Boğaziçi Üniverstesi’ne Prof. Dr. Melih Bulu’nun rektör olarak atanmasına karşı yapılan eylemler, 4 Ocak’tan beri devam ediyor. Bu süreçte çok sayıda öğrenci gözaltına alındı ve polis şiddetine maruz kaldı. Yapılan eylemlerde gökkuşağı bayrakların açılmasıyla birlikte eylemlere katılan LGBTİ+ öğrenciler hedef gösterilip kriminalize edilmeye başlandı. İktidara mensup ya da yakın bazı isimler, LGBTİ+’lar için “yok öyle bir şey” ve “sapkınlar” gibi nefret söylemlerinde bulundu ve hedef gösterdi. LGBTİ+ Aileleri ve Yakınları Derneği İstanbul Grubu’ndan (LİSTAG) avukat Tülay Savaş ve Neşe Tamer, Medyascope özel yayınında LGBTİ+’ların iktidar tarafından hedef gösterilmesini, yok sayılmasını ve ötekileştirilmesini değerlendirdi.
Çocuğu Boğaziçi Üniversitesi’nde öğrenci olan avukat Tülay Savaş, “Kızım da Boğaziçi eylemlerinde olduğu için duruşmalarımı ona göre ayarlamaya çalışıyorum. Gözaltına alınırsa yanında gidebilmek için. Bu ülkede ruh sağlığınızı korumak için bazı şeyleri görmezden gelmek gerekiyor. Homofobik söylemleri kendi adıma kale almamaya çalışarak mücadele ediyorum” dedi.
Çocuğu Boğaziçi Üniversitesi’nden mezun olan Neşe Tamer ise “Boğaziçi Üniversitesi’ne kayyum atanması LGBTİ+’lar üzerinden değersizleştirilmeye çalışılıyor” diye konuştu. LGBTİ+ haklarının insan hakları olduğunu belirten Tamer, “Biz annelerin içinden aktivistler çıktı” diye ekledi. Aile birliğini sadece heteroseksüel çocukları olan annelerin sağlayıp sağlamadığını soran Tamer, “LGBTİ+ çocukları olan aileler olarak, çocuklarımızı cinsiyet kimliklerinden ve cinsel yönelimlerinden bağımsız olarak varlıklarını seviyoruz” dedi.
