Diyarbakır’da, 1993 yılında DGM tarafından yargılanan Mehmet Şirin Taşdemir’e ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verildi. Taşdemir, 30 yıl cezaevinde yattıktan sonra yararlanması gereken şartlı tahliye hakkından 2 yıldır yararlandırılmıyor. Karabük İnfaz Hakimliği yapılan itirazı reddetti. Taşdemir’in 4 yıldır disiplin suçu işlememesine rağmen, geçmişte işlediği disiplin suçları gerekçe gösteriliyor.
Diyarbakır’da, PKK davasından yargılanan Mehmet Şirin Taşdemir 24 Eylül 1993 tarihinde tutuklandı. Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası alan Taşdemir, 30 yıllık cezasını çektikten sonra avukatı aracılığı ile şartlı salıverilme başvurusu yaptı. Başvurusu daha önce 3 kez reddedilen ve 2 yıldır salıverilmeyen Taşdemir için avukatı Mehdi Özdemir harekete geçti. Özdemir, Karabük T Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu İdare ve Gözlem Kurulu Başkanlığının verdiği karara itiraz etti.
İki yıldır şartlı tahliyesine izin verilmiyor
Karabük infaz Hakimliği, Taşdemir ile ilgili tartışmalı bir karar verdi. Taşdemir’in şartlı salıverilmesi 2 yıldır yasal hakkı olmasına rağmen 3 kez ertelendi. İnfaz Hakimliği kararında, Taşdemir’in infaz süresi boyunca açlık grevi nedeniyle birçok kez disiplin cezası aldığı belirtildi. Kararda “Bu eylemleri diğer terör örgütüne üye olmak suçundan mahkum olan hükümlüler ile birlikte gerçekleştirdiği anlaşılmaktadır” denildi.
4 yıldır hiçbir disiplin suçu yok ama salıverilmesi bir kez daha reddedildi
Karabük İnfaz Hakimliği kararında yeni bir gerekçe öne sürdü. Hükümlünün 2021 yılından sonra yeni bir disiplin suçu işlememesinin, daha önce örgütle birlikte hareket ettiği gerçeğini değiştirmediği belirtildi. Kararda şu ifadeler kullanıldı: “Hükümlünün koşullu salıverilmesine belirli bir süre kala disiplin cezası almaması, terör örgütünü artık desteklemediğini göstermez. Bu durum örgüt üyeleri ile birlikte hareket etmediği konusunda samimiyetini kanıtlamaz.” Ayrıca kararda, hükümlünün idare ve gözlem kurulu kararındaki hususlara itiraz etmediği de vurgulandı.
Mehmet Şirin Taşdemir’in avukatı Mehdi Özdemir önemli açıklamalarda bulundu. Türkiye’de şartlı salıverilme süresini tamamlayan çok sayıda mahpusun tahliyesi engelleniyor. Bu engellemeler cezaevlerinde, Cumhuriyet Savcısı dışında hukukçu bulunmayan kurullar tarafından yapılıyor. Özdemir, 2020 yılında İnfaz yasasında yapılan değişikliği hatırlattı. Bu değişiklik ile hapishane idarelerine çok geniş yetkiler verildi.
Özdemir sözlerine şöyle devam etti: “Bu kurulların yetkisi genişletilerek adeta mahkeme yerine geçmeleri sağlandı. Kurul tarafından yapılan değerlendirmelerde birçok keyfi gerekçe öne sürülüyor. Mahpusun örgütsel faaliyette bulunduğu iddiası, cezaevi süresince kaldığı koğuştaki davranışları ve örgütle bağının kalmadığına dair belgeler isteniyor. Bu yersiz gerekçelerle tahliyeler engelleniyor.”
Özdemir, sistemin işleyişini de eleştirdi: “Mahpus hakkında mahkemenin verdiği hapis cezasına ek olarak ikinci bir ceza veriliyor. Kurul, şartlı salıverilmeyi engelleyerek aynı suç tipinden yeni bir ceza veriyor. Yargı yetkisi keyfi bir şekilde kullanılıyor. Çok sayıda mahpusun tahliyesi sistematik olarak engelleniyor. İnfaz yakmaları, umut hakkının da ihlaline yol açıyor. Yasal düzenlemelerde geri alınma gerekçeleri ayrıntılı belirtilmediği için keyfi süreçler işletiliyor.”
Avukat Özdemir, müvekkilinin durumu hakkında son bir değerlendirme yaptı. Müvekkilinin yaklaşık iki yıl içinde şartlı salıverilme talebi 4 kez reddedildi. Ret kararının gerekçesi dikkat çekiciydi. İyi hal için yeterli puan almasına rağmen, 2021’den beri disiplin cezası almaması yeterli görülmedi. Bu durumun örgüt ile ilişkisini kestiğine dair yeterli samimiyet göstergesi olmadığı öne sürüldü. Özdemir, “Bu durum, infazı yakılan her mahpusta olduğu gibi müvekkilin de temel haklarının keyfi bir şekilde ihlal edildiğini gösteriyor” dedi.
