Özgür gazeteciliğe destek olun
Search
Close this search box.

Çıktığı günden bugüne 5816 | Atatürk’ü Koruma Kanunu’nun tarihçesi

17 yaşında bir lise öğrencisinin, Türkiye’nin ilk Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal Atatürk’ün fotoğrafına yönelik uygunsuz davranışlarda bulunduğu anların videosu sosyal medyada tepki çekti. Gencin tutuklanarak cezaevine götürülmesi de hukuki tartışma yarattı. Peki bu kanun ne zaman ve neden çıkarıldı? Kimler destekledi ve karşı çıktı? İşte detaylar…

Gencin tutuklanmasına yönelik eleştirilerin yanı sıra kanunun ifade hürriyetine engel teşkil ettiği yönündeki açıklamalar da gündeme oturdu. Medyascope, “Atatürk’ü koruma kanunu” olarak bilinen “5816 sayılı Atatürk Aleyhine İşlenen Suçlar Hakkında Kanun“unun çıkarılma nedenini, uygulamalarını ve tepkilerini sizler için derledi.

Heykellere saldırılar kanun çıkardı

Atatürk kendi heykellerini okullara ve şehirlerin meydanlarına diktirdi. Vefatının ardından da hükümetler bu uygulamayı devam ettirdi.

Ancak Demokrat Parti’nin iktidara gelmesinin ardından ülkenin birçok noktasında bu heykellere yönelik saldırılar başladı, çeşitli kişi ve gruplar Atatürk heykellerini ve fotoğraflarını tahrip ederek hükümetin dikkatini çekti.

Bunun üzerine Demokrat Parti hükümeti kanunla önlem aldı. Neticede 25 Temmuz 1951’de 5816 sayılı Meclis’te kabul edildi.

“Şahsa özel yasa” tepkileri

Bakanlar Kurulu tasarısı olarak Başbakan Adnan Menderes ve kabinesi tarafından Meclis’te kabul edilmeden önce derin tartışmalara konu olmuştu. Kanunun müzakerelerine Meclis’in 4 Mayıs 1951 tarihli 72. birleşiminde müzakereye başlandı.

Kanun Meclis’ten geçmeden önce de geniş tartışmaların odağına oturdu. Öyle ki yasa, yalnızca iki oy farkla, 7 aleyhe 9 lehte Meclis Komisyonu’ndan geçti.

Meclis müzakerelerinde ilk söz alan milletvekilleri, milli başarıların tek bir şahsa atfedilemeyeceği, şahsa özel kanun çıkarmanın doğru olmadığı, Anayasanın 69. maddesi gereğince Türklerin eşit oldukları, bu nedenle çıkarılan kanunun eşitliğe mugayir olduğu yönünde açıklamalarda bulundu.

Meclis’te söz alan ve daha sonra Menderes tarafından Adalet Bakanı olarak tayin edilecek DP Ankara milletvekili Osman Şevki Çiçekdağ, tasarının Atatürk’ün fani olan şahsını, tarihin tenkit sınırları dışına çıkarmak, tarafsız araştırmalara ve hükümlere engel olmak gibi bir maksadı ortaya çıkaracağını ifade etti. Çiçekdağ, “Yaşayan bir Atatürk’e imtiyaz tanımayan Anayasa, ölü bir Atatürk’e de böyle bir imtiyazı tanımaz” diye konuştu.

Çiçekdağ Meclis kürsüsünde

Konya milletvekili Abdurrahman Fahri Ağaoğlu ise “Ceza kanunu faşist bir memleketten alındığı” yönünde bir eleştiri getirerek, “Heykellere saldırıları, bu kanunun çıkmasını isteyenler yapmaktadır” görüşünü savunmuştu.

Menderes’ten çarpıcı çıkış: Din ile Atatürk aynı!

Meclis konuşmasında söz alan Başbakan Adnan Menderes, kanunu sahiplenerek din ile Atatürk’ün aynı muhteremliğe sahip olduğunu iddia eder. “Din muhterem görülüyorsa, Atatürk de öyle olmalıdır” diyen Menderes, “Müzakere edilen kanunla fikir hürriyeti ortadan kalkmamakta, hakaret ve terzil önlenmeye çalışılmaktadır” diyerek kanun teklifini savunur.

Başbakan Adnan Menderes hükümeti tarafından Meclis’e sunulan kanun tasarısı, Menderes’in kendi partisinden geniş tepki aldı

“Kimse kimseye kanun zoruyla sevdirilemez”

Meclis’te söz alan DP Diyarbakır Milletvekili Yusuf Azizoğlu, “Atatürk’ün hatadan ve ıslah ihtiyacından münezzeh olmadığını” vurguladı:

“Yalnız Atatürk değil, Muhammed gibi, İsa gibi, Musa gibi büyük Peygamberler asırlardır sadece şahısların değil, büyük kütlelerin inkâr ve husumetine maruz kalmışlardır. Fakat buna rağmen dimdik ayaktadırlar. Kimse kimseye birini kanun zoruyla sevdiremez.”

Necip Fazıl’dan Kadir Mısıroğlu’na ve YouTube’a uzanan 5816

Atatürk’ü Koruma Kanunu’nun çıkarılması Atatürk’e bir dokunulmazlık getirirken, Atatürk’ün şahsiyeti de zaman içerisinde milletin geniş kesiminde büyük bir değer olarak kabul görmeye başladı, tarihi kişiliği ve hatırası, kanunun çıkarıldığı zamandan çok sonra da hem muhabbetin hem nefretin hedefi oldu.

Atatürk’ün tarihi kişiliğini tartışmaya açanlar arasında, kamuoyunun yakından tanıdığı Necip Fazıl Kısakürek, Kadir Mısıroğlu gibi isimler bu kanunu çiğnedikleri gerekçesiyle yargılamaya tabi tutuldu ve çeşitli cezalar aldı.

Necip Fazıl Kısakürek, “Vatan Haini Değil, Büyük Vatan Dostu Sultan Vahidüddin” kitabı nedeniyle 6 ay cezaya mahkum olmuştu

Son olarak 17 yaşındaki lise öğrencisinin sosyal medyada yayılan görüntüleriyle gündeme gelen kanun tartışılmaya devam ediliyor. Atatürk’ün şahsiyetinin korunması gerektiğini savunanların karşısında kanunun ifade hürriyetine karşıtlık teşkil ettiğini belirtenler duruyor.

Konuyla ilgili TBMM tutanakları:

  • TBMMZC. 9. Dönem 1. Yasama yılı, 3. Birleşim, tarih 29 Mayıs 1950, cilt 1. sayfa 31
  • TBMMZC. 9. Dönem, 2. Yasama Yılı, 72. Birleşim, cilt 7, sayfa 40, 4 Mayıs 1951, https://www5.tbmm.gov.tr/tutanaklar/TUTANAK/TBMM/d09/c007/tbmm09007072.pdf
  • TBMMZC, 73. Birleşim, cilt 7, sayfa 80, tarih 7 Mayıs 1951, https://www5.tbmm.gov.tr/tutanaklar/TUTANAK/TBMM/d09/c007/tbmm09007073.pdf
  • TBMMZC, 103. Birleşim, cilt 9, sayfa 251, tarih 23 Temmuz 1951, https://www5.tbmm.gov.tr/tutanaklar/TUTANAK/TBMM/d09/c009/tbmm09009103.pdf
  • TBMMZC, 104. Birleşim, cilt 9, sayfa 316, tarih 25 Temmuz 1951, https://www5.tbmm.gov.tr/tutanaklar/TUTANAK/TBMM/d09/c009/tbmm09009104.pdf

Ayrıca: iktibas dergisi

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.