Deprem felaketinin üzerinden bir ay geçti. Merkez üssü Kahramanmaraş olan depremler, ülkenin güneyindeki toplam 11 ilin bazılarında yıkıma, bazılarında ise ağır hasarlara yol açtı. Malatya’da depremden etkilenenler için konteyner kent kuruldu. Ancak birçok yurttaş hâlâ çadırda yaşıyor. Malatya’da yaşayan yurttaşlara şehirdeki son durumu sorduk.
“Belediye sınıfta kaldı”
“Az hasarlı” tespiti yapılan evinde yaşamaya devam eden Vahap Yiğit, hayat şartlarının Malatya’da ağır olduğunu söyleyerek gelen yardımların yerine ulaşmadığını belirtti:
“Maalesef hayat şartları çok ağır, yardım geliyorsa da yerine ulaşmıyor. Belediye sınıfta kaldı, organizasyon yok. Evi biraz sağlam olanlar çok mağdur. Belediye organize olamadı ve hiçbir yardımdan faydalanamadık. Böyle bir zamanda insanların birbirine yardımcı olması gerekirken tamamen duyarsız davrandılar. Özellikle belediyeden çok şikâyetçiyiz. Düzgün yardım alamadık. Ellerini vicdanlarına koysunlar, böyle bir zamanda bize ulaşmadıktan sonra, üç ay sonra durumlar düzelince hiç yanımıza gelmesinler. Seçimi düşünecek zamanımız yok, dinlemiyoruz bile. O kadar problem var ki seçimle uğraşacak halimiz yok. O gün gelince herkes elini vicdanına koyacak. Biz burada gördük. Açık açık söylüyorum, özellikle Malatya’da sınıfta kaldılar.”
“Oy kullanmak isteyecek miyiz bilmiyoruz”
Malatya’da yaşam kalitesinin çok düşük olduğunu belirten yurttaş, sağlam binaların sayısının az olduğunu söyledi:
“Belki binalar yıkılmadı ama sadece ayakta duruyorlar. Sağlam bina yok denecek kadar az. Esnaf bir haftadır tezgâhlarını açmaya başladı ve ellerinde kalan malzemeleri satmaya çalışıyor. Malatyalılar olarak en büyük kaygımız, iki ay sonra herkesin evine dönmesi halinde nasıl bir sıkıntı yaşayacağımız. Belki şu an biraz da olsa yardım geliyor ama bir süre sonra ne olacak?”
Gündemin depremden siyasete kaymasını eleştiren yurttaş, seçimleri düşünecek zamanları olmadığını belirtti:
“Tamamen siyaset konuşulmaya başlandı. Sanki burada 11 şehirde hiçbir şey yokmuş gibi seçime odaklandılar. Şu anda seçim zamanı mı değil mi bilmiyoruz, nerede oy kullanacağımızı da bilmiyoruz. Oy kullanmak isteyecek mi canımız onu da bilmiyoruz. Çünkü içimizde kaygı var.”
“Enkaz altından cesetlerimiz çıkıyor, siyaset zamanı mı?”
Medyascope'un haftalık e-bülteni
Andaç'a abone olun
Editörlerimizin derlediği öngörüler, analizler, Türkiye’yi ve dünyayı şekillendiren haberler, Medyascope’un e-bülteni Andaç‘la her çarşamba mail kutunuzda.
Malatya’da yaşamın sıkıntılı olduğunu ve insanların gıda ile su sıkıntısı çekmeye başladıklarını belirten bir başka yurttaş ise şunları söyledi: “Güllük gülistanlık göstermeye çalışıyorlar ama bunların Malatya’ya hiçbir faydası yok. Malatya’da siyaseti düşünen pek yok. Burada kalanlar, kendi ailelerini düşünüyor.
Yıkıntı altında kalanlar var hâlâ. Cenazeleri çıkmayanlar var, sıkıntı çekmeye devam ediyoruz. Bazı mahallelere cenaze kokusundan girilmiyor. Sadece merkeze yardım yapıldı. Çevre mahalleleri dolaştığımız zaman insanlar bizden gıda, su istiyor. Bizim elimizden gelen bir şey yok. AFAD dışarıdan gelen yardımlara engel koydu. Kendi depolarına koyuyorlar. Ama sonrasını bilmiyoruz, kimseye yardım yapılmıyor.”
Siyaset zamanı olmadığını belirten yurttaş, önceliğin insanların yaralarını sarmak olduğunu vurguladı:
“Malatya milletvekillerinden kimseyi 10-15 gün görmedim sokaklarda. Ben siyasetin neyine güveneyim? Şu anda siyaset yapılma zamanı mı? İnsanların yaralarını sarsınlar önce. Bugün karnımı doyurdum tamam ama ben her gün ekmek sırasında yemek kuyruğunda beklemek zorunda mıyım?“
“20 gün sonra çadır buldum”
Malatya’da yaşayan bir başka yurttaş Mehmet Emin Altındağ ise depremden 20 gün sonra çadır bulduğunu belirterek, ilk günlerde yardım gelmediğinden bahsetti:
“AFAD’a diyorum ki, ‘Yanımda iki aile var, bize bir çadır.’ Kimliğimi veriyorum, ‘Size çadırı tekrar teslim ederim’ diyorum, ‘Gerekirse parayla alayım’ diyorum, çadır olmadığını söylüyorlar. İlk üç gün dağıtmışlar çadırı. O zaman benim aklıma gelen AFAD görevlileri kendi adamlarına dağıtmışlar. Sonra bana diyorlar ki, ‘Biz o işi durdurduk gelen ekiplere yetmiyor.’ Yetmiyorsa birinci gün de dağıtmasaydın. Sen AFAD müdürüysen, beceremiyorsan bırak git. Belediye başkanını, valiyi sahada görmedim. Daha sonra milletvekilleri göstermelik gelip dolanmışlar. Göstermelik gezmesin kimse. Ben Türkiye Cumhuriyeti vatandaşıyım, 20 gün sonra çadır buldum ve başka mahallede, kendi mahallemde de bulamadım.”
“İnsanlar ölmüşken siyaset umurumda değil”
Altındağ, “İlk iki gün kesinlikle yardım yoktu. AFAD, Kızılay görevlisi de yoktu” diyerek şunları söyledi:
“Zaten AFAD’ın amacı ne? Bu tür durumlarda acilen yetişmesi gereken bir kurum. Bunu yapamıyorsa orada beklemenin, AFAD’ı kurmanın amacı yok. Siyaset hiç umurumda değil, bu kadar insan ölmüşken umurumda değil.”
“İnsanlar çadırlara ulaşamıyor”
Pütürge Beyleri Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Dernek Başkanı Emin Ayten, Malatya’da depremin ilk günlerinde yaşadıkları sorunları Medyascope‘a anlattı:
“Depremin ilk gününde büyük sıkıntılar yaşandı. İlk gününde en büyük sorun çadır oldu. Bir çadırda 25 kişi yaşıyorlardı. Biz bunu genel başkanlara, vekillere, sivil toplum kuruluşlarına anlattık. Depremin ikinci günü Malatya’da ekmek sıkıntısı oldu. Üçüncü olarak su sorunu yaşandı. Su sorunu bitince gıda sıkıntısı başladı. Sonra ısınma problemi başladı. 15. günde bir deprem daha oldu bu sefer yine çadır sıkıntısı oldu. Bunun arkasından ‘Gıda, gıda, gıda’ diye bağırdık. Çadırlara biz gittik, bu çadırlara insanlar ulaşmıyor. Belli noktalarda yemek dağıtıyorlar ama bazı bölgelerde yok. Beydağ Mahallesi’ne bir çıksınlar. İnsanlara soran var mı, orada yüzlerce çadır var. Vatandaş suyu bizden istiyor, gidip suyu oraya bırakıyoruz.”
“Siyasetlerine 20 gün geç başlasınlar”
Ayten, siyaset konuşmanın zamanı olmadığını söyleyerek sözlerini şöyle tamamladı:
“Bu insanlar depresyondan çıkmış, üzerine televizyonu açıyorlar, Türkiye basınında artık siyaset konuşuluyor. Siyaset konuşmanın zamanı mı ya? Binlerce insan ölmüş. Millet aç, susuz. Hepsi aç değil, gıda yardımı geliyor ama elverişli değil, çadır sıkıntısı hâlâ devam ediyor. Artık siyaseti bıraksınlar. 15-20 gün geç başlasınlar siyasetlerine.”
