Özgür gazeteciliğe destek olun
Search
Close this search box.

İstanbul-Adalar ilçesinin nüfusu ikiye mi katlanacak? | Doğal sit derecesi düşürüldü, İBB yetki alanından çıkarıldı, imar planı askıya çıktı

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, Büyükada, Burgazada, Heybeliada, Kınalıada ve Sedef Adası’yla ilgili imar planlarını askıya çıkardı. Yeni imar planının plansızlıktan iyi olduğunu savunanlar olduğu gibi, Adalar’daki nüfus ve yapı yoğunluğunun artmasından endişe edenler de var. Medyascope ekibi itiraz süresi 28 Ağustos’ta sona erecek planların ne tür değişiklikler öngördüğünü Adalar Vakfı Başkanı ve Yüksek Mimar Ali Erkurt, Jeofizik mühendisi Prof. Dr. Haluk Eyidoğan ile Acil Müdahale Ekibi (AME) gönüllüsü Zeynel Meriç’e sordu.

AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın kararıyla doğal sit derecesi düşürülen ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi yetkisinden çıkarılan Adalar ilçesinin yeni imar planı 28 Temmuz 2023’te askıya çıktı. Bir ay süreyle askıda kalacak olan ve Burgazada, Heybeliada, Kınalıada, Büyükada ve Sedef Adası’nı kapsayan imar değişikliğine 28 Ağustos 2023’e kadar itiraz edilebilecek. Planlardaki değişiklik, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nca “ilke kararları çerçevesinde yapılaşmaya izin verilen alanlarda, mevcut yapıların geleneksel dokuya uyumun sağlanması, yeni yapılacak yapıların da geleneksel dokuya uyumunu sağlayacak kuralların oluşturulması” olarak açıklandı. Peki yeni planlar Adalar’ın nüfusunu ikiye katlayacak bir yapı yoğunluğu mu getirecek, Adalar yapılaşmaya açılarak, doğal güzelliğini kaybedip kaldıramayacağı bir nüfus yoğunluğuyla karşı karşıya mı kalacak? Bu konuda görüşler farklı.

Adalar Vakfı Başkanı ve Yüksek Mimar Ali Erkurt, doğal, kentsel ve arkeolojik sit alanı olduğunu belirterek Adalar’ın 1984’ten bu yana plansız olduğunu söyledi:

“İmar planı, bir ilçenin yaşam kurallarını, Anayasasını, nasıl geliştirileceğini açıklayan bütüncül bir sözleşmedir. Türkiye demokrasi koşullarında ise, imar planlarını daima birileri yapmış, birileri de kabul etmiştir.”

“Kazanımları olan bir plan ama dikkat edeceğimiz konular da var”

Erkurt, 2019 Yerel Seçimleri’nden sonra İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin (İBB) plan strateji belgesi hazırlamak için adalılar ile birebir görüşmeler yaptığını, 2021’de ise Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın bu planı yeniden çıkardığını söyledi:

“İstanbul Büyükşehir Belediyesi ekoloji, iklim değişikliği, eğitim ve turizm konusunda adalılardan aldıkları görüşler ile plan hazırladı fakat 2021’de Adalar, Cumhurbaşkanlığı tarafından ‘Özel Çevre Koruma Bölgesi’ ilan edildi ve planlama yetkisi tamamen bakanlığa geçti. Bu planda bizim zamanında mücadelesini verdiğimiz çok husus var ve o durumdan memnunuz. Kazanımları olan bir plan ancak dikkatli çalışmamız gereken ve itiraz edeceğimiz riskli konular da var.”

“Adalar’ın nüfusu 2 katına çıkmıyor”

“Adalar’ın nüfusunun 2 katına çıkacağı” söylentilerinin gerçeği yansıtmadığını dile getiren Erkurt’a göre, Adalar’ın yaz ve kış aylarındaki nüfusu farklı:

“Adalar’ın resmi nüfusu 16 bin ama bu sadece oy nüfusu. Konutu olan herkes bir gün buraya gelmek isterse zaten Adalar’ın nüfusu 45 bin olur. Plancı da bunu göz önünde bulundurarak altyapı düzeni oluşturmaya çalışıyor. O sayıya uygun olacak okul, kreş, sağlık tesisini bu sayıya göre planlıyor. Bu durum, Adalar’ın nüfusunu artırmaya yönelik değil. Bunları yapıp ‘Hadi gelin’ demeyeceğiz, zaman içinde, ihtiyaç oldukça kullanabileceğimiz hazır hükümlerimiz olacak.”

“Ormana hiçbir şekilde dokunulmaması gerekir”

Erkurt, imar planında yer alan azami 6,5 metre bina yüksekliği ve yapıların Adalar’ın karakterine uygun olması şartlarının kazanım olduğunu söyledi ancak bazı konularda dikkatli olunması gerektiğini de ekledi:

“Adalar’daki binaların katlarının yükselmesine izin verilmiyor. Özgün yollar ve yapılar korunuyor ancak belediyenin hizmet alanlarının artırılmasından bahsediliyor, bunlar için yer aranıyor, bulunamıyor. Doğal sit alanlarında turizme yönelik birtakım alanlara izin veriliyor. Bunlar için yer aranıyor ancak bulunamıyor. Çünkü Adalar’da böyle bol bol arsa, parsel yok. Zaten büyük bir çoğunluğu koruma altında ve bugün ormana hiçbir şey yapma şansımız yok. Sadece Orman Bakanlığı’ndan alınan tahsislerle bir şeyler yapılıyor. Bu da ayrı bir konu. Onu da tamamen Adalar ölçeğinde kaldırılması gerekir. Ormana hiçbir şekilde dokunulmaması gerekir. Orada böyle bir açık madde var. Buna itiraz edeceğiz.”

Doğal sit alanları inşaata mı açılacak?

Erkurt, imar planının daha olumlu hale getirilebilmesi için mücadele edeceklerinin altını çizdi:

“Adalar’daki bina parsellerinizi birleştirip büyük parseller elde edemezsiniz. Bölüp de küçük parseller yapamazsınız. Bu da önemli bir kazanımdır. Yoğunluk artışı ve binanın yükselmesine izin vermiyor. Özgün olan yol ve merdivenlerin tamir ve bakımı yapılacaksa aynı malzemeyle, aynı şekilde yapılması gerektiğini söylüyor ancak arıtma tesislerinin ve deniz deşarjların nasıl yapılacağı konusunda henüz bir bilgimiz yok. Doğal sitlerde inşaat yapma kolaylıkları vardır. Bu yüzden doğal sit alanlarına çok dikkat etmemiz gerekiyor.”

İmar planlarında Burgazada’da şu anda mülkiyeti Vakıflar Müdürlüğü’nde olan 17 dönümlük bir arazi üzerinde “konaklamalı turizm” yani otel izni verildi.

Bu arazinin içinde Burgazada’nın en değerli sosyal ve kültürel mekânı Cennet Bahçesi var. Erkurt da Cennet Bahçesi’nin kendi başına bir kültür değeri olduğuna değindi:

“Ayrıca parselin diğer taraflarına 40 civarında gecekondu yapılmış. Cennet Bahçesi, Burgazada’nın hayatında çok iz bırakmış bir mekân ve hâlâ bu varlığını sürdürüyor. Bu parsel, aslında manastıra ait olan vakfın mülkü iken, ihtilaflı bir şekilde Vakıflar Müdürlüğü’ne devredilmiş. İhtilaf ve mahkemeler hâlâ sürüyor. Buraya yapılacak otelin, bu tarihi mekânın kaybolmasına neden olma riski var. Buna da itiraz etmemiz doğru olacak.”

“Tarihi güzellikleri koruyan bir imar planı”

Jeofizik mühendisi Prof. Dr. Haluk Eyidoğan, Adalar’ın mevcut tescillenmiş sit alanlarının değişmediğini, Adalar’ın tamamının sit alanı olduğunu söyleyerek imar planının koruma amaçlı yapıldığını söyledi:

“Eminönü’nde ya da Boğaziçi’nde yaptığımız gibi, Adalar’ı koruma amacı ile bu imar planı yapılıyor. Doğal, arkeolojik ve tarihi güzellikleri koruyan bir imar planı. O nedenle mevcut imar planında Adalar’ın sit değerini değiştiren önemli bir şey görmedim. Yani tescilli alanlar olduğu gibi muhafaza ediliyor.”

“Yazlıkçılar geldiğinde Adalar’ın nüfusu 50-60 bin”

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın hazırladığı planlara göre 16 binden fazla kişinin yaşadığı Adalar’daki nüfusun 32 bine çıkması planlanıyor. Eyidoğan Adalar’ın nüfusunun artmayacağını, toplam nüfusun gözetilerek planın hazırlandığını vurguladı:

“Adalar’da 6 bin 700 yapı var. Yazlıkçıların hepsi buraya gelse nüfus yaklaşık 60 bin ediyor. Adalar’ın resmi nüfusu 16 bin ama bu da Adalar’da ikâmeti olanlar. Herkes kendi konutuna gelse buranın nüfusu yazın 50 bin ila 60 bin arasında olacak. Yapılan imar planında ise 45 bin gözüküyor.”

Jeofizik mühendisi Prof. Dr. Haluk Eyidoğan

Eyidoğan, zemin etütlerinin dikkatli yapılmasına vurgu yaparak, inşaat veya güçlendirme işlemlerinde binanın zemininin de dayanıklı hale getirilmesi gerektiğini söyledi ve “Adalar’da özellikle çok sorunlu zeminler yok ama bazı yerlerde heyelan olasılıkları var. Bazı yerlerde toplu alanlar var ve eğimli araziler var. Eğer inşaat ya da güçlendirme yapılacaksa o zeminin de, mevcut binanın zemininin de güçlendirilmesi, daha dayanıklı hale getirilmesi, ona göre önlemler alınması gerekli” diye konuştu.

Eyidoğan, şöyle devam etti:

“Yeni imar planına göre, ruhsata esas çalışmalarda jeofizik, jeoloji ve jeoteknik çalışmalar bir arada yer almıyor. Bunların eklenmesi için için itiraz edeceğim.”

“İnşaat yapılmasının doğaya ciddi zararları olur”

Mahalle Afet Gönüllüleri (MAG) ve Acil Müdahale Ekibi (AME) gönüllüsü Zeynel Meriç, Adalar’da insan ve doğa yaşamının bir arada sürdürüldüğüne dikkat çekerek, fazla nüfusun getireceği olumsuzlukları listeledi:

“Adalar’ın imar durumunun değişmesiyle birlikte burada konut sayısı artacak, bu da diğer canlıların yaşamını etkileyecek. Yeni bir inşaat yapılırsa beton araçlarının, kamyonların gelip gitmesinin doğaya çok ciddi bir zararı olacak. Çok fazla insan olması yangın riskini artırır, nüfus arttıkça gıdaya ihtiyaç olur. Bu da daha fazla vapur seferi ve gelen insanlara bağlı olarak restoranların daha fazla talep çekmesi demektir.”

“Planın Adalar’ı koruma amaçlı olmasını istiyoruz”

Meriç, Adalar’da yeni inşaat alanlarının açılması durumunda doğanın zarar göreceğini düşündüğünü söyleyerek, uzmanların bu konu üzerinde çalıştığını belirtti:

“Bina stoklarının artması, boş parsellere yeni evlerin yapılabilmesi, bazı evlere belki bir kat daha verilmesi, tabii ki dar bir alanda metrekareye düşen insan sayısını artıracak. Bu da beraberinde başka riskleri getirecektir. Sonuçta bu planlar askıya çıktı. Bir itiraz süresi var. Adalar’da bu konuyu bilen uzmanlar araştırıyorlar. Biz, planın Adalar’ı koruma amaçlı olmasını istiyoruz, umarım o şekilde kalır.”

Ne olmuştu?

Prens Adaları (Büyükada, Heybeliada, Burgaz Adası, Kınalıada, Sedef Adası, Kaşık Adası, Yassıada, Sivriada, Tavşan Adası) 1984’de sit alanı ilan edildi. 1984’ten beri imar planı bulunmayan Adalar, Kasım 2021’de AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın kararıyla “Özel Çevre Koruma Bölgesi” ilan edildi. İmar planı yapma yetkisi İBB’den alınıp Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’na verildi.

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.