Özgür gazeteciliğe destek olun
Search
Close this search box.

Tahir Elçi Vakfı “Kürtlerin İnsan Hakları Algısı” raporunu açıkladı: “İnsan haklarında, 2015’ten sonra 90’lara dönüldü”

Tahir Elçi Vakfı aralarında İstanbul, Adana ve Diyarbakır’ın da olduğu 11 ili kapsayan “Kürtlerin İnsan Hakları Algısı” raporunu duyurdu. Raporda, “Bölgede fiilen ve 15 Temmuz darbe girişimi neticesinde de resmen uygulanan olağanüstü hal (OHAL) rejimi, insan haklarını 90’lı yıllara kadar geri götüren bir sürece dönüştü” değerlendirmesi öne çıktı.

Tahir Elçi Vakfı tarafından 11 il ve 34 ilçede bin 363 kişiyle yüz yüze gerçekleştirilen, “Kürtlerin İnsan Hakları Algısı” saha raporu açıklandı. Raporda, 15 Temmuz darbe girişiminden sonra uygulanan olağanüstü halin (OHAL) insan haklarını 1990’lı yıllara geri götüren bir sürece dönüştüğü belirtildi. Bölgede yaşayanlar için ifade özgürlüğünün batıda yaşayanlara göre daha öncelikli bir mesele olduğunun altının çizildiği raporda; ifade özgürlüğünü önemseyen HDP seçmeninin oranının, AKP seçmeninin iki buçuk katı olduğu aktarıldı.

Araştırma İstanbul, Adana, Mersin, Diyarbakır, Şanlıurfa, Mardin, Van gibi illerinde aralarında bulunduğu il ve bu illere bağlı ilçelerde gerçekleştirildi. Rapor ifade özgürlüğünü önemseyen erkeklerin oranının kadınlardan, gençlerin oranının yaşlılardan, yüksek eğitimlilerin oranının diğer eğitim aşamalarından geçmiş kişilerden daha fazla olduğunu ortaya koydu.

HDP seçmeni, ifade özgürlüğünü AKP seçmeninden daha fazla önemsiyor

Raporda, bölgede eğitim hakkını önemseyen bireylerin batıdaki bireylere kıyasla yaklaşık iki kat yüksek olduğu vurgulandı. Katılımcılar, en çok hak ihlaline uğrayan grupları sırasıyla; kadınlar, Kürtler ve yoksullar olarak belirtti. Her üç kişiden ikisi en çok hak ihlaline maruz kalanların kadın olduğunu dile getirirken rapordaki diğer tespitler şöyle:

  • “Kürtlerin en çok hak ihlaline maruz kaldığını düşünenlerin oranı da yüzde 61 olarak ortaya çıkarken katılımcıların yaklaşık beşte biri, en çok hak ihlaline maruz kalan grupların yoksullar ve çocuklar olduğu görüşünde. Çalışmaya katılan katılımcılar son yıllarda Türkiye’de hem hapsedilen insan sayısında artış olduğunu hem de görüşleri sebebiyle hapse girme oranının arttığını düşünürken bununla birlikte katılımcıların yarıdan fazlası polis-asker şiddetine maruz kalmanın, çıplak aramanın ve işkencenin son yıllarda arttığı görüşünde.
  • Türkiye’deki insan haklarının gidişatına dair kanaatler siyasi parti yakınlığına göre değişiklik gösteriyor. HDP seçmeninde durumun kötüye gittiğini düşünenlerin oranı yüzde 84 iken bu oran AKP seçmeninde yüzde 39 olarak ölçülüyor. AKP seçmeni dışındaki grupların kanaati birbirine benzeşiyor. Bununla birlikte AKP’ye oy vermiş her 10 Kürt içinde yaklaşık dört kişinin durumun kötüye gittiğini tespit etmesi önemli.
  • Her beş kişiden dördü Türkiye’de insan haklarının ihlal edildiği görüşünde. En çok ihlal edildiği düşünülen haklar ifade özgürlüğü, yaşam hakkı, kadın hakları ve eğitim hakkı. En çok kadınların, Kürtlerin ve yoksulların hak ihlaline maruz kaldığı görüşü paylaşılıyor. Katılımcılara göre insan haklarını en çok ihlal edenler arasında devlet yüzde 64, erkekler yüzde 12 olarak öne çıkıyor.”

İnsan haklarının üzerine düşen karanlık

Raporun sonuç kısmında; son 10 yılın Türkiye’de herkes için ama özellikle de Kürtler açısından oldukça çalkantılı geçtiği, Kürt meselesinin şiddet yerine müzakere yoluyla çözülebilmesi için başlayan sürecin hem toplumsal refaha katkı yaptığı hem de insan hakları alanında iyileştirmelerin zemini olduğu hatırlatıldı.

2015’te çözüm sürecinin bozulması ve şiddete yeniden dönülmesiyle Kürtlerin çoğunlukta olduğu iller başta olmak üzere hemen her yerde insan haklarının üzerine karanlık çöktüğü belirtilen raporda şu ifadelere yer verildi:

“Bölgede fiilen ve 15 Temmuz darbe girişimi neticesinde de resmen uygulanan olağanüstü hal (OHAL) rejimi, insan haklarını 90’lı yıllara kadar geri götüren bir sürece dönüştü. Katılımcılar Türkiye’nin 2012 ile 2015 arasında kat ettiği yolun da 2016 sonrası gerileyen insan haklarının da idrakinde, 2015-2016’dan bu yana insan haklarında bir gerileme olduğunu tespit ediyor ve bugünkü durumu insan hakları açısından 90’lı yıllara benzetiyorlar.”

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.