Premier Lig’de 22. hafta geride kaldı. Bu haftanın merakla beklenen maçında Liverpool kendi sahasında Chelsea’yi dört golle geçti ve lig lideri olarak hata yapmadı. Maçın analizini Medyascope Spor Servisi’nden Öner Tavtay sizler için yazdı.
Premier Lig Panorama: 22. haftanın ardından | Acil durum kahramanı Conor Bradley – Liverpool’un hücum verimliliği – Klopp, Premier Lig’deki 200. galibiyetini aldı
Çok büyük bir krize girmesi beklenen Liverpool’un dönemi neredeyse daha da yüksek verimde geçiyor. Beklerin sakatlığı, Salah ve Endo’nun milli takımlarıyla kupa mücadelesine gitmesi ve Klopp’ün sezon sonu takımdan ayrılacağını açıklaması. Bunların hepsi kendi başına bir kriz oluşturması gerekirken tam tersi Liverpool karşısına çıkan her engeli rahatlıkla aşıyor. Özellikle Salah, Trent, Robertson, Endo ve diğer eksiklerle Liverpool önce Bournemouth deplasmanını geçti, FA Kupası’nda Norwich’i, sonra da dün gece (31 Ocak) Chelsea’yi yendi. Bu üç maçta Liverpool toplamda 13 gol attı, sadece 3 gol yedi. Özellilkle Salah ve Trent yokken hücumun bu denli akışkan olmasına kimse beklemiyordu. Pochettino da Bournemouth galibiyetinin bir yanılsama olduğunu düşünmüş ki sıfır önlemle Liverpool deplasmanına geldi. Gelin 2024 model Liverpool’un bu maçta neler yaptığına hep beraber bakalım!
Liverpool 4-1 Chelsea
Maçın genel gidişatını anlatan detaylardan biriyle başlamak istiyorum. Chelsea ilk şutunu 45+3’te attı ve bu oldukça zayıf bir şuttu. Pochettino, orta üçlüsündeki dinamoya güvenerek maça çıktı ama bu oyuncuların formsuzluğundan haberdar değil miydi? Ne Enzo, ne Caicedo, ne de Gallagher eski performansı verebiliyor. Fizikten ziyade hız ve dayanaklılıkla üstünlük kuran bu üçlü karşısında benzer bir üçlü görünce tabiri caizse kabuğuna çekildi. Curtis Jones ve Szoboszlai’nin bu kadar rahat topla oynayıp koşular atabildiğini daha önce hiç görmemiştim desem yalan olmaz. Özellikle de savunması hiç güven vermeyen bir Chelsea’nin savunmaya gömülü bir strateji ile çıkması intihar gibiydi. Disasi ve Badiashile’nin bu seviyelerin oyuncusu olmadığına şahitlik ettiğimiz kaçıncı maç bu sayısını da unuttum. Yaşı ve sakatlıklar sebebiyle eski gücünden uzakta kalan Thiago Silva’ya normalden fazla beklenti yükleniyor. Savunmanın aksine kalede Petrovic’in Robert Sanchez’ten çok da kötü olmadığını bu maçta da gördük. Yediği dört gole rağmen kritik kurtarışlara da imza attı.
Topla oynama yüzdeleri genel olarak 51-49 veya 50-50 olarak gösterilmiş. Fakat diğer istatistiklerde Chelsea oldukça geri kalmış. Şut sayısında Liverpool rakibini yediye katlamış durumda. Rakip ceza sahasında Liverpool toplamda 48 topla buluşurken, Chelsea’de bu sayı sadece dokuzda kaldı. Chelsea pas sayısında üstünlüğü elinde tutsa da yaptıkları pasların neredeyse %56’sı kendi sahasında gerçekleşti.Top kapma kısmında da Liverpool %82’lik başarı ile 18 top çalarken, Chelsea %50 başarıyla sadece yedi top çalabildi.
Şimdi gelelim kilit pas haritasını incelemeye. Chelsea’nin sadece iki kilit pası var ve bunlardan biri asiste dönüştü. Asist demek biraz ilginç kaçıyor, çünkü Nkunku adeta şapkadan tavşan çıkarırcasına attı golünü. Diğer tarafta ise Conor Bradley dört kilit pas ile zirvede. Benim en çok dikkatimi çeken Liverpool’un sol kanattaki kilit paslarının ceza sahasında veya ceza sahasına yakın bölgelerden gelmesi, sağ kanatta ise diğer kanadın aksine daha derin kilit pasların atıldığını görüyoruz.
Bu görseli özellikle aldım. Liverpool’un attığı üçüncü golün hazırlanışındaki pas anını görüyoruz. Bu anın hemen öncesinde Van Dijk yakınında veya sol kanatta bir pas opsiyonu ararken sağ kanatta bomboş Bradley’i görüyor ve adrese teslim pas atıyor. Bradley de önündeki boş kanalı iyi kullanıyor ve öyle güzel orta açıyor ki Diaz topa vuramasa da arkasındaki Szoboszlai topu kafayla ağlara gönderiyor. Şimdi burada hata kimin diye düşünmek lazım. Oyuncu olarak bakarsak Badiashile ve Mudryk’e faturayı kesebiliriz. Fakat buradaki en büyük hata Pochettino’da. İlk yarıda sol bek Chilwell, sağ bek Disasi’ydi. İkinci yarıda sol bek Badiashile, sağ bek Mal Gusto oldu. Buna karşılık Liverpool ilk yarıda sağdan gelirken, ikinci yarı soldan geldi. Yani Pochettino’nun bekte stoper oynatma ısrarını en yüksek verimle değerlendirdi. Bek oynamaya alışkın olmayan iki stoper oyuncusuna fatura kesmek çok basit bir düşünce olur.
Chelsea’nin dribling haritasını görüyoruz. Palmer dışında birden fazla başarılı dribling yapan oyuncu yok. Temelde Palmer, bu takımın ofans gücünde yalnızları oynuyor desek yalan olmaz. İlk yarı özellikle elinden geleni yapsa da ikinci yarı neredeyse ortada yoktu. Giren oyunculardan özellikle Nkunku’nun çok pozitif işler yaptığını eklememiz lazım. Harika bir gol attı ve verilmeyen de bir penaltısı var.
Bir de Szoboszlai’nin topla buluştuğu bölgelere bakalım. Liverpool’un orta sahadaki en büyük tehdidi olduğu yadsınamaz bir gerçek. Pochettino’nun Szobo’yu marke etmesi için hiç kimseyi görevlendirmemesi görseldeki durumu ortaya çıkarıyor. Jones ve Szoboszlai ikilisi sahada ne istediyse yaptı ve Chelsea takımı da bunu izlemekle yetindi.
Medyascope'un haftalık e-bülteni
Andaç'a abone olun
Editörlerimizin derlediği öngörüler, analizler, Türkiye’yi ve dünyayı şekillendiren haberler, Medyascope’un e-bülteni Andaç‘la her çarşamba mail kutunuzda.
Conor Bradley’nin Chelsea karşısındaki performansı
7 kez üçüncü bölgede topla oynama – 7 kez ikili mücadele kazanma – 4 kez yaratılan gol şansı
4 kez kazanılan serbest vuruş – 3 orta yapma – 3 top kapma – 2 asist – 1 şut, 1 gol
Conor Bradley’nin Liverpool formasıyla ilk golü
Liverpool’un acil durumlarda ortaya bir kahraman çıkarması çok yabancı olduğumuz bir durum değil. Klopp bu tip işleri güzel başarıyor. Geçen sene Bajcetic, bu sezon başında Quansah, son dönemde de Conor Bradley müthiş bir çıkış yakaladı. Çıktığı iki Premier Lig maçında bir gol ve üç asistle oynadı. İki FA Kupası maçında da iki asisti olduğunu ekleyelim. Attığı golü de izleyince harika tekniğini anlayabiliyorsunuz. O şutu bir sağ bekin çektiğine inanmak gerçekten çok zor. Şimdiden medyada Klopp’ün Trent’i orta sahaya kaydırmayı düşünmesi gerektiği haberleri çıktı. Bradley’nin bu çıkışı Trent’i nasıl etkileyecek onu da göreceğiz.
Kısaca pas haritalarına da bakalım. İlk görselde Liverpool’un pas haritasını görüyoruz ve bakın Bradley nerede görünüyor. Bir bekten ziyade kanat bek, hatta ofansif bir kanat oyuncusu pozisyonunda duruyor. Bunun en büyük etkisi de ikinci yarıda Chilwell’in çıkıp oraya Badiashile’in getirilmesi olmalı diye düşünüyorum. Chelsea’de ise karşı sahada konumlanabilmiş tek kişi Madueke ve bu da takımının ne kadar etkisiz kaldığını ortaya koyuyor.
Ibrahimovic ve Van Persie’nin 12 şuta rağmen gol atamadığı maçların ardından Nunez de 11 şutta golü bulamayarak listede üçüncü sırayı aldı. Nunez’in kullandığı penaltıyı da diğere nişanladığını unutmayalım.
Nunez’in Chelsea karşısındaki performansı
30 kez topla buluşma – 11 şut – 8 kez rakip ceza sahasında topla buluşma – 5 kaleyi tutan şut
5 başarılı savunma hamlesi – 4 direkten dönen şut – 3 faul kazanma – 2 kaçan büyük gol şansı
1 asist – 1 kaçan penaltı
Çok kısa bir yorum eklemem gerekirse Nunez gol atmanın formülünü de istikrarlı bir şekilde bulursa kesinlikle dünyanın en iyi forveti olacaktır. Şu an gol dışında her şeyi inanılmaz bir düzeyde yapıyor. Mükemmel savunma arkası koşu atıyor, topu saklayabiliyor, asist yapabiliyor. Kanada top taşıyarak veya koşu atarak harika alan açıyor, hava toplarında hiç fena değil. Bir 9 numara için de iyi bir pres ve top kapma becerisine sahip.
Maçın bir diğer kahramanı Alexis MacAllister’ın bazı rakamlarına bakalım:
-En fazla topla buluşma (95) –En fazla isabetli pas (64) – En fazla ikili mücadele kazanma (11)
-En fazla üçüncü bölgeye girme (11) – En fazla top kazanma (8)
Özellikle Endo’nun yokluğunda MacAllister fırsatı çok iyi değerlendiriyor. Chelsea maçını da muhteşem bir eforla oynayarak bizleri mest etti.
Jürgen Klopp, Premier Lig tarihindeki 200.galibiyetini aldı ve bunu en kısa zamanda başaran Pep Guardiola’dan sonra ikinci teknik direktör oldu.
Uzun bir yazı oldu farkındayım. Keyifle okuyanlara da, sonuna gelmek için diş sıkanlara da teşekkür ediyorum. Fakat yeni yılda Liverpool’un gösterdiği performans beni gerçekten büyülüyor. Bir yandan da bu sezon sonunda Klopp ayrılınca önümüzdeki sezon Liverpool’un kötü bir döneme girme ihtimali beni korkutuyor. Neler olacağını o zaman göreceğiz ama şu an Klopp’ün takımının tadını çıkarmaya devam edelim. Panorama’dan bu haftalık bu kadar, haftaya tekrar görüşmek üzere!
Maçın özeti:
Yazan: Öner Tavtay
Editör: Doğa Üründül
