Özgür gazeteciliğe destek olun
Search
Close this search box.

Türkiye’nin çöp ithalatı: “Azgelişmiş ülkeler, gelişmiş ülkelerin çöplüğü olarak görülüyor”

Takip cihazı takılarak Londra’dan Adana’ya kadar izlenen atıkların gündem olması üzerine, Yeşiller Partisi Eş Sözcüsü Koray Doğan Urbarlı ve çevre politikası çalışmalarıyla tanınan, Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’nden (SBF) ihraç Prof. Dr. Aykut Çoban, Türkiye’nin çöp ithalatını Medyascope için değerlendirdi.

Bloomberg yazarı Kit Chellel haberinde, İngiltere’nin en büyük süpermarketlerinden Tesco’nun atıklarına yerleştirdiği üç farklı takip cihazının izini sürdü. Chellel’in izini sürdüğü çöplerden biri Londra’da kalırken, ikisi Hollanda, Almanya ve Polonya üzerinden Türkiye’ye geldi ve Adana’ya ulaştı. Dünya genelinde emtia fiyatlarında artış ve gıda güvenliği sorununun tartışıldığı bugünlerde, Türkiye’de tarım politikalarının desteklenmesi bir yana, en verimli arazilerin çöplerle zehirlenmesi tepki çekti. Chellel’in haberi üzerine, Yeşiller Partisi Eş Sözcüsü Koray Doğan Urbarlı ve çevre politikası çalışmalarıyla tanınan, 2017’de KHK ile SBF’den ihraç edilen Prof. Dr. Aykut Çoban ile Türkiye’nin çöp ithalatını konuştuk. 

Harita: Bloomberg

“Bir plastiğin 2 bin millik yolculuğu”

Kit Chellel’in “Bir plastik torbanın 2 bin millik yolculuğu geri dönüşümle ilgili karmaşık gerçeği gösteriyor” başlıklı haberine göre İngiltere, 2020 yılında her gün Türkiye’ye ortalama 575 ton plastik çöp gönderdi. İngiltere’nin işlenmesi zor çöplerle uğraşmanın sorumluluğunu daha fakir ülkelere devrederek atık bertaraf altyapılarını zorladığını belirten Chellel, “atık dolandırıcılarının” çöplerden kurtulmak için yaktıklarını, Türkiye’de geri dönüşüm merkezlerinde, haftada yaklaşık iki şüpheli yangın çıktığını belirtti.  

Harita: Bloomberg

Chellel, İngiltere merkezli geri dönüşüm şirketi Eurokey’in bu uygulamalara karıştığına dair kanıt bulunmadığını ancak Adana’da, torba takip cihazının son konumunun yakınlarında yasadışı çöp sahalarında Tesco markalı ambalajlar bulunduğuna dikkat çekti.

Yeşiller Partisi Eş Sözücü Koray Urbarlı

Urbarlı: “Çöp kolonizasyonu”

Yeşiller Partisi Eş Sözcüsü Koray Doğan Urbarlı, 2017 yılına kadar Çin’in neredeyse dünyanın bütün çöpünü aldığını ve çöpteki değerli hammaddeleri alıp sanayisine kazandırmak için “çöp kolonizasyonuna” uyum sağladığını söyledi. Çin’de çöp ithalatının yasaklanmasıyla “dünyanın çöp rotasının değiştiğini” belirten Urbarlı, Türkiye’nin atıkları geri dönüştürmek için ithal etmediğini sayılarla şöyle açıkladı:

2016’da Türkiye’ye 3 bin 616 ton plastik atık gelirken, 2020 yılında 700 bin ton geliyor. 2020’de Türkiye, 3,5 milyar ton atık oluşturmuş ve yalnızca 400 bin tonu işlenebilmiş. Üretilen atığın geri kalanı ve ithal edilen çöpler yakılıyor, doğaya atılıyor ve bir şekilde ondan ‘yararlanılamıyor’. Türkiye kendi ürettiği çöpünü/hammaddesini işleyemezken, dünyanın çöpüne talip oluyor.” 

Türkiye’de, neredeyse üç günde bir geri dönüşüm tesislerinde yangın çıktığını vurgulayan Urbarlı, “Yakılan çöpler büyük oranda plastik ve bunun halk sağlığına, iklim krizine çok büyük bir negatif etkisi var. Türkiye 2021 yılında çöp ithalatını yasakladı ancak çöp ithalatını isteyen lobinin baskısıyla bu yasak bir hafta sürdü. Alman devleti rapolarlarla, Almanya’nın çöpünün yaklaşık yüzde 25’inin Türkiye’ye verildiğini, resmi olarak açıkladı. Devletler bunları verdiklerini ifade ediyor, sahadan gelen veriler de doğruluyor ama Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı böyle olmadığını söylüyor” diye konuştu. 

“Çöpleri Çukurova’nın verimli topraklarında yakarak, gıdayı, havayı ve iklimi zehirliyorlar”

Urbarlı, en verimli tarım alanlarının çöp depolamaya ayrıldığını belirtti ve “Çukurova’nın sadece yüzde 1’ini veya binde 1’ini çöp yakmaya ayırdık demeniz bir şey ifade etmiyor. Çöp depolama tesisi, tarım alanlarının içine konulduğunda ve yakıldığında, tarım için ayrılan toprak da zehirleniyor. Daha kendi çöpünün yüzde 10’unu dönüştürebiliyorken çöp ithal edip onu Çukurova’nın verimli topraklarında yakarak hem gıdayı hem havayı hem iklimi zehirliyorlar” dedi. 

Sokakta atık toplayan işçileri bu kategoride değerlendirmediklerini belirten Urbarlı, çöpteki hammaddelerin ortaya çıkarılmasına ve tekrar kullanılmasına karşı olmadıklarını ancak Türkiye’nin geri dönüşüm kapasitesinin öncelikli olarak kendi atıkları için kullanılması gerektiğini söyledi. Urbarlı, dünyada hammadde azaldıkça, çöpteki hammaddeyi kullanmanın daha önemli hale geldiğinin ve çöpün değerli olduğunun, Türkiye’de atık işçileri ve büyük sanayiciler arasındaki rekabetten de anlaşılabileceğini belirtti.

Çin örneğinin, çöp ithalatının sürdürülemez olduğunu kanıtladığını söyleyen Urbarlı, “Çöp ithal eden ve çöp ihraç eden ülkelere baktığımızda, meselenin hammadde olmadığını görüyoruz. Bir çöp kolonizasyonu ve bundan para kazananlar var. Bu işin ticaretinden para kazanamayanlar da üç günde bir yanan tesisler olsa gerek” diye konuştu.

Prof. Dr. Aykut Çoban

Çoban: “Atığın sorumluluğu, az gelişmiş ülkelere ve tüketiciye yükleniyor”

Çevre politikaları, iklim siyaseti, siyasal ekoloji gibi alanlardaki çalışmalarıyla tanınan Prof. Dr. Aykut Çoban, atık yönetimiyle ilgili en önemli iki sorunun, gelişmiş-azgelişmiş ülkeler arasındaki ilişki ve tüketicinin sorumlu görülmesi olduğunu söyledi. Çoban, “Genellikle gelişmiş ülkelerde, gelişmiş bir çevre duyarlılığı ve çevre politikası gündeme gelir. Geri dönüşüm politikaları mevzuatta hayata geçmiş görünüyor ama gelişmiş ülkeler elindeki çöplerden, ihraç ederek kurtuluyorlar. Azgelişmiş ülkeler, gelişmiş ülkelerin çöplüğü olarak görülür” dedi. Sorumluluğu tüketicinin üzerine yıkan politikaların yanlışlığına dikkat çeken Çoban, şöyle konuştu:

İngiltere ve pek çok Avrupa Birliği ülkesinde, çöplerin tüketici tarafından ayrıştırılması, belediyenin atıkları evlerden ayrı ayrı toplaması gibi uygulamalar var. Tüketici evde ayrıştırıp, çevresel olarak iyi şeyler yaptığını düşünerek, vicdanen rahatlıyor. Oysa bunlar büyük bir oranda geri dönüştürülmüyor. Çöpün Londra’dan Türkiye’ye gelmesi, hatta bunun yasal çöp ithalatı çerçevesinde yaşanması, geri dönüşüm politikalarının çalışmadığının, iflas ettiğinin bir göstergesi.

“Plastik sorunu, kaynağında çözülmek zorunda”

Çoban, plastik atıkları toprağa gömüldüğünde veya toprak üstünde yığıldığında, yeraltı sularına karışması, tarım topraklarının beyhude kullanılması, biyolojik çeşitliliğe zararları ve yakılarak bertaraf edildiğinde ise, emisyonlar, hava kirliliği, asit yağmurları gibi başka ekolojik sorunlar ortaya çıktığını vurguladı. Plastik üretiminden, plastik ambalajdan vazgeçmek yerine işe yaramayan ve çevresel zararları daha büyük olan politikalarla atıkların bertaraf edilmeye çalışıldığını belirten Çoban, şunları söyledi:

Ortaya çıkan çevre sorunu, kaynağında önlenmeli. Plastik üreticileri, plastik maddelerle ürünlerini ambalajlayan büyük tekeller, şirketler bu işi kaynağında çözmek zorundalar. Okyanusun içinde yüzen plastik ülkeleri var artık, azgelişmiş ülkelerin kıyılarına vuruyor. Türkiye’de olduğu gibi, yasal veya yasadışı yollardan çöp ticareti yapılıyor. Mikroplastik olarak dünyanın her yerinde, dağın tepesinde, denizin dibinde, canlıların içinde var. Bütün bu sorunlar, tüketici bireyin sırtına yüklenemez. Sorunu şirketlerin çözebileceği şekilde bir düzenleme ile, üretime yasak getirme, plastik kullanımını üretici şirketler düzeyinde cezalandırma gibi, plastik üretiminden kurtulacak şekilde başka önlemlere ihtiyaç var.

“Ticaret çift yönlü”

Atıkların geri dönüştürülmesinin yüksek maliyetli olduğunu ve kimi zaman da teknolojik yetersizlik ve kapasite yetersizliği nedeniyle mümkün olamadığını söyleyen Çoban, “Ticaretin çift yönlü çalıştığını söyleyebiliriz. Atıklardan kurtulmak daha maliyetli olacağından, atık ihraç eden ülke üste para verir. Dolayısıyla Türkiye’ye bunu getiren firma, böyle bir alışveriş içine girerek kâr eder. Bazen de içinde kullanılabilir, yüksek çevresel maliyetle dönüştürebilir maddeler olur. Alıcı firma, elde edeceği bazı maddeler için bir kısım para veriyor olabilir” diye konuştu.

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.