Özgür gazeteciliğe destek olun
Search
Close this search box.

Cumartesi Anneleri 832. haftasında gözaltında kaybedilen kadınlar için adalet istedi

Cumartesi Anneleri, Galatasaray Meydanı’nın yasaklanmasının 133. haftasında, koronavirüs salgını nedeniyle sosyal medya hesabından açıklama yaptı. 832. haftanın açıklaması gazeteci Banu Güven okudu ve 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nde gözaltında kaybedilen bütün kadınlar için adalet istedi. 

832. haftayı 8 Mart Dünya Kadınlar Günü öncesinde gerçekleştirdiklerini dile getiren Banu Güven, “Bu vesileyle gözaltında kaybedilen kadınları hatırlatıyor ve akıbetlerinin açıklanması, faillerinden adil bir yargı önünde hesap sorulması talebimizi tekrarlıyoruz” dedi.  Gözaltında kaybedilen kadınlar gerçeği ile yüzleşmek, cezasızlığı sonlandırmak ve sorumluların yargı önünde hesap vermesini sağlamanın mevcut iktidarın görevi olduğunu söyleyen Güven, “Kaç yıl geçerse geçsin gözaltında kaybedilen kadınlar için adalet istemekten, devletin hukuk normları içinde hareket etme zorunda olduğunu hatırlatmaktan vazgeçmeyeceğiz” diye devam etti.

Cumartesi anneleri gözaltında kaybedilen 20 kadının akıbetini sordu 

Cumartesi Anneleri gözaltında kaybedilen, 1991 yılında Cizre’de gözaltına alındıktan 18 yıl sonra yol yapım çalışması sırasında kemikleri bulunan Makbule Ökdem,

1992 yılında Dersim’de gözaltına alındıktan sekiz gün sonra işkenceden tanınmaz haldeki bedeni Elazığ Karşıyaka Kartepe’de mevkiinde gömülü bulunan Ayten Öztürk,

1992 yılında Mardin-Derik’te iki kişi ile birlikte gözaltına alındıktan sonra kendisinden bir daha haber alınamayan Rıdda Yavuz,

1993 yılında  Hizbullah tarafından Nusaybin’de başına çuval geçirilerek kaçırıldıktan sonra kendisinden bir daha haber alınamayan Sedika Dal

1993 yılında Bitlis’in Tatvan İlçesi’ndeki evlerinden kardeşi Ramazan ile birlikte askerler tarafından gözaltına alındıktan sonra kendisinden bir daha haber alınamayan Hamide Şarlı, 

1994 yılında Dersim-Mirik’te köye yapılan askeri operasyon sonrası kendilerinden bir daha haber alınamayan Hatun Işık, Yeter Işık, Elif Işık, ve Gülizar Serin ve onun üç yaşındaki kızı Dilek Serin

1994 yılında İstanbul’da gözaltına alındıktan sonra kendisinden bir daha haber alınamayan Lütfiye Kaçar

1994 yılında Muş’un Hasköy İlçesi’ne bağlı Ortaç Köyü’nde hayvanlarını sağmak için gittikleri yaylada askeri bir operasyonun ortasında kalan ve kendilerinden bir daha haber alınamayan Gülnaz Tatu ve Kadriye Tatu

1995 yılında Ankara’da gözaltına alınan, işkence görmüş bedeni 76 gün sonra Kırıkkale Kimsesizler Mezarlığı’nda “kimliği meçhul kişi” olarak gömülü bulunan Ayşenur Şimşek,

1995 yılında Diyarbakır-Bismil’de gözaltına alındıktan sonra kendisinden bir daha haber alınamayan Hatice Şimşek

1996 yılında Diyarbakır-Bağlar’daki ev baskınında gözaltına alındıktan sonra kendisinden bir daha haber alınamayan Şükran Daş

1996 yılında Diyarbakır’da eşi Mahmut ile birlikte gözaltına alınan ve iki yıl sonra Cizre Asri Mezarlığı’na “kimliği meçhul kişi” olarak gömüldüğü anlaşılan ancak mezar yeri hala açıklanmayan Fahriye Mordeniz

1997 yılında Kulp-Diyarbakır yolunda otomobilleri durdurulduktan sonra eşi Orhan ile birlikte beyaz Toros ile kaçırılan ve kendisinden bir daha haber alınamayan Zozan Eren

1998 yılında İzmir-Çeşme’de üç arkadaşı ile birlikte gözaltına alındıktan sonra kendisinden bir daha haber alınamayan Neslihan Uslu,

1998 yılında  Hizbullah tarafından Mersin’de kaçırıldıktan 18 ay sonra, işkence görmüş bedeni Konya-Meram’daki bir villanın bodrumunda gömülü bulunan Konca Kuriş için adalet istedi.

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.