100 bin TL ve üzerinde limite sahip kredi kartı sahiplerinden Savunma Sanayi Fonu ücreti alınacak: Teklif Meclis’te

SSDF’ye ek kaynak sağlamak için hazırlanan yasa teklifi Meclis’te. Teklife göre limiti 100 bin TL’nin üzerindeki kredi kartı sahipleri yıllık 750 TL ödeyecek.

Kredi kartı sahipleri dikkat: Limiti 100 bin TL üzerindeki kredi kartlarından Savunma Sanayi Fonu ücreti alınacak
Kredi kartı sahipleri dikkat: Limiti 100 bin TL üzerindeki kredi kartlarından SSF ücreti alınacak

Kredi kartı sahiplerine kötü haber

AA’nın haberine göre AKP milletvekilleri, “Savunma Sanayii ile İlgili Bazı Düzenlemeler Hakkında Kanun Teklifi”ni TBMM Başkanlığı’na sundu. Teklif, Savunma Sanayii Destekleme Fonu’na (SSDF) ek kaynak sağlamak için mevcut yasada değişiklik öngörüyor.

Düzenlemeye göre vergi ve gümrük beyannameleri, sigorta prim bildirgeleri ve aylık prim belgelerinden alınan damga vergisi tutarına ek olarak, yıllık gelir vergisi beyannamelerinden yarı oranında katkı payı alınacak. Ayrıca tapu ve kadastro işlemlerinde taşınmaz satışlarında alıcı ve satıcıdan ayrı ayrı 750 TL alınacak. Ayrıca diğer işlemlerde de işlem sahibinden 375 TL katılma payı tahsil edilecek.

100 bin TL limitin üstüne katkı payı

Kredi kartı limitleri 100 bin TL ve üzerinde olan kart sahipleri, her yıl kart başına 750 TL katkı payı ödeyecek. Noterlerde ise taşınmaz satışları, araç tescilleri ve devir işlemlerinden katkı payı alınacak. Bu paylar, SSDF’ye gidecek ve noterler bu katkı paylarından herhangi bir gelir elde etmeyecek.

Teklife göre tahsil edilen tüm paylar, tahsilatı izleyen ay içinde SSDF’ye gidecek. Tapu ve kadastro işlemlerinden alınan paylar, işlemden önce vergi dairesine ödenecek. Aynı zamanda, kredi kartı katılma payları da kart sahiplerinden tahsil edilecek. Ayrıca ilgili dönemin hesap özetinde gösterilecek.

Noterler de tescil ve devir işlemleri sırasında katılma paylarını tahsil edecek. Bu paylar ödenmeden işlem gerçekleştirilmeyecek ve noterler, işlemi yapan kişiyle birlikte bu ödemeden sorumlu olacak.

Söz konusu düzenlemeler, 1 Ocak 2025 itibarıyla yürürlüğe girecek.

46 milyar TL gelir hedefleniyor

Ekonomim’den Özder Şeyda Uyanık’ın haberine göre Türkiye Bankalar Birliği Risk Merkezi aylık bülten verilerine göre Ağustos 2024’te toplam kartlar içinde 100 bin TL üzerindeki limitli kartların yaklaşık oranı yüzde 49,2. Buna göre yaklaşık olarak 100 bin TL ve üzerindeki kredi kartlarının sayısı 61 milyon 955 bin 106.

61 milyon 955 bin 106 karttan 46 milyar 466 milyon 329 bin TL gelir hedefleniyor.

Medyascope'u destekle. Medyascope'a abone ol.

Medyascope’u senin desteğin ayakta tutuyor. Hiçbir patronun, siyasi çıkarın güdümünde değiliz; hangi haberi yapacağımıza biz karar veriyoruz. Tıklanma uğruna değil, kamu yararına çalışıyoruz. Bağımsız gazeteciliğin sürmesi, sitenin açık kalması ve herkesin doğru bilgiye erişebilmesi senin desteğinle mümkün.

BDDK geçtiğimiz haftalarda kredi kartlarıyla ilgili yeni kararları açıkladı

Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu’nun (BDDK) yeni düzenlemeleri 27 Eylül’de duyurdu. Buna göre bireysel kredi kartı borçlarını ödeyemeyen kart sahipleri talep etmeleri halinde borçlarını en fazla 60 ay vade ile yapılandırma olanağına sahip oldu. Ancak, yapılandırma borcunun yarısı ödenene kadar kredi kartlarının limitlerinde herhangi bir artış yapılmayacak.

İhtiyaç kredilerinde ise anapara ve faiz ödemelerinde 30 günden fazla gecikme yaşayan borçlular, ek kredi almadan mevcut borçlarını 60 aya kadar yapılandırma imkanına sahip olacaklar. Bu yapılandırma için borçluların 1 yıl içinde başvuruda bulunmaları gerekecek.

BDDK ayrıca asgari ödeme oranlarını da yeniden düzenledi. Limiti 50 bin TL’nin altında kartlar için asgari ödeme oranı dönem borcunun yüzde 20’si olacak. Ayrıca 50 bin TL’nin üzerinde olan kartlar için ise yüzde 40 olarak uygulanacak.

Yalçın Karatepe’den tepki

CHP Genel Başkan Yardımcısı Yalçın Karatepe, BDDK düzenlemesini eleştirdi. Söz konusu düzenlemenin vatandaşın içinde bulunduğu derin yoksulluğu perdelemekten öteye gitmediğini söyleyen Karatepe, şöyle dedi:

“Vatandaşın borç sarmalına girmesinin asıl nedeni, ücretlerin baskı altında tutulması ve gelirlerin düşük kalmasıdır. Gelirler zorunlu harcamaları karşılamaya yetmezken, borcun vadelere yayılması çözüm değildir. Yapılması gereken, öncelikle ücret ve aylıklarda artış sağlayacak düzenlemelerdir.”