Afyonkarahisar 1 Nolu T Tipi Kapalı Cezaevi’nde kalan 61 yaşındaki akciğer kanseri hastası Murat Tuksoy’un hastaneye nakledilerek tedavi edilmesini isteyen ailesinin girişimleri sonuçsuz kaldı. HDP Kocaeli Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu, Tuksoy’un durumunu bir dilekçe ile TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu’na bir dilekçeyle iletti. Tuksoy, 29 Temmuz’da hayatını kaybetti. TBMM İnsan Haklarını Komisyonu ise Gergerlioğlu’nun dilekçesine 8 Ağustos 2022’de, Tuksoy öldükten 10 gün sonra yanıt verdi. Yanıtta, iç hukuk yollarının bitirilmesinin ardından Anayasa Mahkemesi’ne ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne başvurulabileceği belirtildi.
Afyonkarahisar 1 Nolu T Tipi Kapalı Cezaevi’nde kalan KOAH hastası hükümlü Murat Tuksoy’un ailesi, Tuksoy’un sağlık durumuna ilişkin bilgi almak istediğinde cezaevinden “Sağlık sorunu yok” yanıtını aldı. Ancak bir gün sonra yapılan ziyarette, Tuksoy görüş alanına gardiyanlar eşliğinde tekerlekli sandalye ile getirildi. Tuksoy’un sağlık durumu hakkında cezaevinden bilgi almakta zorlanan aile, nakil ve tedavi için savcılığa başvuruda bulundu. Başvurunun ardından hastaneye kaldırılan Tuksoy’a akciğer kanseri teşhisi konuldu. 15 gün yoğun bakımda kalan Tuksoy, hastaneden çıktıktan sonra tekrar cezaevine götürüldü.
Cezaevinden bilgi almakta zorlandıklarını belirten aile, Tuksoy’un infazının ertelenmesi için talepte bulundu. Aile, Tuksoy’un infazı ertelenmiyorsa da İzmir’de bir cezaevine nakledilmesi ve burada bulunan bir hastanede tedavisinin devam ettirilmesini istedi. Tuksoy’un ailesi, HDP Kocaeli Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu’na ulaşarak destek istedi. Gergerlioğlu da Adalet Bakanı Bekir Bozdağ’ın yanıtlaması istemiyle TBMM Başkanlığı’na yazılı soru önergesi verdi. Gergerlioğlu ayrıca, TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu’na da 27 Mayıs’ta bir dilekçe vererek hasta hükümlünün durumunun incelenmesi talebinde bulundu. Bu yazışmalar sürerken Tuksoy, 29 Temmuz’da cezaevinde hayatını kaybetti.
Komisyon, mahpus öldükten sonra bilgi istedi
TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu, Gergerlioğlu’nun başvurusuna Tuksoy öldükten 10 gün sonra, 8 Ağustos 2022’de yanıt verdi.
Komisyonun verdiği yanıtta, infazın geri bırakılması talebinin yargı organlarını ilgilendirdiği belirtilerek, anayasanın 138. maddesinin ikinci fıkrasında bulunan, “Hiçbir organ makam, merci veya kişi yargı yetkisinin kullanılmasında mahkemelere ve hakimlere emir ve talimat veremez; genelge gönderemez; tavsiyede bulunamaz” hükmünü hatırlattı. Komisyon Başkanı AKP Bursa Milletvekili Hakan Çavuşoğlu’nun imzasıyla verilen yanıtta, iç hukuk yollarının tüketilmesinden sonra Tuksoy’un Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne başvurulabileceği belirtildi.
“Aracın soğutma sistemi çalışmadı, cenaze aileye kokmuş halde ulaştı”
HDP Kocaeli Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu, Tuksoy’un hastaneye kaldırıldığı tarihten 29 Temmuz’a kadar ailesinin bilgi alamadığını, bu süreçte neler olduğuna dair elle tutulur bir bilgi olmadığını belirtti. Gergerlioğlu, Medyascope’a şunları söyledi:
“En sonunda 29 Temmuz sabahı mahpus yakınları aranıp, ‘Babanız vefat etmiştir’ denilerek cenaze, yakınlarına gönderiliyor. Aracın da soğutma sistemi çalışmadığı için mahpus cenazesi aileye ulaştığında cenaze kokmuş halde ulaşmış oluyor. Başta gördüğümüz ihlaller, ölümden sonra da neler yaşandığını bize anlatıyor. Korkunç bir olay. Tüm bunların üzerine cezaevinin bir açıklaması yok. Soru önergemize hâlâ cevap almış değiliz. TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu açısından skandal bir durum. Mayıs ayında dilekçe verdik, ‘Süreç hızlansın’ dedik buna rağmen aylarca yanıt alamadık.”
“Adalet Bakanlığı skandallarla anılıyor”
Medyascope'un haftalık e-bülteni
Andaç'a abone olun
Editörlerimizin derlediği öngörüler, analizler, Türkiye’yi ve dünyayı şekillendiren haberler, Medyascope’un e-bülteni Andaç‘la her çarşamba mail kutunuzda.
TBMM İnsan Hakları Komisyonu’nun başvuruya aylarca yanıt vermemesini eleştiren Gergerlioğlu, verilen yanıta ise şöyle tepki gösterdi:
“Bana mevzuat anlatılıyor. O mevzuatı biz de biliyoruz. Komisyon, neden mayıs ayında cezaevine müdahil olup da ‘Bu hastanın işlemleri neden gecikiyor’ diye sormadı. Temmuz ayının sonunda da hasta öldü. Bu kadar sorumsuzluk, ciddiyetsizlik ve vicdansızlık başka yerde olamaz. Bu ancak TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu’nda oluyor. Hasta mahpuslar bir bir ölüyor ve kimsenin haberi bile olmuyor. Adalet Bakanlığı’ndaki ciddiyetsizlik had safhada. Güya işkenceye sıfır tolerans. ‘Türkiye’de işkence yok’ diyen Adalet Bakanlığı işte bu skandallarla anılıyor.”
