Özgür gazeteciliğe destek olun
Search
Close this search box.

CDS primi 700 baz puanı geçti, Türkiye finansman kaynakları için daha riskli – Doç. Dr. Hakkı Öztürk: “Devletin borçlanma maliyeti artıyor”

Türkiye’nin CDS primi 700 baz puanın üzerine çıktı. Kredi temerrüt riski (Credit Default Swap) olarak çevrilen CDS primlerini, Bahçeşehir Üniversitesi Uluslararası Finans Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Hakkı Öztürk, Medyascope için değerlendirdi. 300 baz puanın üzerindeki primlerin uluslararası finans literatüründe “çok riskli” olarak değerlendirildiğini söyleyen Öztürk, “CDS priminin yüksek olması devletin borçlanma maliyetinin artması demek. Bu hem TL hem de dolar bazında şirketlerin de borçlanma maliyetlerini artırıyor” dedi.  

Türkiye’nin CDS primleri, 2008 yılından bu yana gördüğü en yüksek seviyeye ulaştı ve artmaya da devam ediyor. Risk priminin ne anlama geldiğini, nelerden etkilendiğini ve nasıl düşeceğini Medyascope için değerlendiren Doç. Dr. Hakkı Öztürk ile görüşmeye başladığımızda CDS primi 713 iken, görüşme sonlandığında 715 baz pua olmuştu. 

Öztürk, CDS primini, Türkiye’nin çıkardığı, dolar cinsinden Eurobond tahvillerin geri ödenmeme riskine karşılık yaptırılan sigortaya ödenen prim olarak açıkladı. Kısaca “ülkenin riskini gösteren bir kasko primi” olarak nitelediği CDS risk primlerinin yükselmesinde en önemli etkenin dış borç yükü ve döviz rezervlerinin azalması olduğunu belirten Öztürk, bu durumun dış finansman bulmayı zorlaştıracağını söyledi.

CDS priminin 700 baz puan olması ne anlama geliyor?

Öztürk, Türkiye’nin beş yıllık mevcut CDS primi ile dolar cinsinden borçlandığında, ABD faizinden yıllık yüzde 7 daha fazla borçlanma maliyetine katlandığını belirtti. Gelişmekte olan ülkelerin CDS primleri ortalamasının 250 baz puan civarında olduğunu belirten Öztürk, şöyle konuştu:

Brezilya 240, Meksika 150, Kolombiya ve Güney Afrika 260 baz puan CDS primlerine sahip. Bunlar borçlanırken yıllık yüzde 2,6 ek prim öderken, Türkiye dolar cinsinden borçlanırken ek olarak yıllık yüzde 7 prim ödüyor. Risk primlerinin artması, Türkiye’nin dolar cinsinden borçlanma maliyetinin artması demek. Türkiye en yüksek risk primine sahip ülkelerden biri. 1821 baz puanla Arjantin, 1500 baz puanla Rusya (savaştan önce 90-100 baz puan civarındaydı), 872 baz puanla Mısır’dan sonra Türkiye, 713 baz puan CDS primiyle dördüncü sırada yer alıyor.

Risk primlerini ne yükseltiyor?

Öztürk, Hazine’nin daha yüksek faiz ödeyerek borçlanmasının, Türkiye’de olan şirketlerin de Türk Lirası (TL) ve döviz cinsinden borçlanma faktörlerini artırdığını söyledi, küresel dış faktörlere ve içerideki ekonomik, politik gelişmelere işaret etti. Bir ülkede CDS’nin 300 baz puanın üzerinde olması uluslararası literatürde “high yield” (yüksek getiri) olarak adlandırıldığını ve aşırı riskli olarak değerlendirildiğini belirten Öztürk, şunları söyledi:

FED’in faiz artırma kararıyla sıkılaştırılan likidite koşulları, risk iştahı, finansal koşullar gibi küresel dış faktörler var, bunlar bizim elimizde değil. Tüm gelişmekte olan ülkelerin risk primleri yaklaşık altı aydır artıyor ancak örneğin Brezilya ve Güney Afrika 200 puandan, 250 ve 260 puana çıkıyor. CDS primlerini etkileyen iç faktörlerde ise, siyasi ve jeopolitik ilişkiler, hukuk sistemi, düşük kalitedeki düzenlemeler ve en önemlisi ülkeye özgü makro faktörler var. Bütçe açığı, enflasyon, kamu borcu, cari denge, döviz kuru oynaklığı ve en önemlisi ülkenin toplam dış borç yükü ile toplam döviz rezervi gibi Türkiye’ye özgü makro faktörlerin, özellikle 2018 yılından sonra bozulduğunu görüyoruz.

Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin, risk primlerine etkisi oldu mu?

Türkiye’nin CDS risk priminin 2010-2017 yılları arasında ortalama 207 baz puan olduğunu ancak 2018 yılı başından şu ana kadar ortalama 390-400 baz puan düzeyinde, önceki yedi yıl ortalamasının iki katına çıkmış durumda olduğunu söyleyen Öztürk, parlamenter sistemden cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine geçilen 2018 yılındaki kırılmaya dikkat çekti. Öztürk, makroekonomik faktörlerin etkisini şöyle açıkladı:

Bugün Türkiye’nin yaklaşık 445 milyar dolarlık dış borcu var. Bunun gayrisafi yurtiçi hasılaya oranına baktığımızda, yüzde 60’a yakın olduğunu görüyoruz, diğer gelişmekte olan ülkelerle karşılaştırdığımız zaman dış borç yükü oranı çok yüksek. Merkez Bankası’nın (MB) brüt rezervlerinin, en azından ülkedeki bir yıl içinde ödenecek kısa vadeli dış borcu karşılaması beklenirken, en azından ülkedeki bir yıl içinde ödenecek kısa vadeli dış borcu karşılaması beklenir. Bu borç yaklaşık 175 milyar dolar, brüt rezerv ise 110 milyar dolar. Rezervin kalitesine bakarsak, çoğu swap yapılmış, kendi rezervlerimiz değil. MB’nin swap hariç net rezervi, eksi 48 milyar dolar düzeyinde.

CDS primlerinin düşmesi mümkün mü?

Türkiye’nin CDS priminin 2008 yılında 831 baz puan olduğunu belirten Öztürk, “2008’de küresel finans kriziyle bu seviyeye çıktı ve tüm ülkelerde benzer bir durum vardı. Türkiye uluslararası finans kuruluşları olan Fitch’ten Kasım 2012’de, Moody’s’ten ise 2013’te ‘yatırım yapılabilir ülke raporu’ aldı. Bu dönemde Türkiye’nin risk primleri 100-120 baz puana kadar düşmüştü” diye konuştu.

Öztürk, bugün Türkiye borçlanmak istediği takdirde, 10 yıl vadeli Eurobond için yıllık yüzde 9,5 faiz ödemek zorunda olduğunu söyledi ve başka bir gelişmekte olan ülke Brezilya’nın yıllık yüzde 5,7 faizle borçlanabildiğine dikkat çekti. 

Normal para politikasına geçilmediği, belli kurumların bağımsızlığı ve kredibilitesi sağlanmadığı sürece Türkiye’de risk primlerinin yüksek seyredeceğini belirten Öztürk, “Ne zaman ki Türkiye’de iklim değişir, ekonomik birimler Türkiye’nin iktisat bilimine uygun politikaya döneceğine inanır ve bir güven sağlanırsa risk primleri düşer” dedi.

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.