Daron Acemoğlu: “Kent liderleri, enerji, sağlık, yapay zekâ kullanımı gibi konularda toplumu geleceğe hazırlamalı”

Nobel ödüllü ekonomist Daron Acemoğlu, yerel yönetimlerin hem halkı bilinçlendirme hem de şirketlere yeni fırsatlar yaratma konusunda aktif bir rol üstlenmesi gerektiğini belirtti. Acemoğlu, “Kent liderleri, enerji riskleri, sağlık ve yapay zekâ kullanımı gibi kritik konularda liderlik göstermeli, toplumu geleceğe hazırlamalıdır” dedi.

İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu ile Nobel Ekonomi Ödülü’ne layık görülen bilim insanı Prof. Dr. Daron Acemoğlu, “Şişli’den Ataşehir’e: İstanbul’da Ekonominin Kalbinden Finansın Merkezine” konferansında ve “Ortadoğu ve Kuzey Afrika Barış ve İşbirliği” etkinliğinde konuştu. Acemoğlu, “Belirsizlik dönemlerinde farklı çözümleri deneyerek en iyi uygulamaları geliştirmek ve bu süreçte diğerlerine örnek olmak da kentlerin sorumluluğundadır” dedi.

İmamoğlu: “Daha üst seviyeleri yakalamak zorundayız”

Ekrem İmamoğlu Nobel ödüllü dünyaca ünlü ekonomist Prof. Dr. Daron Acemoğlu’nun da katıldığı “İstanbul’da Ekonominin Kalbinden Finansın Merkezine: Şişli-Ataşehir Konferansı”nda konuştu. Kentteki tüm ilçeleri hizmet ve üretimde birbirleriyle yarışmaya davet eden İmamoğlu, şöyle dedi:

“Hedefinizi lütfen çok ileri noktalara koyun. Ancak bu hedef, bir makam elde etme amacı değil; yaşadığımız şehri, kurumları ve kurallarıyla güçlendirerek geleceğe hazırlamak ve 21. yüzyılı şehrimize ve ülkemize güçlü bir şekilde yaşatmak olmalıdır.”

İmamoğlu, İstanbul’un ekonomik büyüklüğüne dikkat çekerek, kentin yenilikçi sektörlerde hızlı bir yapısal dönüşüm yaşadığını belirtti, “İstanbul, yüksek katma değer üreten yaratıcı ekonomisiyle Türkiye’nin dünyaya açılan kapısı konumunda. Ancak bu konumdan henüz tatmin olmuş değiliz; daha üst seviyeleri yakalamak zorundayız” dedi.

Acemoğlu: “Karamsar değilim”

Programda konuşan Daron Acemoğlu, yapay zekâ, jeopolitik ve iklim değişikliği gibi küresel meselelerde büyük risklere rağmen karamsar olmadığını söyledi. Acemoğlu, bu alanların aynı zamanda önemli fırsatlar sunduğuna dikkat çekerek, “Bu fırsatları ortaya çıkarmak, geliştirmek ve doğru kullanmak bizim elimizde. İlk adımı bireyler, şirketler ve yöneticiler atmalı. Yerel yönetimler ise insana en yakın hizmetleri sunan ve sorunları en iyi gözlemleyen yapılar olarak burada çok önemli bir rol oynayabilir” dedi.

Türkiye’de yerel yönetimlerin, merkezi yönetime kıyasla daha özgür bir hareket alanına sahip olduğunu vurgulayan Acemoğlu, bu durumun değişim ve yenilikler için önemli bir avantaj sağlayabileceğini belirtti. Acemoğlu, “Yerel yönetimler, kentlere dair problemlerin çözümünde aktif ve yaratıcı yaklaşımlar sergileyebilir. Türkiye’de umut vadeden bir kent yönetimi baharı yaşayabiliriz. Bu konuda umutluyum” diye konuştu.

Acemoğlu: “Yapay zekânın ne yapacağını henüz kimse bilmiyor”

Daron Acemoğlu, daha sonra “Ortadoğu ve Kuzey Afrika Barış ve İşbirliği” etkinliğinde konuştu.

Acemoğlu, yapay zekânın hızla ilerleyen etkilerine dikkat çekerek, bu teknolojinin ekonomik ve sosyal alanlarda büyük değişimlere yol açacağını söyledi. Acemoğlu, “İhracat yönü değişmeye başladı ve ortaya yeni bir sistem çıkıyor. Ancak bu sancılı bir süreç olacak. Ticaret politikaları dönüşebilir çünkü 100 yılda bir gerçekleşecek yeni bir akımın içindeyiz. Özellikle bilgiyi nasıl aldığımız ve tüketeceğimiz tamamen değişecek. Yapay zekânın ne yapacağını henüz kimse bilmiyor. İyimserler de var, kötümserler de” dedi.

“Yapay zekâ dikkatle yönetilmeli”

Acemoğlu, yapay zekânın işçi sınıfına entegre edilmesiyle verimliliğin artırılabileceğini ve gelir eşitsizliğinin azaltılabileceğini söyledi. Acemoğlu, “Dünya genelinde rekabet şu anda yapay zekâ üzerinden şekilleniyor ve önümüzdeki süreçte de bu şekilde devam edecek. Ancak yapay zekâ, dikkatli bir şekilde yönetilmezse tehlikeli sonuçlar doğurabilir. Özellikle silah üretimi gibi alanlarda ciddi riskler oluşturabilir” diye konuştu.

“Yeni enerji çözümlerine ihtiyacımız var”

Acemoğlu, iklim değişikliğiyle mücadelede teknolojik gelişmelerin kritik bir öneme sahip olduğunu vurguladı. Son 20 yılda rüzgâr ve güneş enerjisi teknolojilerinde önemli ilerlemeler kaydedildiğini belirten Acemoğlu, bu yenilenebilir enerji kaynaklarının elektrik üretiminde kömüre ve petrole kıyasla artık daha uygun maliyetli hale geldiğini söyledi.

Acemoğlu, bu teknolojilerin birçok endüstri için hâlâ yetersiz olduğunu söyleyerek, “Hidrojen, nükleer ve biyoteknolojiyle birleştirilecek yeni enerji çözümlerine ihtiyacımız var” dedi.

Acemoğlu, yenilenebilir enerjilerin başarıyla geliştirilmesi durumunda petrolün öneminin azalabileceğini ve bunun Ortadoğu’nun stratejik konumunu etkileyebileceğini belirtti, “Ortadoğu ülkeleri, enerji gelirlerini sürdürebilmek için bu yeni teknolojilere yatırım yaparak daha sağlıklı bir enerji sistemine geçebilir” diye konuştu.

“Şirketler insan kaynaklarına yatırım yapmalı”

Teknolojik dönüşümün daha nitelikli işgücü, adaptasyon ve güçlü bir eğitim sistemi gerektirdiğine dikkat çeken Daron Acemoğlu, “Eğitim sistemi çökerse ya da iyi bir durumda olmazsa, bu dönüşümü başarmak zorlaşır. Şirketler, insan kaynaklarına daha fazla değer verip yatırım yapmalı” dedi.

Ayrıca, dünya genelinde bir milyardan fazla insanın hâlâ fakirlik içinde yaşadığına vurgu yaparak, teknolojinin doğru kullanımıyla fakirliği azaltmanın ve temiz enerji kaynaklarına geçişin mümkün olduğunu ifade etti.

Teknolojinin jeopolitik bağlamdaki önemine de değinen Acemoğlu, “Dünya genelindeki rekabet, yapay zekâ ve dijital teknolojiler üzerinden şekilleniyor. Bu alanlarda ilerlemek, hem ekonomik hem de sosyal refah açısından büyük önem taşıyor” diye konuştu.

Küresel işbirliğinin önemi

Daron Acemoğlu, küresel sorunların çözümünde uluslararası iş birliğinin ve güçlü kurumların kritik bir role sahip olduğunu vurguladı. Salgın, iklim krizi ve yapay zekânın küresel ölçekli problemler olduğuna dikkat çeken Acemoğlu, “Bu sorunlar ulusal sınırları aşıyor. Dolayısıyla çözümler de uluslararası olmalı. Ancak mevcut uluslararası kurumlar, özellikle Birleşmiş Milletler, ne yeterince güçlü ne de tüm taraflarca saygı görüyor” dedi.

Yeni uluslararası kurumların oluşturulması gerektiğini savunan Acemoğlu, bu süreçte gelişmekte olan ülkeler arasındaki iş birliğinin önemini vurguladı, “Organik bir şekilde birkaç ülkenin bir araya gelerek açık ve katılımcı kurumlar kurması, bu kurumların başarı şansını artırabilir. Ancak bu yapılar, herhangi bir ülkenin politikalarının aracı haline gelmemeli; aksi takdirde gerçek anlamda uluslararası bir rol üstlenemezler” diye konuştu.

Yerel kurumların liderliği

Kent yönetimlerinin ve yerel kurumların liderliğine dikkat çeken Daron Acemoğlu, hizmetlerin yerelden yönlendirilmesinin önemine işaret etti, “Birçok küresel sorun, bireylerin alacağı hizmetlerle doğrudan ilgili. Örneğin, iklim değişikliğiyle mücadelede yeni bina tasarımları, suya erişim, göçmenlere destek ve yapay zekâ ile hizmet sunumu gibi konular, kent yönetimlerinin sorumluluğunda. Ayrıca belirsizlik dönemlerinde farklı çözümleri deneyerek en iyi uygulamaları geliştirmek ve bu süreçte diğerlerine örnek olmak da yine kentlerin yükümlülüğünde” dedi.

Acemoğlu, yerel yönetimlerin hem halkı bilinçlendirme hem de şirketlere yeni fırsatlar yaratma konusunda aktif bir rol üstlenmesi gerektiğini belirterek, “Kent liderleri, enerji riskleri, sağlık, yapay zekâ kullanımı gibi konularda liderlik göstermeli ve toplumu geleceğe hazırlamalıdır” dedi.