Rize’nin Fındıklı ilçesinde yüzde 57,42 oyla belediye başkanı seçilen CHP’li Ercüment Şahin Çervatoğlu, Medyascope’a konuştu. Çervatoğlu, ilçenin İMECE kültürüne değindi. Sel ve taşkınları önlemek için etkin kamusal politikaların önemine vurgu yaptı. Öte yandan sokak hayvanlarının kısırlaştırılması ve sahiplendirme politikalarının sürdürülebilirliğine ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Çervatoğlu, seçimlerde “değişim” diyen tek partinin CHP olduğunu, değişim olmasaydı başarıyı elde edemeyeceklerini savundu.
Fındıklı, Erdoğan’ın memleketi Rize’nin 11 ilçesi arasında, yerel seçimlerde CHP’nin kazandığı üç ilçeden biri. Belediye Başkanı Ercüment Şahin Çervatoğlu, seçimlerde yüzde 57,42 oranında oy aldı. İlçe tarihinde CHP açısından önemli bir başarı yakaladı. Seçimlerin üzerinden yedi ayı aşkın bir süre geçti. Belediye Başkanı Çervatoğlu çalışmalarını Medyascope‘a anlattı.
“Halkımdan ve sokağa çıkmaktan niye korkayım?”
Çervatoğlu, seçildiği günden beri halkın içinde olduğunu vurguluyor. Belediye başkanı olarak sadece resmi gezilerle yetinmediğini belirtiyor. “Gerektiğinde, belediye işçisi gibi sahadayım” diyen Çervatoğlu, “Halkla yönetimin temelini atmaya çalışıyorum” dedi. Sokağa çıkmaktan korkmadığını ve özel imtiyazları reddettiğini ifade eden Çervatoğlu, şunları ekledi:
“Ben neden halktan ve sokağa çıkmaktan korkayım ki? Korumam, makam aracım, makam şoförüm veya sekreterim yok. Fındıklı halkı bana bir yetki verdi; sağlıklı bir yönetim ve hizmet etmemi istediler. Bu yetkiyi en iyi şekilde kullanmaya çalışıyorum ve özel imtiyazlarım yok. Mesleğim sorulduğunda makine mühendisi olduğumu söylüyorum. Belediye başkanı olmama rağmen sıradan bir yurttaş olmayı tercih ediyorum. Yani yönetici olabilirim, ama sokakta kavga ederim, ağlarım, gülerim, horon oynarım. Çünkü ben bir insanım.”
“Fındıklı’da katılım yüksek olsaydı daha çok fark olacaktı”
Fındıklı’da 2018’de gençler ve kadınlarla çalıştıklarını belirten Çervatoğlu, 2024’te daha organize bir şekilde çalıştıklarını söyledi. Seçime katılımın düşük olduğunu vurgulayan başkan, “Katılım yüksek olsaydı, fark daha büyük olacaktı. Ancak insanlar, nasıl olsa kazanıyoruz düşüncesiyle oy kullanmaya gelmedi” dedi.
Çervatoğlu: “Taşkınları önlemek için kamusal politika gerekiyor”
Çervatoğlu, Fındıklı’nın çok yağmur alan bir bölge olduğunu, sel olasılığının yüksek olduğunu aktarıyor. Başkan, son zamanlarda artan taşkınların sebebinin ağaçların ve ormanların kesilerek çaylığa dönüştürülmesi olduğunu söyledi. Fındıklı’nın iki vadi arasında büyük akarsularının bulunduğu bir bölge olduğunu hatırlatan Çervatoğlu, “Bu doğal dengenin korunması gerekiyor” diyerek ekledi:
“Taşkın koruma noktasında bütüncül bir projenin yalnızca yerel yönetim tarafından yürütülmesi mümkün değil. Bu, bir kamusal politika olarak bakanlık düzeyinde de ele alınması gereken bir yatırımdır. Sel felaketlerinin ve doğal afetlerin olmamasını temenni ederiz, ancak yaşandığında öncelik can kaybının önüne geçmek olmalıdır. Yeterli bir donanımımızın olup olmadığını sorarsanız, ‘Hayır, yeterli ekipmanımız ve hazırlığımız yok’ diyebilirim.”
“Fındıklı’da sahiplenme ve kısırlaştırma süreci sürdürülebilir hale getirir”
Sokak hayvanları sayısının fazla olduğunu ve bu durumu yönetebilmek için 2018 yılında sokak hayvanları yaşam merkezi ile rehabilitasyon merkezleri açtıklarını belirten Çervatoğlu, ayrıca belediyenin bütçesinin düşük olması nedeniyle “Meci” yani “İMECE” kültürü ile sorunu çözmeye çalıştıklarını söyledi.
Çevre belediyelerin sokak hayvanlarını Fındıklı’ya bırakması nedeniyle sokak hayvanı sayısında artış yaşandığını da aktaran Çervatoğlu, ayrıca sahiplendirme ve kısırlaştırma süreçlerinin sürdürülebilir hale getireceğini vurguladı.
“Şu anki sokak hayvanları yaşam ve rehabilitasyon merkezimizde etkin kısırlaştırma yapıyor ve hasta hayvanlara bakıyoruz. Ancak bu süreci sağlıklı bir şekilde yönetip yönetmediğimizi sorarsanız, ‘Hayır, yönetemedik’ diyeceğim. Fındıklı Belediyesi’nin bunu tek başına başarması mümkün değil. O dönemlerde sokak hayvanlarının sayısı 100-150 civarındayken bunu yönetip hepsini kısırlaştırdık ve sokakta yaşamalarını sağladık. Bugün ise sayımız 300-400’e ulaştı. Çünkü komşu ilçeler sokak hayvanlarını buraya bırakıyor. Geçtiğimiz günlerde bir ilçe belediyesi bu konuda kameralara yakalandı. Çözüm, etkin kısırlaştırmanın yanı sıra sahiplenmedir.”
Medyascope'un günlük e-bülteni
Andaç'a abone olun
Editörlerimizin derlediği öngörüler, analizler, Türkiye’yi ve dünyayı şekillendiren haberler, Medyascope’un e-bülteni Andaç‘la her gün mail kutunuzda.
“Meci yaşamın kendisidir”
Meci’nin insanlık adına insan ve doğa için hep beraber üretmek ve üretenin de yönetime katılma amacı taşıdığını belirten Çervatoğlu, “Üretmeden yönetmek değil, üretenin de yönetime katılımını sağlamak istiyoruz” diyerek Meci kültürünü şöyle anlattı:
“Bizim anladığımız anlamda, insanın insanlık ve doğa adına, insana ve doğaya zarar vermeden kendine hizmet edebilmesi, insanlığa hizmet etmesidir. Anadolu’nun kadim coğrafyasında var olan komşuya yardım etme ve ortak iş yapma kültürünün buradaki yansımasıdır bu kelime. Toplumcu bir yerel yönetim anlayışını bu dayanışma ruhuyla ve ortak akılla yürütebileceğimizi düşündük. Bugün itibarıyla yarım milyar civarında veya daha fazla bir yatırım yaptık ve bunun tamamını İMECE ile gerçekleştirdik. Ayrıca burada bulunduğumuz Geri Dönüşüm Ayrıştırma Tesisi, Rehabilitasyon Merkezi ve sokak hayvanlarıyla ilgili barınağı Meci ile halkımızla birlikte inşa ettik. Meci, yaşamın kendisidir.”
Çervatoğlu: “Genel ve yerel seçim arasında değişen tek parti CHP’ydi”
Değişmeyen tek şeyin değişim olduğunu vurgulayan Çervatoğlu, “Bizim felsefemizde insanlığa hizmet etmek var, insana hizmet etmek değil. Çünkü insana hizmet edince kral, şeyh gibi durumlar ortaya çıkıyor” dedi. Bu bağlamda, hizmet ederek ideolojik ve politik olarak modern dünyayı yakalamanın önemine şu sözlerle dikkat çekti.
“Genel ve yerel seçimler arasında Türkiye coğrafyasında değişen tek parti Cumhuriyet Halk Partisi’ydi. Değişim olmasaydı, bugün bu başarıyı elde edebileceğimizi düşünmüyordum. Bu noktada Ekrem İmamoğlu’nun o ilk günkü çıkışının çok doğru ve yerinde olduğunu düşünüyorum. Cumhuriyet Halk Partisi, solda umut olmayı ve iktidar olmayı başarabilirse, bu ülkenin eşit, özgür ve demokratik bir ülke olacağına inanıyorum.”
