Özgür gazeteciliğe destek olun
Search
Close this search box.

Mısra Öz, oğlu Oğuz Arda Sel’in hayatını kitaplaştırdı: “Hep 9 Yaşında – Bir Melek Masalı”

Mısra Öz’ün Çorlu tren kazasında kaybettiği oğlu Oğuz Arda Sel’in hayatını ve yürüttüğü mücadeleyi anlatan kitabı okuyucularla buluştu. Kırmızı Kedi Yayınları’ndan çıkan “Hep 9 Yaşında – Bir Melek Masalı” isimli kitap, raflarda yerini aldı. Kitabı dört yılda tamamladığını, bu süreçte çok zorlandığını söyleyen Öz, “Kitabımda, davaya bakan hakimlere, savcılara sesleniyorum. Adaleti rayların altında bırakmayın, uygulayın, bu cezasızlık politikası sonucunda başka insanların da Oğuz Arda gibi olmasının önüne geçin diyorum” dedi.

“Gözümü açıyorum. Odamdayım. Etrafıma bakıyorum. Yanımda olup beni bekleyen insanları görünce zihnim yerine geliyor. Sanki içimde depremler oluyor. Volkanlar patlıyor içimde. Her patlamada bir uzvumu kaybediyorum. Oğlumun bir daha yanımda olamayacağı düşüncesi içimi paramparça ediyor. Bu gerçeğin altında kalırken çığlıklarla canımı teslim ediyorum. Ciğerlerim yanıyor sanki. Avaz avaz nefesim beni yakıp soluksuz bırakıyor. Soluksuz kalınca sızıyorum. Uyanıyorum. Soruyorum. ‘Oğlum nerde?’”

İstanbul Halkalı’dan Edirne Uzunköprü’ye giden “hızlandırılmış” tren, 8 Temmuz 2018’de Tekirdağ’ın Çorlu ilçesine bağlı Sarılar’da devrildi. Kazada 25 kişi yaşamını yitirdi, en az 300 kişi yaralandı. Kazada 9 yaşındaki Oğuz Arda Sel ve babası Hakan Sel de hayatını kaybetti.

Oğuz Arda Sel

Anne Mısra Öz, oğlu Oğuz Arda Sel’i kaybettiği günden beri adalet talep ediyor. Tek talebi, gerçek sorumluların cezalandırılması.

Mısra Öz hem oğlu Oğuz Arda’yı hem de yürüttüğü hukuk mücadelesini anlatan bir kitap kaleme aldı. “Hep 9 Yaşında – Bir Melek Masalı”, Kırmızı Kedi Yayınları’ndan çıkan çıktı. Öz, bir çocuğun kısacık ömrünü nasıl dolu dolu geçirdiğini, yürüttüğü hukuk mücadelesini ve adalet talebini bu kitapta anlatıyor. Kitap, Oğuz Arda Sel’in dünyaya gelişiyle başlıyor, Mısra Öz ve ailesinin heyecanı, mutluluğuyla devam ediyor. Oğuz Arda Sel’in anılarının anlatıldığı bölümlerin ardından, Çorlu tren kazasının yaşandığı o kara güne gidiyor. Mısra Öz’ün başlattığı hukuk mücadelesiyle devam eden kitap, “Adalet rayların altında kalmasın” talebiyle bitiyor.

Oğuz Arda Sel – Mısra Öz

“Tarihe not düşmek istedim”

Duygularını yazarak ifade ettiğini, Oğuz Arda’yı çok özlediği zamanlarda yazdığını anlatan Mısra Öz, oğlunun adını yaşatmak için bu yola çıktığını söyledi. Kitapta Oğuz Arda’nın anılarını, sözlerini, kendisine öğrettiklerini anlatan Öz, “Ne yazık ki benim masal olarak değerlendirdiğim bizim hayat hikayemiz mutlu sonla devam edemedi. Ve sonrası başladı… Sonrasındaki süreçte de birçok ailenin de maruz kaldığı hayata tutunma mücadelesini, adalet mücadelesini, yaşarken başıma neler geldiğini anlatmak istedim” dedi.

mısra öz

Kitabı dört yılda tamamladığını, bu süreçte çok zorlandığını anlatan Mısra Öz, “Bir yandan yazmak istiyordum, bir yandan da içimi üzüntü kaplıyordu. Çünkü o anıların içine girdiğimde yoğun olarak aynı şeyleri yaşıyormuşum hissediyordum. Sanki Arda evdeymiş gibi, onun sesini duyacakmışım, o kapıdan gelecekmiş ya da ben onun okuluna gidecekmişim gibi hissediyordum” diye devam etti.

Öz, bu süreçte neden zorlandığını bir örnekle anlattı:

“Yazdığım sürelerde Arda’yla bir buluşma sağlıyorduk. Fakat yazıyı bitirdikten sonra çok üzülüyordum. Örneğin, okulların açıldığı bir tarihte yazıyorsam dışarı çıktığımda okulundan çıkmış gelen bir anne çocuk gördüğümde inanılmaz üzülüyordum. O yoklukla karşılaşmak benim canımı daha çok yakıyordu, bu yüzden de yazmak çok zordu. Aslında bu, defalarca kez ölmek gibi bir şey. Evet, elimden bıraktığım zaman da çok oldu, sinirlenip, öfkelenip bıraktığım da. Arda’yı anlattığım zamanlar çok zor, özlem dolu ve bir daha onunla tekrar buluşamayacak olmanın vermiş olduğu üzüntüyle elimden bıraktığım zamanlar da oldu. Ama bir de sonrasında yaşadıklarımı anlatırken, ‘Bizim başımıza bunlar nasıl geliyor’ diye isyan edip, nasıl bu kadar duyarsız insanlar var, nasıl bu kadar sorumluluk alamıyorlar diye öfkeyle bıraktığım, yazmaktan vazgeçtiğim anlar da oldu. Sonra tekrar kalemi elime aldım, bunların hepsini tarih bilmeli diye düşündüm.”

“Bu bitmeyecek bir mücadele”

Kitaba dönüp baktığında adaletsizliğin tekrar tokat gibi çarptığını ve cezasızlık politikasının hâlâ devam ettiğini kaydeden Öz, “Ne çok adalet çığlığı atan kişiler olduğumuzu gördüm, hayatımın nasıl alt üst olduğunu, yok edildiğini, hayata tutunmak için nasıl çaba sarf ettiğimi, fakat tutunmaya çalışırken bile ne çok darbe yediğimi gördüm. Bu bitmeyecek bir mücadele. Çünkü adalet aramaya devam ediyoruz” dedi.

Bu kitapta aynı zamanda hakimlere, savcılara seslendiğini söyleyen Öz, “Kitap, ‘adalet rayların altında kalmasın’ diye bitiyor ve biz aslında duruşmanın sonuna doğru yaklaştık. Aslında ben bu davaya bakan hakimlere, savcılara da sesleniyorum. Adaleti rayların altında bırakmayın, adaleti uygulayın. Bu cezasızlık politikası sonucunda başka insanların da Oğuz Arda gibi olmasının önüne geçin, buna siz sebep olun, fayda sağlayın diyorum. Kitapta sadece Oğuz Arda yok, Berkin de var, Bihter de var, Sena da var. Her birimizin neler yaşadığı var bu kitapta. Bu adaletsizlik ve cezasızlık politikasının ne kadar ağır bedellere yol açtığını anlatıyorum” diye konuştu.

“Gerçek sorumluların tutuklanması gerekiyor”

Çorlu tren kazası davasının 15. duruşması 1 Eylül’de yapıldı, 23 Kasım’a ertelendi. Davada sona yaklaşılıyor. Mısra Öz son duruşmada neler yaşandığını ve beklentilerini anlattı:

“Sonuna geldik, çok net belli. En son duruşmada bir tanığın ifadesi alındı. Tanık, ifadesinde ilk başta aşırı yağışın katliama sebep olduğunu söyledi, daha sonra eksik personel çalıştırıldığını, yol bekçilerinin orada olmadığını, yeterli eğitimin olmadığını ve bunlardan kaynaklı bu katliamların yaşandığını ve yaşanmaya devam edeceğini dile getirdi. Biz aileler olarak bugüne kadar tüm duruşmalarda söz alıp bir şeyler söylüyorduk ama artık bizim sözümüz tükendi ve söyleyecek hiçbir şey bulamadık. Avukatlarımız söz aldılar ve 13 sanıkla bu yargılamanın bitemeyeceğini söylediler, sorumlu olanların en üst düzeyden yargılanmasını talep ettiler. Duruşma 23 Kasım’a ertelendi. Çorlu 1. Sulh Ceza Hakimliği’nin önünde şu anda bir dosya bekliyor. Orada da üst yöneticiler için takipsizlik kararı var. Biz o kararın kaldırılmasını talep ediyoruz. Takipsizliğin kaldırılması gerektiğini, gerçek sorumluların tutuklanması gerektiğini söylüyoruz. Çünkü bilirkişi raporu, verilen sanık ifadeleri, toplanılan tüm bilgi ve belgeler genel müdürlüğü işaret ediyor, en son çıkan ek bilirkişi raporu da genel müdürlüğü işaret ediyor. Bu durumda takipsizlik kararı kaldırılmaması doğru değil.”

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.