Koşullu salıverilme tarihi gelmesine ve lise mezunu olmasına rağmen “okur yazar olmadığı, cezaevindeki etkinliklere katılmadığı” gerekçesiyle serbest bırakılmayan Hatice Calıhan’ın durumu Adalet Bakanı Yılmaz Tunç’a soruldu. Yeşil Sol Parti Diyarbakır Milletvekili Serhat Eren, Adalet Bakanı Yılmaz Tunç’a, “Eğer okuma yazma bilmiyorsa nasıl sakıncalı mektup yazdığı belirtiliyor?” dedi.
“Örgüt üyeliği”, “görevi yaptırmamak için direnme”, “örgüt propagandası yapmak” gibi gerekçelerle 2010 yılında Diyarbakır’da tutuklanan Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Gençlik Meclisi üyesi Hatice Calıhan’ın 3 Haziran’da serbest bırakılması gerekiyordu.
Şakran Kadın Kapalı Cezaevi’nde tutuklu bulanan Calıhan’ın serbest bırakılması, İdare ve Gözlem Kurulu tarafından sekiz ay ertelendi. Lise mezunu olup, okuma yazma bilen Calıhan’ın serbest bırakılmasına, “Hükümlü okur yazar olmayıp, kurumda bulunduğu süre içerisinde eğitimiyle ilgili herhangi bir eğitim programına dahil edilmediği” gerekçesi öne sürüldü.
Kararın devamında, “Açlık grevi, slogan atma, dosyasında pişmanlık göstermemesi, daha önce göndermiş olduğu beş mektubun sakıncalı görünmesi, milli, dini günlerdeki tören ve anma programlarına kurumda bulunduğu süre zarfında hiçbir etkinliğe katılım sağlamadığı, kurum kütüphanesinden faydalanmadığı, manevi rehberlik birimi tarafından yürütülen kurs, eğitim, koğuş dersi ve ahlak eğitimi gibi programlar ile rehberlik çalışmalarına katılım sağlamadığı” gerekçeleri sıralandı.
Yeşil Sol Parti Diyarbakır Milletvekili Serhat Eren, Calıhan’ın durumunu Adalet Bakanı Yılmaz Tunç’a sordu:
.-Mahpus okuma yazma bilmiyor ise okuma yazma öğrenmesi için bir çalışma yapılmış mıdır?
-Okuma yazma bilmeyen bir mahpus, nasıl mektup gönderebilmiştir ki sakıncalı bulunmuştur?
-Okuma yazma bilmeyen bir mahpus, kurum kütüphanesinden nasıl faydalanabilir ki bu husus gerekçede yer almaktadır?
-Bahsedilen mektupların sakıncalı bulunmasının sebebi nedir?
-Mahpusun açlık grevi ve slogan atma sebebiyle almış olduğu herhangi bir disiplin cezası var mıdır? Var ise bu disiplin cezaları İnfaz Kanunu m. 48/4 gereği kaldırılmamış mıdır?
Medyascope'u destekle. Medyascope'a abone ol.
Medyascope’u senin desteğin ayakta tutuyor. Hiçbir patronun, siyasi çıkarın güdümünde değiliz; hangi haberi yapacağımıza biz karar veriyoruz. Tıklanma uğruna değil, kamu yararına çalışıyoruz. Bağımsız gazeteciliğin sürmesi, sitenin açık kalması ve herkesin doğru bilgiye erişebilmesi senin desteğinle mümkün.
-İdari bir organ olan idare ve gözlem kurulu, “pişman olmamak” gibi yargısal tutum içeren bir gerekçeyi Bakanlığınızın hangi biriminden aldığı yetkiyle öne sürmektedir? İdare ve gözlem kurulu yargısal faaliyette bulunma yetkisi olan bir mahkeme midir?
-Hapishanede milli ve dini günlerde ne tür anma ve tören programları düzenlenmiştir? Bunlara hangi mahpuslar katılmaktadır ve mahiyetleri nelerdir? İnfaz Kanunu’nda “milli ve dini günlerdeki programlara katılmak” gibi bir yükümlülük mü vardır?
-Hapishanedeki manevi rehberlik biriminde kimler hangi sıfatla görevlidir? Bu görevlilerin programları ve çalışmaları nelerdir?
-Mahpusların farklı din ve inançlarının olması mümkün iken manevi rehberlik biriminin çalışmalarının dayatılması, Anayasa m. 24’te düzenlenen din ve vicdan hürriyeti hakkını ihlal etmesi sebebiyle Anayasa’ya aykırı değil midir?
-İdare ve gözlem kurullarının hemen hemen tamamının siyasi hükümlülere iyi hal raporu vermemesinin arkasında Bakanlığınız tarafından alınmış merkezi bir karar mı bulunmaktadır?
-1 Ocak 2021 tarihinden beri hapishanelerde iyi halli olmadığı gerekçesiyle koşullu salıverilmeyen kaç hükümlü bulunmaktadır? Bu hükümlülerden kaçı adli kaçı siyasi hükümlüdür?