Medya ombudsmanı Faruk Bildirici’nin RTÜK üyeliği düşürüldü. CHP kontenjanından RTÜK üyesi olan Bildirici, “Görevinden çekilmesi gereken bir RTÜK başkanı, benim görevden çekilmem için dilekçe verdi” dedi ve kararı yargıya taşıyacağını açıkladı. Bildirici, “Tehlikeli bir yol açılıyor. Üyeliğimin düşürülmesi mücadelemi etkilemez ancak antidemokratik bir yol açılmış olur” diye konuştu.
Faruk Bildirici’nin Radyo Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) üyeliği AKP ve MHP’li üyelerinin oylarıyla, ikiye karşı altı oyla düşürüldü. HDP kontenjanından RTÜK üyeliğine seçilen Ali Ürküt ile CHP kontenjanından seçilen İlhan Taşçı üyeliğin düşürülmesine karşı çıktı. Karara gerekçe olarak, Bildirici’nin CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel ile birlikte TBMM’de yaptığı basın açıklaması gösterildi ve Bildirici’nin “tarafsızlığını yitirdiği” belirtildi.
“Başkanın hukuksuz olarak üç yerde birden görev almasına karşı çıktığım için RTÜK üyeliğimin düşürülmesi teklif edildi”
Faruk Bildirici ise, RTÜK Başkanı Ebubekir Şahin’in üç yerden maaş aldığını kamuoyuna açıkladığı için üyeliğinin sonlandırıldığını söyledi. Bildirici’nin açıklaması şöyle:
“İlk günden söylemiştim. RTÜK’te olup bitenleri bilmek bu ülkede yaşayan herkesin hakkı. RTÜK’ün şeffaf olması gerekli. Bu düşünceden hareketle RTÜK üyesi olarak yaklaşık 3,5 aydır kurulun şeffaflaşması ve siyasi iktidarın arka bahçesi olmaktan kurtulması için mücadele ettim. Müzakerelerle ilgili gizlilik kuralına özen gösterdim ama kararlarla ilgili düşüncelerimi, karşı oylarımı, itiraz gerekçelerimi topluma açıklamaktan geri durmadım. Üst Kurul yönetimi bundan rahatsız oldu. Zira RTÜK, başkanlık sistemiyle yönetiliyor; Başkan, Üst Kurul’a danışmaya bile gerek duymadan birçok konuyu keyfine göre belirliyor. RTÜK’ün ne özerkliği var artık ne de bağımsızlığı. RTÜK’te muhalif üyelerden istenen, eleştirilerini dışarı aktarmamaları, her şeyi içerde tutmaları. Ben böyle bir muhalif olmayınca da RTÜK içinde hareketim, ilgililerden en basit bir konuda bile bilgi almam ilk günden itibaren sınırlandı. Buna rağmen yılmadan çabalarımı sürdürdüm. Dönüm noktası, Ebubekir Şahin’in RTÜK’ün yanı sıra, Basın İlan Kurumu ve TÜRKSAT’ın da yönetiminde olduğunu tespit etmemdi. Önce aldırmadılar, sonra da gündeme almayı reddederek bu hukuksuzluğun üzerini kapatmaya çalıştılar. Ben Şahin’in çekilmiş sayılması gerektiğini, müstafi duruma düştüğünü ve yönettiği toplantılardaki kararların kanunsuz olduğunu savundum, kararlara muhalefet şerhleri düştüm. Onunla da kalmayıp İdare Mahkemesi’nde dava açtım. Şahin, hukuk mücadeleme dayanamadı ve benden kurtulmak için maalesef kuruldaki sayısal çoğunluğa dayanarak üyeliğimi düşürme yolunu seçti. Kendi hukuksuzluğunun üzerini örtmek için yine hukuk dışı bir yöntem uyguladı. Hiçbir somut gerekçe, hiçbir somut suçlama olmadan üyeliğimin düşürülmesi beni mücadelemden alıkoyamaz. Ama üyeliğimin düşürülmesiyle, 25 yıllık RTÜK tarihinde bir ilk ve demokrasi açısından tehlikeli bir yol açıldı. Eleştirilerime tahammül edemeyenler benden sonra da beğenmedikleri, susturmak istedikleri üyeyi istedikleri zaman kuruldan atabilir. Artık beş-altı kişilik çoğunluğu elde eden taraf, diğerlerini kurulda barındırmayabilir. Meclis’in seçtiği üyeyi RTÜK’teki beş-altı kişi el kaldırıp kuruldan atamamalı. Bu karara karşı da yine hukuk yoluna gideceğim. Umarım bu demokrasi darbesi yargıdan döner.“
“Muhalefete tahammülsüzlük”
Bildirici, üyeliğinin düşürülmesinin ardından Ankara’daki RTÜK binası önünde bir açıklama yaptı ve kararı “muhalefete tahammülsüzlük” olarak nitelendirdi. Asıl görevden alınması gereken kişinin RTÜK Başkanı Ebubekir Şahin olması gerektiğini vurgulayan Bildirici şöyle konuştu:
“Gizli herhangi bir şey açıklamadım. Çünkü yasada gizli müzakerelerin açıklamasının yasak olduğu söyleniyordu. Ben de o nedenle müzakereler yerine, kendi kararlarımı açıkladım ve muhalefet ettim. En önemli muhalefet noktam da benim her zaman RTÜK Başkanı Ebubekir Şahin’in, RTÜK yanı sıra, yasalara aykırı olarak Basın İlan Kurumu ve TÜRKSAT yöneticisi olmasıydı. Bunun yasaya aykırı olduğu söyledim, bu konuda girişimde bulundum ve dilekçe verdim; Kamu Görevlileri Etik Kurulu’na ve TBMM’ye şikayet ettim. Bütün bunların sonucu bekliyorum. Hukuken aslında görevinden çekilmiş sayılması gereken bir RTÜK başkanı varken ve yasalara aykırı olarak orada otururken; bu şahsiyet benim görevden çekilmem için dilekçe verdi. AKP ve MHP kontenjanından gelen arkadaşların oylarıyla üyelikten çekilmiş sayılmama karar verdiler. Bu gerçekten yasadışı, hukuksuz ve muhalefete tahammülsüzlüğün göstergesi. Bunu yargıya götüreceğim, yargı karar verecek. Üyeliğin düşürülmesine buradaki altı el karar veremez. Üyeliğin düşürülmesine, TBMM’nin karar vermesi gerekirdi çünkü biz TBMM’den seçildik. Üyeliğimin düşürülmesiyle, 25 yıllık RTÜK tarihinde bir ilk ve demokrasi açısından tehlikeli bir yol açıldı. Bundan sonra beğenmedikleri, susturmak istedikleri, muhalefetinden hoşlanmadıkları herkesi, altı el beş el kalkıp buradan atabilir. Bunun adına da demokrasi denmez.”
Faruk Bildirici üyeliğinin düşürüleceğini de Twitter’dan yaptığı paylaşımlarla duyurmuştu:
Ne olmuştu?
Faruk Bildirici, RTÜK Başkanı Ebubekir Şahin‘in TÜRKSAT ve Basın İlan Kurumu yönetim kurullarına üyeliği bulunduğunu açıklamış ve bunun RTÜK yasasına aykırı ve etik dışı olduğunu belirtmişti. Bildirici ayrıca, Şahin’in “RTÜK’teki görevlerinden çekilmiş sayılması” için TBMM ve RTÜK Başkanlığı’na dilekçe vererek, gereğinin yapılmasını talep etmişti. Bildirici, RTÜK Kanunu’nun 38. maddesi ile 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin ek 16. maddesini ihlal ettiği gerekçesiyle Şahin’in görevinin düştüğünü savunmuştu. Bildirici’nin dilekçesi, RTÜK’ün ardından TBMM Başkanlığı’na da sunulmuştu.
