Özgür gazeteciliğe destek olun
Search
Close this search box.

Kılıçdaroğlu’nun ilk turda seçilmesini fiyatlayan piyasa umduğunu bulamadı: CDS yükseldi, Eurobondlar satıldı, Borsa’dan çıkışlar başladı

Cumhurbaşkanı seçimleri ikinci tura kaldı, ilk turda Kılıçdaroğlu’nun kazanacağını bekleyen piyasada ilk etkiler görüldü. CDS yükseldi, Eurobondlar satıldı, Borsa’dan çıkışlar başladı.

14 Mayıs seçimlerine giderken yurttaşların oy tercihini belirlemede ekonominin çok etkili olacağı düşünülüyordu. Ancak yurttaşların ekonomiye yönelik tepkileri sandıkta belirleyici olmadı. Piyasa aktörleri Kılıçdaroğlu’nun ilk turda cumhurbaşkanı seçileceği beklentisiyle hareket ederken, seçimlerde bu sonucun gerçekleşmemesi üzerine ekonomide farklı yönelişler ortaya çıktı. 

14 Mayıs’taki seçimlerde Meclis çoğunluğunu Cumhur İttifakı alırken, cumhurbaşkanlığı seçiminde de AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ilk turu önde tamamladı. Finans piyasaları da yeni duruma göre şekillenmekte gecikmedi. Doç. Dr. Hakkı Öztürk ve akademisyen Hatice Özütler, piyasanın 14 Mayıs’a tepkilerini Medyascope için değerlendirdi. 

Kılıçdaroğlu’nun seçileceği beklentisi piyasada nasıl fiyatlandı?

Bahçeşehir Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Hakkı Öztürk, Kılıçdaroğlu’nun birinci turda seçileceğinin piyasada fiyatlanmasını şöyle açıkladı:

“Seçimden önceki hafta yabancı yatırımcılar, birinci turda Kılıçdaroğlu’nun alacağı düşüncesi ve Türkiye’nin politikaları, özellikle para politikalarının değişeceği, ortodoks politikalara dönüleceği beklentisiyle Eurobondlara ciddi bir giriş yapmışlardı. Özellikle Türkiye’nin 10 yıl vadeli Eurobondlarından yapılan alımlarla, fiyatlar yaklaşık yüzde 5 yukarı gitmiş, dolayısıyla Eurobond faizlerinin getirileri de yüzde 8,2’lere kadar düşmüştü. Türkiye’nin risk primleri, CDS’ler de bununla beraber aşağı gitti. CDS primi, 500 puanın altına düşerek, 495 baz puanla 2022’nin yılbaşından beri en düşük seviyeye geldi.”

“Beklentiler gerçekleşmeyince Eurobondlar satıldı, CDS yükseldi”

Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ilk turda sonuçlanmaması ve piyasaların Kılıçdaroğlu’nun seçileceği yönündeki beklentisi, 14 Mayıs öncesine göre azaldı veya ortadan kalktı. Öztürk, finans piyasalarındaki ilk tepkileri ise şöyle değerlendirdi:

“Seçim sonucu belli olduktan sonra, geçen hafta alım yapılan Eurobondlardan ciddi bir satış oldu. Seçimden önceki hafta, yabancıların alımıyla fiyatları 105 dolara kadar yükselen 10 yıllık Eurobondların getirisi yüzde 9,2’den yüzde 8,6’ya düşmüştü. Erdoğan’ın kazanacağı beklentisinin güçlenmesiyle, fiyatı 93 dolara gerileyen Eurobondların faizi yüzde 10,5’e kadar yükseldi. 

Türkiye’nin risk primi seçimin ertesi günü 500 baz puandan 632 baz puana ve bugün (17 Mayıs) itibariyle 672 baz puana kadar yükseldi.Yabancı yatırımcılar tarafında, Kılıçdaroğlu’nun ve Millet İttifakı’nın kazanacağı, daha ortodoks politikalara dönüleceği beklentisi satın alınmıştı ama o doğru çıkmadı. 

Aynı şeyi Borsa’da da gördük. Türkiye’de artık Borsa’da yabancı yatırımcı yok ama geçen hafta, özellikle Muharrem İnce’nin adaylıktan çekilmesinden sonra, düşük miktar da olsa yabancı yatırımcı tekrar geldi. Gelen kısa vadeli fonlarla, Borsa’da ciddi bir yukarı hareket oldu, özellikle bankalar ve holdinglerde. Yabancı yatırımcı geldiği zaman daha likit kağıtlar olan bankalar ve holdingleri alıyor. Daha sonra, beklentileri gerçekleşmeyince aldıklarını sattılar.”

Kısa vadede piyasadaki fiyat oynaklıklarının, yani volatilitenin yüksek olabileceğini söyleyen Öztürk, “Bundan sonra piyasada farklı fiyatlamalar olacak, statükonun devamı fiyatlanacak. Uzun vadede fiyatlar dengeye oturacaktır” dedi.

“Yabancı yatırımcının Türkiye’ye gelmesi zor görünüyor”

2018 yılında cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine geçildiğinden bu yana, yabancı yatırımcının Türkiye’de hem Borsa’dan, hem TL tahvil-bono piyasasından çıktığını belirten Öztürk, “Eğer iktidar değişikliği olsaydı, Türkiye’de yeni bir politikaya geçilme ihtimali olacaktı, belki risk primlerinde düşüş olacaktı. Ona göre, yabancı yatırımcı Türkiye’ye daha sıcak bakabilirdi. Türkiye’de, yüzde 45 enflasyonun olduğu yerde yüzde 10-11 faizle verilen tahviller pahalı ama uygulanan politikalar nedeniyle riskler arttığı için Borsa ucuz” diye konuştu. Ekonomi yönetimin nasıl şekilleneceği ve başında kim olacağı netleştikten sonra yeni bir fiyatlama olacağını belirten Öztürk, şöyle devam etti:  

“Ucuz olması, Borsa’nın yükseleceği anlamına gelmiyor, Borsa’nın kalıcı olarak sağlıklı şekilde yükselmesi için fiyatların yukarı doğru gideceği beklentisi olması lazım. Şu an yerli ve milli borsa, belirli grupların elinde, istedikleri gibi fiyatlarla aslında oynayabilirler. Bundan sonra yabancı yatırımcı Türkiye’ye gelir mi? Şu anki ortam itibariyle zor görünüyor. Bir sene sonra yerel seçimler var. Tekrar burada kamu harcamaları, düşük faiz politikaları devam edecek, yine yüksek enflasyon olacaktır. Böyle bir ortamda, yerli yatırımcı 2022’de satın alma gücünü korumak, parasını enflasyondan korumak için nasıl Borsa’ya girdiyse, ikinci tur seçimlere kadar öyle bir hareket olabilir ama yabancı yatırımcı olmadan ne kadar kalıcı olacağı soru işareti.”

Naci Ağbal’ın Merkez Bankası Başkanı ve Lütfü Elvan’ın Hazine ve Maliye Bakanı olduğu süreçte, iki ay içinde Türkiye’ye 15-20 milyar dolar kısa vadeli portföy yatırımı olarak yabancı sermaye geldiğini aktaran Öztürk, iktidar değişmediğinde de ekonomi yönetiminin başında kim olacağının önemine dikkat çekti. 

Özütler: “Piyasanın çok yüksek tepki vermemesinde durumu sindirmesi etkili olabilir”

Akademisyen Hatice Özütler, seçimlerden önce kur korumalı mevduat (KKM) hesaplarının finansman ayağında değişiklik olduğuna dikkat çekti. Uzun vadeli borçların finansmanında, kısa vadeli liralaşmanın ön plana çıktığını belirten Özütler, döviz kurunda büyük bir sıçrama olmamasının cevabının burada olduğunu söyleyerek, “Açıkçası ben doların 20-21 TL’ye yükselebileceğini düşünüyordum fakat bir denge oldu. Piyasanın çok yüksek bir tepki vermemesinde, seçim sonuçlarının zamana yayılarak ilanı, adayların çekilmesi gibi etkenlerle, piyasaların durumu sindirmiş olması etkili olmuş olabilir” diye konuştu. 

Seçimleri muhalefetin kazanması veya iktidarın sürmesi olarak iki senaryoyla ele alan Özütler, muhalefetin KKM’den kademeli dönüş olacağının deklare etmesinin bir sigorta olduğunu belirtti. Özütler, “Diğer taraftan mevcut iktidarın görüşü belli, belki hafif bir ortodokslaşma olabilir. İki baz senaryo arasında çok büyük bir kopuş olmadığı ve seçim ekonomisi saikleri ön plana çıktığı için, bu iki senaryo arasında çok büyük bir uçurum yaratmadı” dedi.  

“Kılıçdaroğlu fiyatlaması Avrupa pazarına bakan dengelerle ilgiliydi”

Piyasanın, Kılıçdaroğlu’nun ilk turda cumhurbaşkanı seçileceği beklentisiyle, Avrupa Birliği ile ilişkilerin ön plana çıktığını belirten Özütler, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Genel seçimler üzerinden genelde piyasalarda yapılan bir yorum var ama yerel seçimlerin etkisi de çok büyük. AB uyum kriterleri, yerel yönetimlerde gelecek reform adımları, orta koridordaki gelişmelerde çok fazla politik mülahazalar söz konusu. Kılıçdaroğlu’nun, bu uyum yasalarına yaklaşılacağı fakat orta koridordan da vazgeçilmeyeceği yönünde bir ifadesi olmuştu. Burada bir paradigma değişikliği olabileceği için, Kılıçdaroğlu fiyatlamasında CDS’deki düşüş yalnızca Türkiye ayağıyla ilgili değil, Avrupa pazarına bakan dengelerle ilgiliydi.”

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.