Erzincan-İliç’teki Çöpler Altın Madeni’nin etrafında biriktirilen siyanürlü toprak kaydı. Madenin işletmeci şirketi Anagold Madencilik, acil durum planının devreye alındığını açıkladı. İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, dokuz işçiye ulaşılamadığını söyledi. Toprağın kaydığı bölgede çalışan ismini vermek istemeyen maden işçisi, “Devasa büyük yarıklar oluşmuş. Oradaki arkadaşlar fotoğrafları çekip mühendislere, üst amirlere atmışlar ama saha boşaltılmadı. Bu doğal afet değil, felaket bile bile geldi” dedi.
Erzincan-İliç’teki Çöpler Altın Madeni’nin etrafında biriktirilen toprak kaydı. Madenin işletmeci şirketi Anagold Madencilik, acil durum planının devreye alındığını açıkladı. İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, dokuz işçiye ulaşılamadığını, bölgeye AFAD ekiplerinin yanı sıra 3. Ordu’nun, jandarma ve emniyet güçlerinin sevk edildiğini söyledi.
İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, 14.28 sıralarında toprak kayması meydana geldiğini söyledi. Yerlikaya, “Madenden çıkarılan toprakların istiflendiği büyük bir alan var, o alanın ağırlığı taşıyamaması nedeniyle kayması sebebiyle maalesef dokuz çalışanımızın altında kaldığı değerlendiriliyor” dedi.
Olayın yaşandığı madende çalışan ve güvenlik nedeniyle adını gizlemek isteyen maden işçisi Medyascope’a konuştu. İşçi, “Öyle bir boğulma, öyle bir felaketin içindeyiz ki, kimseye sesimiz duyuramıyoruz. Öyle bir baskı var ki… Hür irademizi bile kullanamıyoruz. Madenin kapatılmasını istiyoruz” dedi.
“Facia göz göre geldi”
Yaşananlar konusunda mühendisleri uyardıklarını dile getiren maden işçisi, yetkililere ihmali anlattıklarını söyledi. Felaketin göz göre göre geldiğini vurgulayan maden işçisi, sözlerine şöyle devam etti:
“Bugün sahaya arkadaşlar gidiyor, koca, devasa büyük yarıklar oluşmuş. Oradaki arkadaşlar fotoğrafları çekip mühendislere, üst amirlere atmışlar ama sahadan arkadaşlar çekilmedi ve bu felaket oldu. Saha boşaltılmadı. Felaket bile bile geldi. İnsan eliyle yapılan bir felaketti ve işçilere patladı. Fırat’a siyanür aktı.”
Maden işçisinin verdiği bilgiye göre yer olmadığı için dağın yamacında liç yapmaya çalışıldı. İşçi, “Cevheri 90 derece dik yamaca doğru yapmaya çalıştılar. Sel 25’ten 33’e çıkarıldı, limit 25. 1 milyon metreküp cevher yığıldı bölgeye. Bu da toprağı kaydırdı. Burada hem mühendislik hatası hem ihmal var” dedi
Maden işçisi, henüz ulaşılamayanlarla ilgili, “Bizim yanımızda çalışan üç süpervizör, iki işçi var. Ayrıca bir dozer operatörü, bir loder operatörü, dört de kamyon şoförü var. Bunlar göçük altında. Kesin dokuz kişi ama iki kamyon şoförü için belki farklı bir durum vardır” diye konuştu.
“Bir buçuk sene önce kopma oldu, önlem alınmadı”
Medyascope'un haftalık e-bülteni
Andaç'a abone olun
Editörlerimizin derlediği öngörüler, analizler, Türkiye’yi ve dünyayı şekillendiren haberler, Medyascope’un e-bülteni Andaç‘la her çarşamba mail kutunuzda.
Yaklaşık bir buçuk sene olayın yaşandığı yerin yan tarafında kopma olduğunu söyleyen maden işçisi, “Bir tarafta siyanür patlaması oldu, diğer tarafta membran koptu. Bir şey yapmadılar, önlem almadılar. Bu sefer birden deprem etkisi gibi patlama, göçük oldu. Bu doğal afet değil. Bu toprak kayması değil, buranın zemini taş. Zemini patlatıp yer açmaya, düzeltmeye çalışıyorlar ki, membran serip, yeni bir liç alanı yapılsın. Bu yüzde 100 ihmal ve bundan dolayı toprak kaydı. Büyük felaketlere götürecek yanlışlıklar yapılıyor” diye konuştu.
“Çevrede yer olmadığı için dikliğe doğru ilerledik”
Maden işçisi, tesiste uygulanan süreci şöyle anlattı:
“O bölgede 13 yıldır ormanı, toprağı sıyırıyorlar, altına kil seriyorlar, onun üstüne de bir membran seriliyor. Üstüne de 60-70 cm çakıl, kırılmış taş serpilir ki, süzme görevi görsün. Çakılın içine drenaj boruları serilir. Ondan sonra kat kat, kırdığımız cevheri oranın üstüne sereriz. Cevher alanının normalde düz olması lazım. Şu anda çevrede yer olmadığı için dikliğe doğru ilerledik. Meyil sürekli yükseliyor ve daha çok aşağı bakıyor. Bir taraf yamaç, bir taraf boşluk. Siyanür, cevher, membranın üzerine yığılıyor. Membran üzerindeki liç alanına 7/24 siyanür basılıyor. Öyle olunca ilk 6-7 sene çok problem olmadı. Ondan sonra gittikçe yer kalmadı. Dağa doğru gitmeye başladık. Bu işlem aynı şekilde devam etti.”
