Antalya’nın Muratpaşa ilçesi Kızılarık Mahallesi’nde, “Vakıf mülkiyeti” nedeniyle 300’ün üzerinde hane, üç kuşaktır oturdukları evlerini kaybetme tehlikesiyle karşı karşıya. Mahalle sakinleri milyonları bulan ecrimisil ödemeleri ve tahliye emirleri içeren tebligatlara karşı direniyor.
Antalya’nın Muratpaşa ilçesine bağlı Kızılarık Mahallesi, 150 yılı aşkın bir süredir nesilden nesile aktarılan topraklarda yaşayan binlerce mahallelinin hayatını derinden etkileyen bir mülkiyet krizine sahne oldu.
Atalarından kalan bu topraklarda evlerini inşa eden mahalle sakinleri, yıllardır burayı kendi mülkleri olarak kabul ediyor, hayatlarını sürdürüyordu. Ancak 1947’de başlayan ve tam 60 yıl süren zorlu hukuk mücadelesi, 2007’de mahkemenin Vakıflar İdaresi lehine karar vermesiyle sona erdi. Bu karar, mahalle sakinlerinin büyük bir hak kaybı yaşamasına neden oldu.
Mahalleli “kiracı” konumuna düşürüldü
Mahkeme, taşınmazların Kuyucu Murat Paşa Bin Abdüsselam Vakfı’na ait olduğuna hükmederek arazilerin tapusunu vakfa devretti. Bu karar, bölge halkını bir anda “kiracı” durumuna düşürdü. Vakıflar İdaresi, bu toprakları kendi mülkü kabul ederek mahalle sakinlerinden ecrimisil bedeli adı altında kullanım ücreti talep etmeye başladı. Ancak birçok aile milyonlara ulaşan bu ücretleri ödemekte büyük zorluk yaşadı.
Kayıp harita ve tarihi belirsizlikler
Kızılarık Mahallesi’ndeki mülkiyet sorunu, yalnızca bugünün değil, köklü bir geçmişin meselesi. Antalya’nın en eski mahallelerinden biri olan Kızılarık, Tahtacı Türkmenler’in konar-göçer yaşamı bırakarak yerleşik hayata geçtiği önemli bir yerleşim alanı. 1932’de daha sonra Kuyucu Murat Paşa Bin Abdüsselam Vakfı adını alacak olan Antalya Muratpaşa Vakfı, bölgede geniş arazilere sahip olduğunu iddia ederek tespit çalışmaları başlattı. Vakıf adına yapılan incelemelerde yaklaşık üç bin dönümlük bir alan belirlendi. Ancak arazilerin sınırlarını netleştirecek harita için Antalya Tapu Müdürlüğü’ne gönderilen talep yazısına “Harita kaybolmuştur” yanıtı verildi.
60 yıllık hukuk mücadelesi
Bu belirsizlik, 1947’de yer tespiti için açılan dava ile devam etti. Tam 60 yıl süren bu uzun hukuk mücadelesi, 2007’de mahkemenin vakıf lehine karar vermesiyle sonuçlandı. Mahkeme, yaklaşık üç bin dönümlük arazinin Kuyucu Murat Paşa Bin Abdüsselam Vakfı’na ait olduğunu kesinleştirdi.
Çözüm için 4706 sayılı yasa talebi
Üç kuşaktır yaşadıkları toprakların Vakıflar Müdürlüğü’ne kaydedildiğini öğrenen mahalle sakinleri, haklarını savunmak için zorlu bir mücadeleye girişti. Kaybolan harita ve tarihi mülkiyet kayıtları nedeniyle yıllardır devlet kurumlarının kapısını aşındıran bölge halkı, çözüm bulunmasını talep ediyor.
Mahalle sakinleri, ya yüksek miktarlarda ecrimisil ödemeye ya da doğup büyüdükleri toprakları terk etmeye zorlandıklarını söylüyor. Evlerini korumak için direnen halk, somut bir çözüm beklediklerini vurguluyor ve bu mülkiyet krizinin sona erdirilmesi için yetkililere çağrıda bulunuyor.
Bölge halkı, ortak mücadele için bir platform kurarak seslerini duyurmaya çalışıyor. Platform, 4706 sayılı yasanın Kızılarık Mahallesi’nde uygulanmasını talep ediyor.
Muratpaşa Belediye Başkanı: “Devlet, emlakçı değildir”
Antalya Muratpaşa Belediye Başkanı Ümit Uysal, Kuyucu Murat Paşa Bin Abdüsselam Vakfı ile yaşanan mülkiyet krizine dair, devletin bir emlak işletmesi gibi davranmaması gerektiğini vurgulayarak, halkın hakkını koruyacak adımların atılmasını istedi.
Medyascope'un günlük e-bülteni
Andaç'a abone olun
Editörlerimizin derlediği öngörüler, analizler, Türkiye’yi ve dünyayı şekillendiren haberler, Medyascope’un e-bülteni Andaç‘la her gün mail kutunuzda.
“Devlet, sorumlu bir kamu yönetimi gibi davranmalı. 4706 sayılı yasayı uygulayarak, yıllardır bu arazilerde yaşayan vatandaşlara haklarını kazandırmalı” diyen Uysal, bu yönde somut bir adım atılmadığı takdirde Muratpaşa Belediyesi olarak yasal çerçevede her adımda karşılarında duracaklarını ifade etti.
“Kepez’de uygulandı, Muratpaşa’ya neden uygulanmıyor?”
Kepez bölgesinde aynı yasayla çözülen sorunların, Muratpaşa’da çözülmemesine dikkat çeken Uysal, bu durumu “sosyolojik ve siyasal ayrımcılık” olarak nitelendirdi. “Kamu yöneticilerinin demokratik, laik ve sosyal hukuk devleti anlayışını içselleştirememesi, ayrımcı bir zihniyeti ortaya koyuyor” dedi.
Halkın beklentisinin sorunlarının çözülmesi olduğunu belirten Uysal, Muratpaşa Belediyesi’nin kısıtlı yetkilerine rağmen halkın yararına çalıştıklarını söyledi. Uysal, Vakıflar İdaresi’nin yüksek ecrimisil bedellerini eleştirerek, “Emsallere uygun olmayan, adeta saldırı niteliğinde rakamlar belirleniyor. Bu, bir kamu yararı düşmanlığı mı, yoksa basiretsizlik mi, bilemiyoruz. Ancak bu durum halkı mağdur ediyor” diye konuştu.
Cavit Arı: “Seçim öncesi verilen sözler yerine getirilmeli”
CHP Antalya milletvekili Cavit Arı, Antalya’nın Muratpaşa ilçesi ile Kepez ilçesini ayıran çevre yolunun alt kısmında yer alan taşınmazlarla ilgili süregelen mülkiyet sorununa da dikkat çekti. Arı, Kepez’de bu sorunların çözüldüğünü, ancak Muratpaşa sınırlarındaki benzer sorunların hâlâ devam ettiğini belirterek, adaletin gereği olarak bu sorunun da bir an önce çözülmesi gerektiğini dile getirdi.
Arı, 4607 sayılı yasa gereğince Vakıflar İdaresi ile Milli Emlak Müdürlüğü arasında yapılacak takas işlemi ve sonrasında taşınmazların Hazine’ye devri ile Muratpaşa Belediyesi aracılığıyla hak sahiplerine tapu verilmesi gerektiğini belirtti. Ayrıca bu süreçte hak sahiplerine beş yıl içinde, beş taksitli ödeme planı sunulacağına da dikkat çekti.
Bölgenin Antalya’nın en kadim mahallelerinden biri olduğunu hatırlatan Arı, halkın ranta karşı direneceğini vurguladı. Kepez Belediyesi’ndeki çözüm modelinin Muratpaşa ilçesinde de uygulanabileceğini belirten Arı, Vakıflar İdaresi ile Hazine arasındaki görüşmelerin bir an önce tamamlanarak protokollerin imzalanması gerektiğini söyledi.
Arı, “Yasal anlamda çözüm mümkün. Eğer istenirse, bu sorun çözülür” dedi. Arı, bu süreçte siyasi engellerin aşılması gerektiğini belirterek, “Seçim öncesi verilen sözlerin yerine getirilmesi gerekiyor. Aksi takdirde vatandaşlar büyük mağduriyet yaşayacaktır” dedi.
Mülksüzleştirme süreci ve artan ecrimisil bedelleri
Antalya Barosu eski Başkanı Polat Balkan, bölgedekilerin çoğunluğunun işçi, emekçi ve yoksul kesimlerden oluştuğunu belirterek, yıllarca kendi emekleriyle geçimlerini sağlayan insanların, tarihsel olarak topraklarında hak sahibi olduklarını vurguladı.
Ancak son dönemde, Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından uygulanan ecrimisil bedellerinin, bölgedeki halkı büyük bir mağduriyetle karşı karşıya bıraktığını söyledi.
“Bu bedeller, Antalya’nın hiçbir yerinde, hatta denize sıfır olan rezidanslarda bile bulunamayacak kadar yüksek” diyen Balkan, vatandaşların bu bedellerle sıkıştırıldığını ve ekonomik olarak zorlandıklarını belirtti. Balkan, aynı zamanda mülk sahiplerinin topraklarında hak sahibi olduklarını hatırlatarak, vakıfların ve iktidarın bu insanları zorla mülksüzleştirmeye çalıştığını dile getirdi.
Polat Balkan, geçmişte ecrimisil bedellerinin düşük tutulduğunu belirterek, o dönemde insanlar için ekonomik açıdan sarsıcı olabilecek yüksek ücretler talep edilmediğini söyledi. Ancak, 2007’daki yargılama sürecinin kendi aleyhlerine sonuçlanmasının ardından görüşmelerin yoğunlaştığını ifade etti. Bugünse durumun değiştiğini ve Vakıflar Genel Müdürlüğü’nün tavrının farklılaştığını aktardı.
Balkan, “Bize, ya belirledikleri ecrimisil bedelini her yıl ödeyeceksiniz ya da çıkıp gideceksiniz, diyorlar. Kendi topraklarımızdan bizi kovmaya çalışıyorlar” diyerek, mülk sahiplerine dayatılan yüksek bedellerle onları evlerinden atma çabalarına dikkat çekti. Ayrıca “Altından kalkılamayacak bir bedelle ecrimisil ihbarnameleri gönderiyorlar” diyerek, gönderilen ihbarnamelerin, insanların ekonomik durumunu zorlayacak kadar yüksek olduğunu belirtti.
Çözüm arayışları ve belediyenin yapıcı önerileri
Muratpaşa Belediyesi’nin, yaşanan sorunları çözmek için Vakıflar Genel Müdürlüğü’ne birçok kez öneride bulunduğuna dikkat çeken Balkan, ancak bu girişimlerin sonuçsuz kaldığını söyledi. Balkan, “Belediye, sorunu çözmek için gerçekçi ve yapıcı önerilerde bulundu. Fakat Vakıflar Genel Müdürlüğü, tutumu nedeniyle çözüm arayışlarına yanaşmadı. Bu tutum, şehre ve ülkenin sosyolojik yapısına zarar veriyor” diye konuştu.
Balkan, vakıfların halkı topraklarından çıkarma konusunda ısrarcı olduğunu ve bu sürecin adil bir şekilde çözülmesi gerektiğini vurguladı. “Biz, mahkeme kararını tanımıyoruz değiliz. Yasalara karşı çıkmıyoruz. Ancak adaletli bir yaklaşım talep ediyoruz. Vakıflar, eşit işlem yapma yükümlülüğüne aykırı hareket ediyor” dedi.
“Bize hakkımız olanı verin, yoksa direniriz”
Balkan, Muratpaşa bölgesindeki halkın bu duruma karşı tepkili olduğunu ve çözüm bulunmaması halinde direneceklerini söyledi. “Bu memleket de bu topraklar da bizim. O mahalleyi biz kurduk. Biz orada işgalci değil, hak sahibiyiz. Devlet de eğer anayasal bir hukuk devletiyse, sosyal bir devletse anayasasında yazdığı gibi hakkımız olanı bize vermek, teslim etmek zorunda. Yoksa bu süreçte direneceğiz” diye konuştu.
Konuya ilişkin detaylı duyuru ve gelişmeler için burayı takip edebilirsiniz.