Özgür gazeteciliğe destek olun
Search
Close this search box.

Dünya duvarsız, sınıfsız eğitimi tartışırken, Türkiye bunun neresinde?

Eğitimde artık bilmek yetmiyor, bu alanda başı çeken ülkeler bilginin ve bilimin nerede nasıl kullanıldığına odaklanıyor. Eğitim bilimciler bununla da yetinmiyor bilime set çeken duvarları kaldırmaya çalışıyor hatta dünya duvarsız sınıflarda eğitim vermenin yollarını arıyor. Amaç yaratıcılığın sınırlarını zorlamak, rekabeti değil işbirliğini geliştirmek. Medyascope dünyadaki eğitim modellerinin evrildiği aşamayı ve fark yaratan nesiller yetiştirmek için yapılması gerekenleri Cambridge Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dekan Yardımcısı Prof. Dr. Mark Winterbottom ve Oxford Üniversitesi’nden Hau Ming Tse ile konuştu.

Cambridge Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dekan Yardımcısı Prof. Dr. Mark Winterbottom ve Oxford Üniversitesi Eğitim Fakültesi’nden Hau Ming Tse, 17-18 Kasım’da “Eğitimde Değişimi Yönetmek” temasıyla 52 ülkede 460 eğitim kurumu olan Türkiye Maarif Vakfı’nın düzenlediği İstanbul Eğitim Zirvesi’ndeydi. Prof. Winterbottom, bilimsel araştırmanın nasıl yapıldığına yönelik etkinlik ve aktivitelerin olduğu sınıfların öğrencilerin ilgisini çektiğini anlatarak, “Çocuklara sadece bilimi öğreten değil, bilimin nasıl üretildiğini öğretenler fark yaratıyor” diyor. Oxford Üniversitesi’nden Hau Ming Tse ise, “Geleceğin sınıflarında duvarların olmayacağını düşünüyorum” sözleriyle öğrencilerin sınıfın içindeyken dünyanın gerçekliğini öğrenebileceği bir ortamda yer alacağını söylüyor.

Prof. Dr. Winterbottom, araştırma ve sorgulamaya dayalı yöntemle çocuklara soru sorulmasının onların farklı alanlarda yeni beceriler edinmesinin sağlanabilmesi için çok önemli olduğuna dikkat çekiyor. Winterbottom, sorgulayarak öğrenmenin fen bilimlerinde, matematik, tarih ve birçok derste faydalı olacağını belirtiyor:

“Örneğin beden eğitimi dersini düşünelim. Herhangi bir beceriyi mükemmel hale getirmek için o beceriyle ilgili yaptığınız pratikler aslında bir sorgulama gibi algılanabilir. Sorgulamaya dayalı öğrenme konusunda birçok insanın farklı görüşü var. Bazıları çocukları bir odaya topluyor ve onlara sorular soruyor. Onları desteklemiyor, rehberlik yapmıyor. Buna keşifle öğrenme gibi isimler verebiliyorlar. Ama gerçek araştırma sorgulamaya dayalı öğrenmede çocukların neyi öğrenmesi ile ilgili, ne beklediği ile ilgili planın olması önemli oluyor. Çocukların derinlemesine düşünebileceği etkinlik ve aktiviteler tasarlanmış olmalı. Böylece çocuklar bizim onlardan beklediğimiz beklentilere dönük becerileri elde edebilirler.”

“Öğretmenin öğrenciye sevgiyle yaklaşması çok önemli”

Prof. Dr. Mark Winterbottom, iyi bir öğretmenin alan ve pedagoji bilgisinin çok önemli olduğunun altını çiziyor. Öğrencinin gelişimini desteklemesi için, öğretmenin sevgi ile yaklaşmasının çok mühim olduğunu belirtiyor ve ekliyor: “İşini yapmaya bağlı olması, işini sevmesi ve bunların hepsiyle ilgili düşünmesi, kendine dönük yansımalar yapabiliyor olması lazım. Öğretmenin kendini değerlendirip kendisini geliştirebilmesi son derece önemli.”

Eğitimcilerin kendilerinin ve çocukların sanal dünyayı nasıl kullanacaklarını bilmesinin gelecek yıllarda oldukça gerekli olacağını da hatırlatan Prof. Dr. Winterbottom, “Bütün öğrenenler için daha iyi becerileri geliştirmeye odaklanılması gereken bir zamandayız” diyor.

Türkiye’nin eğitim sistemini yakından bilmediğini belirten Prof. Dr. Mark Winterbottom, ülkelerinde yeni bir müfredat çalışması olması durumunda, program değişikliğinin derinlemesine olması gerektiğini dile getirerek sözlerine şöyle devam ediyor:

“Belli kavramsal konularda çocukların daha çok zaman geçirmesini, bunları derinlemesine araştırması için onlara daha çok fırsat veririm. İkinci olarak en çok karakter gelişimine önem veririm. Programın içine koyacağım unsurlardan biri bu olur. Karakter gelişimi, metanet, sorumluluk gibi…Çocukların karakter gelişimi, sorumluluk sahibi olması, ahlaklı olması…Bu tarz unsurları daha çok programın içine koyardım.”

“İyi bir toplumun arkasında toplumsal huzur olmalı”

Prof. Dr. Mark Winterbottom toplumsal huzurun sağlandığı ülkelerde daha iyi bir eğitimin olduğunu şu cümlelerle aktarıyor: “Aidiyeti, daha iyi bir eğitimin için gereken şartlar arasında çok önemli bir yerde olurdu. Daha iyi bir eğitim için okula, topluma aidiyet, ülkeye aidiyet önemserdim. İyi bir toplumun arkasında iyi bir eğitimde aidiyet olmalı” diyen profesör, Uluslararası Öğrenci Değerlendirme Programı olan, öğrencilerin bilgi ve becerilerini ölçen PISA ile ilgili de, “PISA’da başarılı olan ülkelerin ölçmek istedikleri becerileri ve değerleri eğitim öğretim sistemine daha iyi yedirdiğini görüyoruz.” dedi.

“Çocuklar için bilim etkinlik ve aktivitelerle ilgi çekici hale gelebilir”

Öğrencilerin bilime ilgi duymasını sağlamak için önerilerde bulunan Prof. Dr. Winterbottom, çocuklara sadece bilimi öğretenin değil, bilimin nasıl üretildiğini gösteren öğretmenlerin fark yarattığını belirtiyor. Öğrencilere uygulamalarla, etkinliklerle, aktivitelerle uygulamalı şekilde gösterildiğinde öğrencilerin bilime daha çok ilgi duyacaklarının söylüyor.

“Geleceğin sınıflarında eğitimde duvarlar olmayacak”

Oxford Üniversitesi Eğitim Fakültesi’nden Hau Ming Tse ise; eğitim ortamına yönelik bilgi verdi. “Geleceğin sınıflarında duvarların olmayacağını düşünüyorum” diyen Tse, öğrencilerin gelecekte sınıfın içindeyken bütün dünyanın gerçekliğini öğrenebileceği bir ortamda olacağını söylüyor. Bunun teknoloji ile fiziksel altyapının birleştirilerek mümkün olabileceğini anlatıyor.

“Dünyanın birçok ülkesinde öğretmen sayısı yetersiz kalıyor”

Tse, sınıfta yapılan bir tartışmanın dünyanın farklı yerlerindeki ülkelerle hızlı bir şekilde nasıl paylaşabileceğine dair fikirlerini şu şekilde dile getiriyor: “Harvard modelini düşünelim, orada kaliteli akademisyenlerin olması önemli ama, burada işin özü buraya gelen kaliteli öğrencilerin birbirileriyle yaptıkları etkileşimler ve oluşturdukları projeler, ekinlikler. Harvard’ın kalitesini belirleyen öğrenciler arasındaki etkileşimdir. Bu öğrenciler çok zeki oldukları için bunları sosyal etkileşim, proje, araştırma etkileşimi birlikte bütün olarak gelişimine inanılmaz katkı sağlıyor. Bu örnekte olduğu gibi teknoloji ile dünyadaki farklı fikirleri sınıfa getirebilirsiniz. Gerçek sosyal değişimler yaratmak için “sınıfları nasıl tasarlamalıyız?” sorusu bu bağlamda öne çıkıyor.”

“Afrika’da öğretmen okulları gezebilir, canlı ders yapabilir”

“Bir örnek vereceğim. UNESCO ile yaptığımız bir çalışma. Fildişi Sahili veya Uganda’da özellikle özellikle şehir merkezlerinde ve kırsalda yeterli derecede iyi öğretmen yok. İyi bir öğretmeni merkeze koyarsanız daha sonra uzaktaki bu sınıfları dijital olarak oraya bağlayabilirsiniz. İnteraktif kamera ve mikrofon kullanarak bunu yapmak mümkün ve çok uygun maliyetli olacaktır. Afrika’da bunun yaygınlaştığını düşünelim. Eğer bağlantı problemi yoksa merkeze koyacağınız iyi bir öğretmenle kırsaldaki birçok okula iletişim kurabilir ve onlarla birlikte projeler ve eğitim öğretim süreçlerini yürütebilirsiniz. Birçok insan kaliteli ve nitelikli öğretmene ulaşabilir ve Afrika gibi ülkelerde değişim yaratabilir. Kırsal bölgelerde öğretmen okulları gezebilir. Her hafta bir okula gidebilir ve oradan canlı ders yapar; 4 okul dinler. Böylece çocuklar insan etkileşiminden de maruz kalmadan eğitim öğretim anlamında desteklenebilirler. Diğer türlü onların hiç öğretmeni olamayacak. Hibrit olduğunda ve öğretmen gezdiğinde nitelikli öğretmene ulaşılabilecek.”

Yaratıcılık ve işbirliği çok değerli olacak

İş yaşamında birlikte çalışma kültürü çok önemli olduğuna değinen Tse, “Biz neden öğrencileri okulda bir masaya oturtup tek başına çalışmalarını istiyoruz? Özellikle yaratıcı olmaları için işbirliği halinde çalışmalarının çok değerli olduğunu düşünüyorum” diyor. Elon Musk gibi isimlerin liderlik ve yaratıcılık yönlerinin güçlü olduğunu, işbirliğine kapalı olmadıklarını örneğini verenTse şöyle devam ediyor: “Yeni yetişen kuşakların da liderlik işbirliği ve yaratıcılığı birlikte götürmesi gerekiyor. Bu sebeple günlük ve iş hayatındaki bağlamaların normal okulda da kullanılması önem arz ediyor. Okul mimarisi ile pedagoji mutlak hizalı olmalı.” 

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.