“Silahlı terör örgütüne üye olmak” suçlamasıyla tutuklanan akademisyen Sibel Tekin’in avukatı: “Örgütü ne savcı biliyor, ne mahkeme heyeti, ne de biz”

Haber: Berfin Bayır

Hacettepe Üniversitesi İletişim Fakültesi Öğretim Görevlisi ve belgesel yönetmeni Sibel Tekin’in tutuklanmasına ilişkin konuşan Avukat Mehtap Sakinci, müvekkili Tekin’in “potansiyel terör örgütü üyesi olduğuna dair bir ihbar” sonucu gözaltına alındığını açıkladı. Tutuklanma gerekçesinin “silahlı terör örgütüne üye olmak” olduğunu belirten Sakinci, “Sibel’in hangi örgütün tutuklusu olduğunu ne tutuklamaya sevk eden savcı biliyor ne tutuklama kararı veren mahkeme heyeti, ne Sibel biliyor, ne biz biliyoruz ne de gönderildiği Sincan Cezaevi yönetimi” diye konuştu.

İnsan Hakları Derneği’ndeki açıklamaya, Ankara Emek ve Demokrasi Güçleri, Belgesel Sinemacılar Birliği, Türkiye Gazeteciler Sendikası, DİSK Basın-İş, Çağdaş Gazeteciler Derneği ve Kaos GL’nin de aralarında olduğu çok sayıda kurumun temsilcisi, hak savunucuları, gazeteciler ve aktivistler katıldı.

İHD Ankara Şube adına basın açıklamasını okuyan Sevinç Koçak, Sibel Tekin’in tutuklanma sürecinin Türkiye’deki adalet sisteminin özeti mahiyetinde olduğunu söyledi. Açıklamada Tekin’in, 15 Aralık Perşembe günü sabah saatlerinde, insanların gün aydınlanmadan işe gitmesini konu alan “Karanlıkta Başlayan Hayat” belgeseli için çekim yapmak üzere Tuzluçayır’a gittiği belirtildi. 

Çekim yaptıktan sonra üniversitedeki işine gittiği ve günlük yaşamına devam ettiğine değinilen Tekin’in, 16 Aralık Cuma günü saat 02.00 sularında, gece yarısı evine yapılan baskınla dijital arşivi ve kamerasıyla birlikte gözaltına alındığı vurgulanan açıklamada şöyle denildi: 

“Gerekçe olarak, sabah çekim yaptığı güzergahta bir sivil polis aracını da görüntülemiş olması gösterildi. Yaptığı çekimin içeriği belli olduğu için, görüntüler incelenerek bırakılması beklenirken, yine belgesel için yaptığı eski çekimler de suç unsuru sayılarak 17 Aralık Cumartesi akşamı, çıkartıldığı nöbetçi mahkeme tarafından ‘silahlı terör örgütü üyesi olma’ suçlamasıyla tutuklandı. TEM dosyasında, savcının tutuklamaya sevk tutanağında, mahkeme heyetinin tutuklama kararında ya da cezaevine gönderilen belgelerde Sibel’in hangi örgütün üyesi olduğuna dair herhangi bir bilgi yer almıyor. Bu nedenle hangi örgütün tutuklusu olduğunu ne tutuklamaya sevk eden savcı biliyor ne tutuklama karar veren mahkeme heyeti, ne Sibel biliyor ne biz biliyoruz ne de gönderildiği Sincan Cezaevi yönetimi.

Sibel Tekin, Belgesel Sinemacılar Birliği üyesi bir sinemacıdır, video eylem aktivistidir, akademisyendir. Ankara’nın yakın tarihinin hafıza kaydıdır. Kamerası, Ankara sokaklarında hak arayan herkesin tanığıdır. Yaptığı tüm çekimler mesleğinin gereğidir ve belgesel film için çekim yapmak suç değildir.”

“Sibel Tekin’in iadeyi itibarının da sağlanması için elimizden geleni yapacağız”

Medyascope'u destekle. Medyascope'a abone ol.

Medyascope’u senin desteğin ayakta tutuyor. Hiçbir patronun, siyasi çıkarın güdümünde değiliz; hangi haberi yapacağımıza biz karar veriyoruz. Tıklanma uğruna değil, kamu yararına çalışıyoruz. Bağımsız gazeteciliğin sürmesi, sitenin açık kalması ve herkesin doğru bilgiye erişebilmesi senin desteğinle mümkün.

Avukat Mehtap Sakinci, sadece tutuklanmasının değil, kendisine isnat edilen suçun da müvekkilini itibarsızlaştırmaya yönelik olduğunu vurguladı. Sibel Tekin’in “örgüt üyeliği” suçlamasıyla karşı karşıya bırakıldığını söyleyen Sakinci, Tekin’in “bir ihbar üzerine” gözaltına alınmasıyla başlayan ve tutuklamayla biten süreci şöyle anlattı:

“Sibel Tekin kış saati uygulamasıyla ilgili, özellikle işçilerin ve çocukların yaşadığı zorluklara dikkat çekmek amacıyla pandemiden hemen önce belgesel çekme kararı alıyor ve ne yazık ki yaklaşık bir buçuk yıl, iki yıl sekteye uğruyor. Pandemi nedeniyle Sibel bu yarım kalan belgesel fikrini gerçekleştirmek için 13 Aralık günü ilk çekimini Kızılay’da gerçekleştiriyor ve bir programı var. Bu programına dahil dijital arşivinde de Sibel’in bu belgeseli çekeceğine dair bir iş programı ve dijital klasörü olduğunu emniyete bildirmiştik. Dijital dosyasının içine Sibel ilk çekimlerini kaydettikten sonra Ankara’da en çok işçinin en çok emekçinin ve gerçekten de insanların 9’da başladıkları bir mahallede değil de, insanların 05.30’ta başladıkları bir hayatı olan Tuzluçayır mahallesini  seçiyor. Soruşturmada, neden Tuzluçayır’ı seçtiğine dair aslında kasıt arayan pek çok soru da yöneltildi müvekkilime. O gün sabah 6.30  sıralarında Tuzluçayır’a geliyor. Çekim sırasında okul bahçesindeki servis araçlarını da çekiyor. Bu araçlardan birinin ceza infaz kurumu memurlarına ait olduğunu bilmeyip, kaydediyor. ‘Sibel çekmemesi gereken şeyleri çekmemesi gereken zamanda çekmiş’ dendi bize. Sonrasında Ankara TEM Şube Müdürlüğü bunu deyim yerindeyse polise bir suikast girişimi mi yoksa bu bir eylem hazırlığı içinde o bölgeyi keşif amacıyla taşıyan bir faaliyet mi şeklinde çok fazla sorguladı.”

İmza kampanyası

Belgesel Sinemacılar Birliği, “Sibel’in Yanındayız” imza kampanyası başlattı. İmza kampanyasının açıklamasında “Belgesel sinemaya ve gazeteciliğe bu şekilde suç isnat edilmeye çalışılmasını kınıyor ve kabul etmiyoruz. Mesleğimizi yapmak suç değildir. Sibel Tekin ve tüm tutuklu meslektaşlarımız serbest bırakılsın” denildi. 

OKUYUN: Hacettepe Üniversitesi Öğretim Görevlisi, belgesel yönetmeni Sibel Tekin tutuklandı