Özgür gazeteciliğe destek olun
Search
Close this search box.

Anayasa Mahkemesi, Kartal Surp Nişan Ermeni Kilisesi Mektebi Vakfı’nın mülkiyet hakkının ihlal edildiğine karar verdi

Anayasa Mahkemesi (AYM), Kartal Belediyesi tarafından yol yapmak amacıyla 28 Aralık 1995 tarihinde kamulaştırılan Kartal Surp Nişan Ermeni Kilisesi’nin mülkiyet hakkının ihlal edildiğine karar verdi. AYM, kamulaştırma amacı doğrultusunda kullanılmayan taşınmazın iade edilmemesini mülkiyet hakkının ihlali olarak değerlendirdi.

Kartal Surp Nişan Ermeni Kilisesi Mektebi Vakfı tarafından 8 Şubat 2019 tarihinde Anayasa Mahkemesi’ne yaptığı başvuruya ilişkin karar Resmi Gazete’nin bugünkü sayısında yayınlandı. Vakfa ait dört ayrı parça ve toplam 238 metrekare alanın Kartal Belediyesi tarafından yol yapmak amacıyla 28 Aralık 1995 tarihinde kamulaştırılmasına rağmen Belediye, sözleşmede belirtilen yükümlülüklerini yerine getirmedi. Kilise tarafından AYM’ye yapılan başvuruda Kartal Belediyesi’nin kamulaştırma bedelini yatırmadığı, taşınmazların üzerinde bulunduğu yolun genişletilmesi yönünde bir projenin bulunmadığı ve Koruma Kurulu kararlarında taşınmazın yol olarak kullanılmayacağı gerekçeleri öne sürüldü.

AYM değerlendirmesinde, taşınmazların belediye tarafından yol yapımı amacıyla kamulaştırıldığı, ancak kentsel sit alanı sınırları içinde kaldığının tespit edilmesi üzerine yol yapılmadığı, yol olarak kullanılmayan alanların Vakfa iade edilmemesinin hak ihlali oluşturduğu görüşü yer aldı ve bu durum, “hak ihlali” olarak değerlendirildi.

Azil baskısı incelenmedi

Mahkeme, Kartal Surp Nişan Ermeni Kilisesi Mektebi Vakfı’nın ayrımcılık yasağına ilişkin şikayetini ise temellendiremediğine karar vererek konuya ilişkin inceleme yapmadı. Söz konusu başvuruda Vakıf yetkililerinin azil baskısı altında bulundukları için kamulaştırma işlemine karşı dava açamadıkları bu nedenle dava hakkının engellendiği iddiası “somut olayla ilgisi kurulamayan karmaşık bir şikayet” olarak değerlendirildi.

“Geçen süre kamulaştırma bedeline yansımamış”

Anayasa Mahkemesi’nin kendi web sitesinde yer alan açıklamada ise karara ilişkin şu değerlendirme yapıldı:

“Sonuç olarak başvurucunun taşınmazlarının kamulaştırıldığı tarihten bu yana kamulaştırma amacına uygun veya kamuya yararlı başka bir amaçla kullanılmadığı açıktır. Bu kapsamda kamulaştırma tarihinden bu yana geçen sürenin uzunluğu ve söz konusu taşınmazların değerinde bu sürede yaşanan artış dikkate alındığında başvurucunun mülkün oluşturduğu artı değerden yoksun bırakıldığı ve taşınmazların iadesi yoluna da gidilmediği değerlendirilmiştir.

Dolayısıyla somut olayda dava tarihine kadar yirmi yıl geçtiği hâlde taşınmazların kamulaştırma amacı doğrultusunda kullanılmaması nedeniyle kamu yararı amacı gerçekleştirilmemiş, bu sürede taşınmazların değerinde yaşanan artış dikkate alındığında başvurucuya ödenen kamulaştırma bedelinin taşınmazın gerçek değerini yansıtmaktan uzak kaldığı görülmüştür. Başvurucunun uğradığı zararın tazmini yoluna da gidilmediğine göre müdahalenin başvurucuya aşırı ve olağan dışı bir külfet yüklediği, kamu yararı ile başvurucunun mülkiyet hakkının korunması arasındaki adil dengenin başvurucu aleyhine bozulduğu sonucuna varılmıştır.”

AYM, belediyenin uygulamalarını “hak ihlali olarak değerlendirdi ve “mülkiyet hakkının ihlalinin ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmak üzere”, İstanbul Anadolu Yakası 13. Asliye Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesine karar verdi.

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.