Kızılay’ın Ankara Ulucanlar’da bulunan Aş Ocağı, 103 yıldır kesintisiz olarak ihtiyaç sahiplerine yemek veriyor. Yemek kuyruğunda bekleyen yurttaşlar, “Hayat pahalı”, “Keşke devletimiz gençlerin elinden de tutabilse” tepkisini gösterdi. Yaşlı bir kadın 19 yıldır buradan yemek aldığını söylerken aşçı İrfan Oruç, “İhtiyaç sahipleri arasında ayrım yapmaksızın yemek dağıtımı yapıyoruz” diye konuştu.
Kamera-kurgu: Furkan Erdem
Kızılay’ın Dr. Cevat Naki Akkerman Aş Ocağı’nda her gün saat 11:00’den itibaren ihtiyaç sahiplerine yemek dağıtımı yapılıyor. Yemek servisinden günlük ortalama 10 bin kişi faydalanıyor. Yemek yapımına sabah saat beşte başlanıyor. Ulucanlar bölgesinde yaşayan sığınmacılar ve Türk vatandaşları, ellerinde yoğurt kaplarıyla ailelerindeki kişi sayısını söyleyerek yemek alıyor. Yemek dağıtımından memnun olduklarını söyleyen vatandaşlar, hayat pahalılığından dert yanıyor.
Irak Türkmeni olan bir müdavim, yemek yardımının yanı sıra farklı yardımlar yapılsa daha memnun olacaklarını belirterek, “Saat 11:00 ve 11:30 arasında yemeğimi aldım. Evde 10 kişi yaşıyoruz. Yemek verenlere teşekkür ederim” dedi.
Aş Ocağı’ndan faydalanan sığınmacılar ve Türk vatandaşları yemek aldıktan sonra sık sık kendi aralarında sohbet ediyor. Medyascope, bu sohbetlere konuk oldu. Afganistan’dan Türkiye’ye gelen bir kişi ile yaptığımız sohbet esnasında, vatandaşlar “Sığınmacılara yapılan yardımlar” konusunu tartışmaya açtı.
Bir vatandaş, “Türkleri bırakıyorlar dışarının insanlarına canını veriyorlar. Sana veriyorlar bir kilo yağ, onlara veriyorlar beş kilo yağ” tepkisini gösterdi. Sığınmacılar ise bu görüşe katılmadıklarını söyledi.
“Keşke devletimiz gençlerin elinden tutsa”
Bir başka yurttaş ise, “Tamam devletimiz bunlara yardım ediyor kirasına, elektriğine, suyuna. Keşke bize de yardım edebilseler. Keşke bizim gençlerimizin elinden de tutabilseler” diye konuştu.
“Hayat pahalı”
Bir başka yurttaş ise yıllardır yemek aldığı için Aş Ocağı çalışanlarını tanıdığını belirterek, “Hayat pahalı. 19 senedir burdayım. 19 senedir yemek alıyorum. Burada çalışanlardan hepsinden memnunum” dedi.
Medyascope'un haftalık e-bülteni
Andaç'a abone olun
Editörlerimizin derlediği öngörüler, analizler, Türkiye’yi ve dünyayı şekillendiren haberler, Medyascope’un e-bülteni Andaç‘la her çarşamba mail kutunuzda.
“Sabah beşte yemek yapmaya başlıyoruz”
Aş Ocağı’nın aşçısı İrfan Oruç, ayrım yapmaksızın tüm ihtiyaç sahiplerine destek olduklarını belirterek şunları söyledi: “103 yıldır Ankara’nın ilk aşevi burası ve tamamıyla bağışla dönen bir kurum. Sabah beşte yemek yapmaya başlıyoruz. Haftanın yedi günü faaliyet içinde çalışıyoruz. Toplam 10 bin kişilik bir yemek üretim kapasitemiz var. İhtiyaç sahipleri arasında ayrım yapmaksızın yemek dağıtımımızı yapıyoruz.”
103 yıldır hizmet veriyor, tamamen bağışçılar tarafından yürütülüyor
Kızılay’ın Ankara Ulucanlar’daki Dr. Cevat Naki Akkerman Aş Ocağı, 1919 yılında kuruldu ve 103 yıldır kesintisiz hizmet veriyor. Ankara’ya gelen Kuvayımilliyecilere yemek vermek amacıyla kurulan aşevinde o günden bu yana kesintisiz her gün tencere kaynatılıyor ve yapılan yemekler ihtiyaç sahiplerine, kim olduğuna, nereden geldiğine bakılmaksızın, sorulmaksızın veriliyor. Aş ocağının bir diğer özelliği ise yardımların tamamen bağışçılar tarafından karşılanması. Kızılay bu aşevine özel bir destek sağlamıyor. Kurban kesenler, kurbanlarını buraya bağışlıyor, yemekler hayırseverler tarafından sağlanan gıda maddeleriyle pişiriliyor.
Her gün 10 bin kişilik yemek çıkıyor
Aşevinde günlük 10 bin kişilik yemek hazırlanıyor. Hazırlanan yemekler, Ankara’nın dört farklı dağıtım noktasında ve kimsesizlerin kaldığı dört otelde dağıtılıyor. Yemeklerin bir kısmı paketlenerek aşevi veya dağıtım noktalarına gelemeyecek durumda olan hasta, yaşlı, engelli ve ihtiyaç sahiplerinin evlerine ulaştırılıyor.
