Ruşen Çakır’ın konuğu İstanbul’daki farkı bilen Özer Sencar: Ekrem İmamoğlu nasıl bu kadar farklı kazandı?

MetroPOLL Araştırma’nın sahibi Özer Sencar, tarihi seçimi değerlendiriyor. Ekrem İmamoğlu nasıl bu kadar farklı kazandı, AKP şimdi ne yapacak, Türkiye’nin siyasi haritası ne olacak, 2028’e dair öngörüleri nedir? Ruşen Çakır sordu, Özer Sencar yorumladı.

Yayına hazırlayan: Tania Taşçıoğlu Baykal

Merhaba, iyi akşamlar. MetroPOLL Araştırma’nın Başkanı Prof. Özer Sencar ile birlikteyiz. Şu hâliyle bakıldığı zaman İstanbul’u Ekrem İmamoğlu’nun bayağı farklı bir şekilde alması kesinleşti. Ama olay sâdece bundan ibâret değil. Çok büyük bir değişim de söz konusu. Özer Bey, merhaba.

Özer Sencar: Merhaba. İyi akşamlar, iyi yayınlar.

İyi akşamlar. Öncelikle tebrik ve teşekkür edeceğim. Hatırlarsanız, sizinle bir konuşma yapmıştık, bana dediniz ki: “İstanbul anketinde acayip bir rakam çıktı, şüphelendik, araştırıyoruz. Ama bunu abonelerimizle paylaşmaktan ürktük” dediniz. Sonra anket sonucunu açıkladınız. Ben de şaşırdım. Ekrem İmamoğlu’nun İstanbul’u kazanması neyse de, on puanlık bir fark gösteriyordunuz; hattâ ondan da fazla. “Özer Bey bir marka” dedim. Sizinle seçimden 2-3 gün önce bir yayın yaptık. O yayın çok fazla ilgi gördü, tekrar çok teşekkürler. Ama çok tepki de gördü. Kimisi “Sallıyor” dedi; kimisi, “İyi söylüyor, ama ne olur ne olmaz” dedi. Sonuçta siz haklı çıktınız.

Sencar: Evet Ruşen Bey, Ekrem Bey de şaşırdı biliyor musunuz? Böyle bir şey beklemiyordu herhalde. “Hocam, birkaç gün bunu neşretme. Bizim arkadaşlar rehâvete düşer” dedi. Bize de büyük bir rakam gibi geldi. Sağ olsun, bizim ekip gece sabahlara kadar bütün anketleri dinlediler. “Yanlış bir şey var mı, yanılıyor muyuz?” diye anketlerin neredeyse tamâmını dinledi ekibimiz. Ben buradan ekibime de büyük bir teşekkür sunmak istiyorum. Gerçekten son 15 günde, gece gündüz, uykusuz kalarak çalıştılar. Bu başarının arkasında asıl onları görüyorum: Alan çalışması ve ekip çalışması.

İstanbul başlı başına bir olay, ama olay bunun da ötesinde; Kırklareli ve Hatay’da an îtibâriyle CHP az farkla kaybediyor gözüküyor. Onun dışında bütün büyükşehirlerini koruduğu gibi, üstüne çok çarpıcı yerleri de eklemiş: Giresun, Adıyaman, Ardahan, Denizli, Manisa, Kastamonu gibi yeni kazanımları var. Sonra değişebilir tabiî; ama an îtibâriyle CHP, Türkiye ortalaması olarak bakıldığında birinci parti. Hattâ AK Parti + MHP’den ileride gözüküyor. Bunlar zamanla değişebilir rakamlar; ama bir trend gösteriyor. Bu olay bir İstanbul olayı olmaktan çıkmış, bir Türkiye olayı olmuş sanki. Ne dersiniz? 

Sencar: Çok doğru. Bu kadar büyük bir başarıya ancak Türkiye geneliyle bakılabilir. Burada tabiî çok önemli bir faktör var. Bir: Ekrem İmamoğlu ve diğer CHP ekipleri gerçekten iyi çalıştılar. Sahil kesimini de biliyorum, Ankara’yı da biliyorum. CHP ekipleri her yerde iyi çalıştı. Bir şey daha dikkatimi çekti. Özellikle Ankara ve Bursa’da, CHP daha önceki yerel seçimde sandıkları kontrol edememişti. Geçen seçimlerde, İstanbul hâriç birçok yerde, Bursa ve Ankara başta olmak üzere sandıkları kontrol edememişlerdi. Gördüğüm kadarıyla, bu seçimde CHP önceki musîbetlerden ders çıkarmış ve sandıkları iyi kontrol etmişler. 

Geçen seçimde CHP Bursa’da 8-10 puan öndeydi, ama 3-4 puan geride çıktı. Mansur Yavaş’ta da böyle oldu. Hem ekiplerin iyi çalışması, sandıkların korunması, hem de 11 büyükşehir belediye içerisinde, bizim gözlemlerimize göre bir belediye hâriç hepsi başarılıydı. Hele bâzıları çok başarılıydı. Ama CHP Genel Merkezi, yerel yönetimleri ön plana çıkarma ve onları kamuoyuna takdim etme konusunda kıskanç davrandı. Yani yanlışlıkla olan bir şey değil. Ama onlar kendi alanlarında gerçekten çok büyük başarıya imzâ attılar seçimde. Bu kutlanacak bir durum. 

Bir şey daha söyleyeyim. CHP adaylarının, CHP belediyelerinin bu kadar açık ara zafer kazanmalarında bir faktör daha var: İktidârın müthiş bir başarısızlığı. Sâdece başarısızlık değil. Erdoğan geçen seçimde yaptığı hatâları bu seçimde de tekrar etti. En azından Ankara, İstanbul ve İzmir için söyleyeyim, seçilebilecek en yanlış adayları seçti. O yanlış adayları kurtarmak için Erdoğan herkesin rakibi oldu. Bir lider herkesin rakibi olursa herkesin önünde mağlûbiyet alır. Şimdi bu mağlûbiyeti yaşıyor. Bu mağlûbiyeti önlemek için bütün devlet kadrolarıyla, özellikle İstanbul’a yığıldı Erdoğan. 17 bakan, bütün kurumlar, TRT’si… Halk buna ciddî bir tepki verdi.

Şu ana kadar gelen rakamlarda, seçime katılma oranında bâriz bir düşüş gözüküyor. Normal şartlarda biz, seçime katılma oranının düşük olmasının iktidârın lehine olacağını, çünkü bir yıl önceki seçimdeki morali bozuk olan muhâlif seçmenin sandığa gitmeyeceğini varsayıyorduk. Hem katılım oranının düşüklüğü hem de CHP’nin bu kadar önde gitmesi, son seçimde Cumhur İttifâkı’na oy veren seçmenin büyük bir bölümünün sandığa gitmediğini gösteriyor, değil mi? Yanılıyor muyum?

Sencar: Doğru. Aynı şeyi 2019’da İstanbul’da da gördük. 23 Haziran’daki ikinci seçimde, ciddîye alınabilir miktarda Cumhur İttifâkı seçmeni, mahkeme karârıyla seçimin iptal edilmesine tepki olarak sandığa gitmedi. Ekrem İmamoğlu’nun oylarının yaklaşık 11 puanı da AK Parti ve MHP seçmeninden geliyordu. Ölçümlerimizde biz şunu da gördük: Bu seçimde de Ekrem İmamoğlu’na giden oyların yaklaşık %10’u AK Parti ve MHP seçmeni. Ekonomideki başarısızlık, seçimin fair and free olmamasına, yani âdil ve serbest olmamasına halktan ciddî bir tepki geldi. Bu 10-11 puan, İstanbul’da çok büyük bir fark. Seçimden 10 gün önce yine İYİ Parti’ye bir araştırma yaptık. Kendilerinden izin almadım, ama artık seçim geçti, söyleyebilirim. Kendi adayları için Ankara’da bir araştırma yaptırdılar. O araştırmada, Mansur Yavaş, Turgut Altınok’a göre 25-26 puan önde çıktı. Mansur Yavaş 58, Turgut Altınok 32. Bu müthiş bir olay.

Artık telefonlarınız çok sık çalıyor Özer Bey. Bundan sonra kurtulamayacaksınız galiba.

Sencar: Keyifliyiz tabiî. İki şekilde keyifliyiz. Bir; bu kadar başarısız bir iktidârı, bu halkın omzunda taşıması beklenmeyen bir durumdu. Ruşen Bey siz de iyi biliyorsunuz: Geçen sene 14 Mayıs ve 28 Mayıs’ta muhâlefet ölümcül bir hatâ yaptı. Eğer Ekrem Bey veya Mansur Bey’le Erdoğan’ın karşısına çıksaydı, şu anda cumhurbaşkanıydı — Ekrem Bey için kesin konuşabilirim, ama şimdi görüyorum ki Mansur Bey için de kesin konuşulabilir.

Medyascope'u destekle. Medyascope'a abone ol.

Medyascope’u senin desteğin ayakta tutuyor. Hiçbir patronun, siyasi çıkarın güdümünde değiliz; hangi haberi yapacağımıza biz karar veriyoruz. Tıklanma uğruna değil, kamu yararına çalışıyoruz. Bağımsız gazeteciliğin sürmesi, sitenin açık kalması ve herkesin doğru bilgiye erişebilmesi senin desteğinle mümkün.

Sizinle en son yayında İstanbul’u konuştuk. Siz farkı söylediniz, ama şimdi %50’yi aştı. Sizdeki rakamları hatırlıyorum, kararsızlar dağıtıldıktan sonra %48-47 idi. Yüzde 50, yani iki seçmenden birinin oyunu alabilmiş. Bir diğer husus da, birçok ankette –ki sizinkinde de kısmen vardı– üçüncü, dördüncü, beşinci parti yok gibi. Ekrem İmamoğlu ve Murat Kurum’dan sonra, en fazla oy alan aday %2 alabiliyor. O kadar çok aday olmasına rağmen, iki adaylı bir seçim olmuş ve Ekrem İmamoğlu her iki kişiden birisinin oyunu almış. Bu çok çarpıcı bir sonuç gibi geldi bana.

Sencar: Çok çarpıcı. Gerçekten 10 tâne partinin seçime girdiği bir yerde, bir adayın %50 alması müthiş bir rekordur. Yani iki adaylı bir seçim olsaydı, birisi %50’yi alabilirdi. Ama 10 adayın olduğu yerde %50 almak târihe geçecek bir zaferdir. Daha önce de söyledim; birçok insan bunu abartılı olarak buldu: Bence, Cumhuriyet târihi üçüncü büyük liderini sahneye çıkardı. 

Özer Bey, daha önce çok dayak yedik, yine dayak yedirmeyin bize. İnsanlar çok kızdılar.

Sencar: Bana da kızmışlardır muhtemelen. Ama somut realite bunu gösteriyor. Erdoğan, Ekrem İmamoğlu karşısında gerçekten târihe geçecek bir hezîmet aldı. Bu üçüncü hezîmeti. 23 Haziran’da da Ekrem Bey AK Parti’den 10 puan öndeydi. O seçimde de biz binde 3 hatâ yapmıştık sâdece. Hattâ Ekrem Bey’in ekibi bile inanmamıştı.

Özer Bey, 1 Nisan’dan îtibâren yepyeni bir süreç başlıyor, görüyoruz. CHP çok moralli. Özgür Özel “Yüzde 25 çatısını deldik” dedi. Mâlûm, CHP’ye %25 atfedilirdi. Şimdi %30’ların üstüne çıkmış bir CHP var. Belli ki siyâseti artık daha yoğun konuşacağız. Nereye gidiyor iş sizce?

Sencar: Bu şartlar altında, eğer savcılar devreye girmezse, 2028 yılında yapılacak cumhurbaşkanlığı seçiminde Ekrem İmamoğlu hiçbir rakip dinlemeden, ezerek geçer. Yani Erdoğan’dan sonraki cumhurbaşkanımız Ekrem İmamoğlu’dur. Ben buradan Ekrem İmamoğlu’na da seslenmek istiyorum. Ekrem İmamoğlu’nun 2028 seçimi sonrasında önünde iki yol var: Bir, Erdoğan’ın kurduğu “Tek Adam” yönetim piramidinin üstüne oturup, o da bir tek adam olabilir. O zaman târihçiler onu “İkinci Erdoğan” olarak tanımlayacaklar. Ama iktidâra gelip, cumhurbaşkanı olduktan sonra, parlamenter demokratik hukuk devletine geçiş yaparsa, o zaman da Türkiye’nin İkinci Cumhuriyeti’ni kurmuş olacak Ekrem İmamoğlu. Yani Türkiye’nin İkinci Cumhuriyeti’nin bânîsi olacak. 30 sene sonra târihçiler veya siyâsetbilimciler onu “İkinci Atatürk” olarak tanımlayacaklar. Umarım, Ekrem İmamoğlu önüne gelen bu fırsatı doğru değerlendirir ve târihe bu şekilde geçer. 

Şimdi asıl önemli olan, Erdoğan’ın saraya kapandıktan üç dört gün sonra çıkıp ne yapacağı. Önümüzdeki günlerin önemli konusu bu. Erdoğan sürpriz bir şekilde, “Gelin hep birlikte tekrar parlamenter sisteme dönelim” diyerek muhâlefeti oyuna getirmeye çalışabilir. Çünkü ikinci anayasa değişikliğini bir şekilde geçirirse, Parlamento’da yine birinci parti olarak çıkabilir ve başkanlığı alabilir. Erdoğan’ın kafasında böyle bir hesap olabilir.

Özer Bey, sizi bırakmayacağım. İlk fırsatta İstanbul’a geldiğinizde stüdyoda yayın yapacağız. Stüdyo yayınları daha güzel oluyor biliyorsunuz. Her seferinde kapanışta bana sürpriz yapıyorsunuz. 

Sencar: Siz artık özeleştirinizi yaptınız bence. CHP’lilerden, CHP’li aydınlardan özeleştiri yapmayanlar var. Meselâ Kadri (Gürsel) Bey. Özeleştiri yapmayanlarla sürekli bir şekilde selâmlaşacağız.

Tamam. Çok sağ olun Özer Bey. Tekrar tebrik ediyorum ve teşekkür ediyorum. Sizi tâkip etmeye ve izleyicilerimize sunmaya devam edeceğim. İyi akşamlar. Sağ olun. 

Sencar: Sağ olun. Teşekkür ederim.