Hayaller ve gerçekler diye moda olmuş internet akımı vardı. Hayaller son model bir arabayken, gerçekler ise metrobüs, hayaller Şampiyonlar Ligi iken gerçekler genellikle UEFA Avrupa Ligi’nde son maçta gruptan çıkabilme mücadelesi şeklindeydi.
UEFA Şampiyonlar Ligi C Grubu ilk maçında karşı karşıya gelen Beşiktaş ve Borussia Dortmund arasında da benzer bir ilişki var. Bizler kendi lokal ligimizde kurduğumuz bazı hayallerin, Avrupa arenasında sahaya yansımalarını bekleyerek hayatlar geçirdik.
Beşiktaş sanki yıllardır oluşturulan bu hayalleri gerçeğe dönüştürmek istercesine sahadaydı. İlk 10 dakikada Batshuayi ile yaratılan tehlikenin de motivasyon kaynaklı mı yoksa düzenin doğurduğu bir atak mı olduğunu müsabakanın devamında izledik. Sergen Yalçın iki sezondur topa sahip olma oyununu siyah-beyazlıların genetiğine işlemeye çalışıyor. Pjanic’in derin oyun kurucuya yerleştiği düzenle de sürekli dikine oynayan bir takım yaratıldı.
Savunma ile hücum hattı arasındaki mesafeyi kısaltıp, beş veya altı futbolcu ile Dortmund’un oyun kurmasını engelledi Beşiktaş. Fakat bu planın bazı riskleri de elbette vardı. Haaland gibi pivot santrforun çevresindeki hareketli oyuncular; Bellingham, Brandt ve Malen siyah-beyazlıların kaptırdığı her topta tehlike yaratmayı başardı. Gol de Beşiktaş’ın savunmada dar olarak rakibi karşılamasından kaynaklandı. Sağbek Meunier’nin oyunu genişletmesine, kanat forvet Bellingham’ın koşusu da eklenince Dortmund az eforla başladığı müsabakanın 22. dakikasında 1-0 öne geçti.
Dortmund’un sürekli olarak oyunu genişletmesi, Beşiktaş için savunma zaafı oluşturdu ve Haaland’ı savunmacısıyla yalnız bıraktı. Atiba’nın da pas hataları eklenince Pjanic’in üreticiliğine yıkılan bir takım izledik. Taçtan yenen gol için söylenecek söz bulmak ise zor. Devre arasına girilirken yenilen goller takım psikolojisinde derin yaralar açıyor. Anlık dikkat dağınıklığını cezalandıran kulüplerin başında Dortmund geliyor. Bellingham’ın iki savunmacıyı ekarte etmesiyle, Haaland’a topu sadece boş kaleye yuvarlamak kaldı ve 2-0’lık skorla devreye yenik girildi.
İkinci yarıda Brandt – Witsel değişikliğiyle oyundaki tempoyu düşürmeye çalışan Dortmund’a karşılık Beşiktaş, Pjanic’in derin paslarıyla tehlike yarattı. Alman temsilcisinin sezon başında göreve başlayan Marco Rose ile tempo ve oyun kontrolü konusunda zorlanmasını siyah-beyazlıların santrforu Batshuayi gol ile cezalandıramadı. 90+4’te Pjanic’in kullandığı duran toptan gelen Montero’nun golüyle umutlanan Beşiktaş, son üç dakikada başka pozisyon yaratamadı. Kara Kartal, 2-1’lik skorla Şampiyonlar Ligi C Grubu ilk maçında rakibi Borussia Dortmund’a mağlup oldu.
Özellikle Donyell Malen’in kullandığı kanat olan sol tarafta, Ghezzal ve Rosier ile Hollandalı oyuncuyu karşılamakta çok zorlanan bir Beşiktaş vardı. 22 yaşındaki Malen ilk 75 dakikada 7/7’lik istatistikle adam geçerken diğer kanat forveti Bellingham’da 5/6 adam geçme ile oynadı. Dortmund’un kaptığı her topla dikine tek pasla çıkması, Beşiktaş orta sahasını oyun dışında bırakan faktör oldu.
Hayallerimizle gerçeklerimiz arasındaki farkı bir kez daha gördük fakat bu sefer durum o kadar da umutsuz değil. Hatta üzerine Şampiyonlar Ligi seviyesinde bile mücadele edebilecek bir plan inşa edilebilir. İlk 20 dakikadaki topa sahip olma oranının ve dikine oyunun gelecekteki maçlara hangi seviyede yansıtılacağı sezon boyunca merak edilecek soruların başında geliyor.
Yazan: Doğa Üründül
Medyascope'un haftalık e-bülteni
Andaç'a abone olun
Editörlerimizin derlediği öngörüler, analizler, Türkiye’yi ve dünyayı şekillendiren haberler, Medyascope’un e-bülteni Andaç‘la her çarşamba mail kutunuzda.
