Orta Afrika’da görülen ve endemik bir virüs olarak kabul edilen maymun çiçeği virüsü, İngiltere, İspanya, Portekiz, İtalya, İsveç, Kanada ve Amerika Birleşik Devletleri’nin (ABD) ardından Almanya, Fransa, Belçika ve Avustralya’da da görüldü. Virüsün dünyada hızla yayılmasının ardından endişeler artıyor. Maymun çiçeği virüsünü Prof. Dr. Bülent Ertuğrul’a sorduk. Ertuğrul, maymun çiçeği virüsünün yeni bir pandemi riski taşımadığını, virüsün yayılımının dönem dönem bu şekilde artışlar gösterdiğini söyledi.
Enfeksiyon hastalıkları ve klinik mikrobiyoloji uzmanı Prof. Dr. Bülent Ertuğrul, Orta Afrika kaynaklı maymun çiçeği virüsü vakalarında yaşanan artışı Medyascope’a değerlendirdi. Virüsün yeni bir pandemi oluşturma riski olmadığını belirten Ertuğrul, “Bu zaten eskiden beri bildiğimiz ve dönem dönem bu şekilde dışarıya doğru da, yani bulunduğu endemik bölgeden dışarıya doğru da çıkıp hastalık oluşturan bir virüs. Şu anda bizim için böyle bir risk yok” dedi.
“Kendini sınırlayan bir yapısı var”
Maymun çiçeği virüsünün, çiçek hastalığından daha hafif ve kendini sınırlayan bir yapısı olduğuna dikkat çeken Ertuğrul, ilk vakanın Demokratik Kongo Cumhuriyeti’nde ortaya çıktığı 1970 yılından beri bazı dönemlerde bu çeşit artışların meydana geldiğini ve daha çok Orta ve Batı Afrika’da bu artışların yaşandığını söyledi.
Hastalığın insanlara daha çok kemirgenlerden ve maymunlardan bulaştığını da belirten Ertuğrul “Maymun ve kemirgenlerin vücut sekresyonlarının teması sonrası veya onların etleriyle bulaşabiliyor. Genel hastalık sınıflaması içerisinde de zoonozlar yani hayvandan geçen enfeksiyonlar sınıflaması içinde. Seyahatle bağlantılı enfeksiyonlar bunlar. O bölgeye gitmiş, o bölgede kalan batılıların veya o bölgeden Avrupa’ya gelenlerin yakalandığı bir hastalık. O bölgedeki insanların taşıdığı bir hastalık şeklinde söyleyebiliriz” diye konuştu.
“Aynı eşyaları kullanmakla ve cinsel yolla bulaşabiliyor”
Şu ana kadar tespit edilmiş vakalarda büyük olasılıkla bir seyahat ve ardından gelen bir bulaş zinciri söz konusu olabileceğini söyleyen Ertuğrul, virüsün insandan insana bulaşabileceğini de söyledi ve ekledi: “Kovid-19’daki gibi damlacıklar aracılığıyla ya da örneğin vücut döküntüleri olan insanlarla beraber çarşaf, havlu ve bunun gibi aynı eşyaları, kullanmakla ve son bulgulara göre cinsel yolla da bulaştığını gösteriyor. Bu şekilde insandan insana bulaşabiliyor.”
Dünya genelinde uygulamasına son verilmiş çiçek aşılarının hastalığın yayılmasıyla beraber tekrardan zorunlu hale gelmesi olasılığının da bulunmadığını belirten Ertuğrul, “Bu hastalığa karşı da daha önceden çalışılmış bir aşı var zaten ama sadece sınırlı sayıda. Piyasada herkesin satın alabileceği şekilde değil. O bölgeye giden araştırmacılar veya gezginler için, onlara uygulanan sınırlı sayıda bir aşı” dedi.
“Ölüm oranları çok düşük”
Hastalığa yönelik olarak antivirallerin fayda sağladığının düşünüldüğünü de belirten Ertuğrul, semptomatik tedavi uygulandığını söyledi ve hastalığın ölüm oranının çok düşük olduğu vurguladı. Ertuğrul “Çocuklarda sıklıkla görülüyor. O anlamda endemik bir hastalık. Salgın haline gelmesi çok zor. O nedenle de yaygın kullanılan bir aşısı yok” diye konuştu.
Medyascope'un haftalık e-bülteni
Andaç'a abone olun
Editörlerimizin derlediği öngörüler, analizler, Türkiye’yi ve dünyayı şekillendiren haberler, Medyascope’un e-bülteni Andaç‘la her çarşamba mail kutunuzda.
