kısa sürede etkin çözümler üretebilmek, gerektiğinde yerel yönetimler ve diğer kurumlarla koordinasyon sağlamak için Kapadokya Alanının belirlenmesi ve bu Alanda yürütülecek iş ve işlemlerin düzenlenmesi amaçlanmaktadır.”

Milli Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonu raporu şerhi: “Kanun Teklifi ile 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu, 3194 sayılı İmar Kanunu, 5393 sayılı Belediye Kanunu devre dışı bırakılıyor”

Kanun teklifine Milli Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonu raporuna eklenen muhalefet şerhinde ise şöyle denilmişti: “Kanun Teklifinde, eşsiz tarihe ve doğal varlığa sahip UNESCO Dünya Mirası listesinde yer alan Kapadokya’nın geleceği; kurumlar arası işbirliğinden ve denetimden uzak bir şekilde ele alınıyor. Alan ile ilgili kurumların ve özellikle de T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı ve belediyelerin yetkileri devre dışı bırakılıyor. Kanun Teklifi ile 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu, 3194 sayılı İmar Kanunu, 5393 sayılı Belediye Kanunu devre dışı bırakılıyor. Avrupa Peyzaj Sözleşmesi ve Granada Sözleşmesine aykırı düzenlemelere yer veriliyor. UNESCO Dünya Mirası listesinde yer verilen alana getirilen düzenlemeler de UNESCO çalışma kurallarına aykırılıklar içeriyor.”

Kanun teklifi TBMM’de 600 milletvekilinden sadece 247‘sinin katılımıyla onaylandı. 237 milletvekili kanunu kabul ederken, 10 milletvekili ret oyu kullandı.

Meclis’teki oylama sonrası bir teşekkür konuşması yapan teklif sahibi AKP Nevşehir Milletvekili Mustafa Açıkgöz şunları söylemişti:

“Sayın Başkanım, çok kıymetli milletvekili arkadaşlarım; hepinizi saygıyla, sevgiyle, muhabbetle selamlıyorum. Tabii, insanlığın ortak değeri, dünyanın en güzel turizm bölgesi, eşsiz doğal güzelliği, kültür zenginliğiyle Kapadokya’mız ve Türk turizmi için bugün hep beraber çok güzel bir işe vesile olduk. Hepinize teşekkür ediyorum. Başta çok kıymetli, milletimizin lideri Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’a, AK Parti Grubumuza, grup yönetimimize, milletvekillerimize, Komisyon Başkanımıza, Komisyon üyelerimize, tüm değerli milletvekillerimize, Sayın Turizm Bakanımız ve ekibine Kapadokya’mız adına, şahsım adına, Nevşehirli hemşehrilerim adına, Türk turizmi adına gerçekten teşekkür ediyorum.

Hepinizi tekrar dünyanın en güzel turizm bölgesi Kapadokya’da misafir etmek için heyecanla bekliyorum. Hepinize katkılarınızdan dolayı çok teşekkür ediyorum. Kanunumuz inşallah Kapadokya’nın korunması, gelişmesi, planlanması için çok güzel bir iş oldu. Çok teşekkür ediyoruz. Hepinizi tekrar Kapadokya’ya bekliyorum. Kanunumuz hayırlı uğurlu olsun.

Tekrar saygılarımı sunuyorum efendim.

Mustafa Açıkgöz’ün ardından CHP grubu adına kürsüye gelen Adana Milletvekili Müzeyyen Şevkin ise Kapadokya Koruma Alanı Kanunu’nun 16 farklı bölge için daha uygulanmasını istemişti:

“Değerli milletvekilleri, bilindiği üzere turizm sektörü elbette hem iç politikayı hem de dış politikayı etkileyen en önemli faktörlerden biri. Özellikle 2014 yılının sonlarından bu yana ülkede yaratılan kaotik ortam, ardı arkası kesilmeyen seçimler, olağanüstü hal, dış politikada yaşanan tutarsızlıklar ülkedeki ekonomik ortamı ve turizmi olumsuz etkilemiştir. Elbette ki insanlar turizm yönünde bir seçim yaparlarken güvenli ortamları tercih etmektedirler değerli milletvekilleri.

Sözkonusu bu kanun teklifiyle Bakanlığın yetki alanının genişlemesi de bazı kaygıları beraberinde getirmiştir. Önceki yıllarda birçok sosyal ve ekolojik alanın tahribatına neden olan Bakanlığa ormanlık ve mesire alanlarının tahsis edilmesi nedeniyle yeni sorunlar doğacağı öngörülmektedir. Kupon arazilerin, hazine arazilerinin korunması yerine peşkeş çekilmesi mi düşünülmektedir? Bunu sormak istiyorum. Özellikle kıyı kesimlerini rant ve talan ekonomisine kurban eden Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın ormanlık ve mesire alanlarını kendi bünyesine tahsis etmesi kıyı kesimlerinde yaşanacak yeni doğa katliamlarının da habercisi olacaktır.

Değerli milletvekilleri, ülkemiz de eşsiz güzellik ve zenginlikte jeolojik yapılara sahiptir bulunduğu jeolojik konum nedeniyle. Bu jeolojik yapılar mağaralar, kalderalar (volkanik yer şekilleri), şelaleler, Ürgüp ve Peri Bacaları gibi bacalar olmakla beraber bunların az önce oyladığımız Kapadokya koruma alanı gibi hepsinin özel koruma alanına alınması gerekiyor. Buna dair Jeoloji Mühendisleri Odası’nın ve jeoturizmle ilgilenen komisyonun ortaklaşa hazırladığı rapor hem Çevre Komisyonumuza hem de tarafıma sunulmuştur, bunu da Meclisin dikkatine sunmak istiyorum.

Ihlara Vadisi, Munzur, Köprüçay gibi vadi kanyonları, Pamukkale gibi travertenler; Salda, Meke gibi göller; Tatvan, Nemrut ve Süphan Dağı gibi, Ankara Kızılcahamam bölgesi gibi jeopark olmaya hazır pek çok jeolojik miras ögeleri bulunmaktadır ve bunlar UNESCO tarafından jeopark alanı olarak ilan edilmelidir değerli milletvekilleri.

Neden bunu söylüyoruz? Çünkü Çin buna çok güzel bir örnektir. Bakın, Çin’de UNESCO tarafından onaylı 34 jeopark alanı ilan edilmiş ve buraya, sadece Çin’deki Gökkuşağı Dağları’na yılda 25 milyon turist gelmektedir. Bu alanları 90’a çıkarmayı hedeflemiştir Çin ve buradan 2,3 trilyon dolar gelir elde etmeyi hedeflemiştir.

Bizim dış borcumuzun 448,4 milyar dolar olduğunu varsayarsak ve geçen hafta açıklanan TÜİK verilerine göre işsizlik rakamları da 14,7 iken biz ne yazık ki ülkemize gelen 30-35 milyon turistle sevinç duymaktayız. Oysa, bu jeopark alanlarının UNESCO Dünya Mirası olarak, jeopark alanı olarak ilan edilmesiyle Türkiye turizmine ve Türkiye ekonomisine çok büyük katkıları olacaktır.

Bugün çıkarmış olduğumuz Kapadokya özel koruma bölgesinin sadece Kapadokya için değil, bu 16 jeopark alanı ilan edilebilecek son derece eşsiz güzellikteki jeolojik yapılar için de yapılması gereklidir.”

1 Haziran 2019’da Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlülüğe giren 7174 sayılı Kanun ile birlikte aynı gün Kapadokya Alan Başkanlığı hakkında Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi yayınlandı. Kapadokya Alan Komisyonunun Teşkili, Görevleri, Çalışma Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelik ise 31 Ağustos 2019’da Resmi Gazete‘de yayımlandı.

Son olarak salı günü, Resmi Gazete’de yayımlanan cumhurbaşkanlığı kararnamesi ile Göreme Vadisi’nin Milli Park vasfı sonlandırıldı.

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.