İstanbul’da Mustafa Kemal Atatürk’ün fotoğrafına uygunsuz hareket yapan lise öğrencisinin görüntüleri sosyal medyada büyük tepki çekti. Gözaltına alınan 17 yaşındaki A.E.S. çıkarıldığı mahkeme tarafından tutuklandı. Hukukçu Kerem Altıparmak, lise öğrencisinin davadan alabileceği cezanın, cezaevine gitmesini gerektirmeyeceğini söyledi. Altıparmak, “Hukuki olarak bu tutuklama kesinlikle yanlıştır” dedi.
17 yaşındaki lise öğrencisinin Mustafa Kemal Atatürk’ün fotoğrafına uygunsuz hareketler yaptığı video sosyal medyada paylaşıldı. Cep telefonuyla çekilen görüntülerin sosyal medyada tepki çekmesi sonrası lise öğrencisi önce gözaltına alındı. Emniyetteki işlemlerinin ardından Kartal’daki Anadolu Adliyesi’ne getirildi. “Halkın bir kesimini sosyal sınıf, din, mezhep, cinsiyet bölge farklılığına dayanarak alenen aşağılama” ve “Atatürk’ün hatırasına alenen hakaret” suçlarından tutuklama talebiyle Sulh Ceza Hâkimliği’ne sevk edilen lise öğrencisi tutuklanarak cezaevine gönderildi.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu tutuklama kararına sosyal medya hesabı üzerinden itiraz etti. Kılıçdaroğlu, “Cumhuriyetimizin kurucusu Büyük Atatürk’e yönelik hakaretler, Saray İktidarının yarattığı iklimin sonucudur. Bu çirkinliği kabul edemeyiz. Ancak maharet böyle eğitilen, böyle kandırılan, böyle beyni yıkanan bir çocuğu cezalandırmak değildir” dedi.
“Bu yaştaki bir çocuğun o davada alabileceği ceza, cezaevine gitmesini gerektirmez”
Hukukçu Kerem Altıparmak, tutuklama kriterleri için üç koşul gerektiğini söyledi:
“Kuvvetli suç şüphesi, tutuklama sebebi ve tutuklama önlemi ulaşılmak istenen amaçla ölçülü olmalı. Burada kuvvetli suç şüphesi olduğunu varsayabiliriz. Atatürk’ün korunmasına ilişkin kanundaki suç tipine uyuyor. Ama tutuklama sebebi yok. Çünkü kaçma şüphesi veya delilleri karartma ihtimali yok. Normalde bu yaştaki bir çocuğun o davada alabileceği ceza, cezaevine gitmesini gerektirmeyecek bir ceza olacak çok büyük ihtimalle.”
“Çözüm yolu, ceza hukuku araçlarını kullanmak değil”
Altıparmak, bu tutuklamanın adli kolluk tedbiri olduğunu ve cezalandırma aracına dönüştüğünü söyleyerek, “Hukuken bu tutuklama aykırı” dedi.
Altıparmak, ceza hukuku araçlarını kullanmadan da çözüm yolu bulunabileceğini belirterek, “Yaşayan veya ölen herhangi bir devlet büyüğünü koruyan ceza hukuku düzenlemelerinin ben doğru olmadığı kanaatindeyim. Evet, burada bu çocuğun yaptığı hareket devletin kurucu kişisi üzerinden toplumun çok önemli bir kısmını rahatsız ediyor. Ama bunun çözüm yolu ceza hukuku araçlarını kullanmak değil” dedi.
Medyascope'un haftalık e-bülteni
Andaç'a abone olun
Editörlerimizin derlediği öngörüler, analizler, Türkiye’yi ve dünyayı şekillendiren haberler, Medyascope’un e-bülteni Andaç‘la her çarşamba mail kutunuzda.
“Keyfi tutuklamaların sizi ne zaman vuracağı belli olmaz”
“Bu olayda keyfi tutuklama mümkünse başka olaylarda da mümkün olur” diye konuşan Altıparmak, şöyle devam etti:
“Salt kendi görüşünüz açısından iyi bir sonuç olduğu için hukuku parantez içine alıp yasaların keyfi bir şekilde uygulanmasına onay vermiş oluyorsunuz. Örneğin, Gülşen’de de, Sedef Kabaş’ın tutuklamasında da tutuklama koşulları yoktu, tutuklamalar keyfiydi. Buna yeşil ışık yaktığınız zaman o keyfiliğin sizi ne zaman vuracağı belli olmaz.”
