Ahmet eş-Şara Suriyesinde demokrasi ve laikliğe yer var mı? | Hediye Levent anlatıyor

Hediye Levent, Suriye Ulusal Diyalog Konferansı’nın perde arkasını anlattığı yayında, konferans sonrası yayımlanan bildiride laiklik ve demokrasiye yer verilmediğini söyledi. Geçici yönetimin önündeki en büyük iki sorunun ekonomi ve güvenlik olduğunu söyleyen Levent, eş-Şara yönetiminin işten çıkardığı 10 binlerce kamu görevlisi olduğuna dikkat çekti. Bu kişilerin aileleriyle birlikte ekmeğe bile muhtaç olduğunu söyleyen Levent, emeklilerin maaşlarını alabilmek için Katar’dan gelecek uçağı beklediklerini söyledi.

Suriye’de 13 yıllık iç savaşın ardından Aralık ayında Beşar Esad rejimi devrildi. Bu gelişmenin ardından oluşan yeni yönetim, ülkenin geleceğini belirlemek için Ulusal Diyalog Konferansı düzenledi. Konferans hazırlık komitesinin sözcüsü Hasan Al-Dağim konferansla ilgili bilgiler verdi. Suriye’nin geçici devlet başkanı Ahmed eş-Şara’nın konferansın açılışını yaptığını açıkladı. Konferansa 600’den fazla kişinin katıldığını da sözlerine ekledi.

Eş-Şara açılış konuşmasında Suriye’nin birliğine vurgu yaptı. Silahların yalnızca devlet elinde “tekelleşmesi” gerektiğinin altını çizdi. Ahmed eş-Şara, Suriye’nin “bölünmeyi kabul etmediğini” belirtti. Yeni yönetimin “acı verici ve sarsıcı kararlar alması gerektiğine” dikkat çekti. Geçici Devlet Başkanı, Suriyelileri “sabırlı olmaya” çağırdı.

Katılımcılar arasında yeni yönetimin liderleri ve eski muhalif grupların temsilcileri bulunuyor. Ülkenin farklı bölgelerinden davet edilmiş isimler de siyasi geleceği şekillendirmek için bu toplantıda yer alıyor.

Konferansın duyurusu başlamasından sadece iki gün önce yapıldı. Katılımcı listesi konusunda son ana kadar belirsizlik sürdü. Hazırlık komitesi sözcüsü Al-Dağim konferansı “tarihî bir olay” olarak nitelendirdi. Suriyelilerin baskı görmeden fikirlerini söyleyebilmesinin önemine dikkat çekti. Güvenlik güçlerinin baskısı olmadan konuşmanın değerli olduğunu vurguladı. Hama’dan gelen yargıç İman Şahud da konferans hakkında olumlu görüşler paylaştı. Şahud bu toplantıyı “gerçek zafer günü” olarak tanımladı. Suriye halkının tüm bileşenlerinin temsil edildiğini belirtti. Kadın ve erkeklerin birlikte katılım sağladığına işaret etti. Bugünün Suriye halkı için uzun zamandır beklenen bir an olduğunu ifade etti.

Konferansta neler tartışılacak ve nasıl bir yol haritası öngörülüyor?

Konferans programına göre katılımcılar çeşitli konularda çalıştaylar düzenleyecek. Geçiş dönemi adaleti ve yeni bir anayasanın yapısı ele alınacak. Kurumların reformu ve inşası konuları tartışılacak. Kişisel özgürlükler ve sivil toplumun rolü de gündemde yer alacak. Ülkenin ekonomik geleceği hakkında da öneriler sunulacak. Organizatörler bu tartışmaların anayasal bildiriye katkı sağlamasını bekliyor. Yeni yönetim sisteminin temel ilkeleri bu öneriler ışığında şekillenecek. Geçiş dönemi adaleti önemli başlıklardan biri olacak. Yeni ekonomik çerçeve ve kurumsal reform planları da değerlendirilecek.

Bu öneriler 1 Mart’ta göreve başlayacak geçiş hükümeti tarafından incelenecek. Konferansın sonuçları ülkenin yeni liderlerine tavsiye niteliğinde olacak. Ancak komite sözcüsü Al-Dağim bu konuda önemli bir açıklama yaptı. Ulusal Diyalog’dan gelen önerilerin basit formaliteler olmayacağını vurguladı. Bu tavsiyelerin geçici anayasal bildirinin temeli olacağını söyledi. Ekonomik kimlik ve kurumsal reform planları için de yol gösterici olacak. Üç diplomat da konferansın uluslararası boyutuna dikkat çekti. Arap ve Batılı başkentler süreci yakından takip edecek. Bu ülkeler, Suriye ile ilişkilerini siyasi sürecin kapsayıcılığına bağladılar. Yaptırımların kaldırılması da bu koşula bağlı olacak. Ülkenin etnik ve dini çeşitliliğinin ne ölçüde kucaklandığı kritik önem taşıyor.

Suriye Ulusal Diyalog Konferansı toplandı
Ahmet eş-Şara Suriyesinde demokrasi, laikliğe yer var mı?

Konferansın hazırlık süreci nasıl gerçekleşti ve katılımcılar nasıl belirlendi?

Konferans hazırlıkları kapsamında yedi üyeli bir hazırlık komitesi oluşturuldu. Bu komite Suriye’nin tüm 14 vilayetinde dinleme oturumları düzenledi. Bir hafta içinde tüm vilayetlere ulaşıldı. Bazı günlerde birden fazla oturum gerçekleştirildi. Her oturum yaklaşık iki saat sürdü. Komite sözcüsü Al-Dağim bu süreçle ilgili rakamsal bilgiler paylaştı. Suriye genelinde toplam 4 bin kişinin bu oturumlara katıldığını açıkladı. Katılımın sadece davetliler aracılığıyla gerçekleştiğini de belirtti. Komitenin tek Hristiyan üyesi Hind Qabwat süreci değerlendirdi. Bu çalışmaların gerçekten demokratik olduğunu ifade etti. Tüm görüşlerin tartışma temeli olarak dikkate alındığını vurguladı.

Suriye Ulusal Diyalog Konferansı'nın açılış konuşmasını Eş-Şara yaptı
Ahmet eş-Şara Suriyesinde demokrasi, laikliğe yer var mı?

Hazırlık komitesi konferanstan önce 30’dan fazla toplantı düzenledi. Bu toplantılar Suriye’nin farklı vilayetlerinde gerçekleştirildi. Komite “Suriye toplumunun çeşitli bileşenlerinin temsilini sağlamak” için çaba gösterdi. Yaklaşık 4 bin kişinin katılımı ile geniş bir yelpazede görüşler alındı. Bu toplantılarda katılımcılar çeşitli konularda öneriler sundu. Geçici anayasal bildiri ve ekonomik plan talepleri öne çıktı. Hükümet kurumlarının yeniden yapılandırılması istendi. Vatandaşların kurumların yönetimine katılımı vurgulandı. Güvenlik ve istikrarın güçlendirilmesi çağrısında bulunuldu. Ancak konferansın duyurusu son ana bırakıldı. Başlamasından sadece bir gün önce kamuoyuna açıklandı. Katılımcı listesi konusunda da belirsizlikler yaşandı.

Konferansın kapsayıcılığına yönelik eleştiriler neler?

Konferans çeşitli açılardan eleştirilere maruz kaldı. Azınlıkların zayıf temsili büyük bir sorun olarak görüldü. Konferansın gerçekte ne kadar etkili olacağı da sorgulandı. Özellikle Kürt Ulusal Konseyi ciddi itirazlarda bulundu. Konsey, konferansın düzenleme mekanizmasına karşı çıktı. Hazırlık ve planlamada Kürt Ulusal Konseyi’nin marjinalleştirildiğini savundu. Diğer siyasi ve ulusal bileşenlerin de dışlandığını belirtti. Bu durumun Kürtler için ulusal ortaklık ilkesini ihlal ettiğini vurguladı. Ayrıca birçok Suriyeli siyasetçi konferansa katılamadı. Konferansın aniden duyurulması buna neden oldu. Al-Hadath’a konuşan bazı siyasetçiler olumlu görüşler belirtti. Konferansın Suriye’nin geleceği için yeni bir vizyon sunabileceğini söylediler. Ancak birçok siyasi figürün yokluğu da eleştirildi.

Medyascope'u destekle. Medyascope'a abone ol.

Medyascope’u senin desteğin ayakta tutuyor. Hiçbir patronun, siyasi çıkarın güdümünde değiliz; hangi haberi yapacağımıza biz karar veriyoruz. Tıklanma uğruna değil, kamu yararına çalışıyoruz. Bağımsız gazeteciliğin sürmesi, sitenin açık kalması ve herkesin doğru bilgiye erişebilmesi senin desteğinle mümkün.

En çok dikkat çeken eksiklik Suriye Demokratik Güçleri’nin (SDG) davet edilmemesiydi. SDG Suriye’nin kuzeydoğusunda önemli bir güç. Kürt liderliğindeki bu oluşumun temsilcileri konferansa çağrılmadı. SDG sözcüsü Ferhad Şami bu durumu doğruladı. Özerk yönetimin kıdemli yetkilisi Ilham Ahmed de aynı bilgiyi paylaştı. Kendilerine ait ne askeri ne sivil herhangi bir kuruluşlarından hiçbir üyenin davet edilmediğini açıklandı.

Toplantıdan önce Suriye’nin geçici hükümeti SDG’ye bir talep listesi sundu. SDG’nin silahlarını bırakmasını istedi. Ayrıca birleşik ulusal askeri güce katılması koşul olarak öne sürdü. Konferans komitesi daha önce SDG hakkında bir açıklama yaparak tüm Suriyeli Kürtleri temsil etmediğini iddia etti.

Türkiye de SDG konusunda sert bir tutum sergiliyor. Suriye Milli Ordusu’nu (SMO) destekleyen Türkiye, SDG’yi terör örgütleriyle ilişkilendiriyor. SDG’nin PKK ile bağlantılı olduğunu savunuyor.

“Suriye tek bir renkten ibaret değil”

Suriye Türkmen Meclisi, Ulusal Diyalog Konferansı’na davet edilmediği için tepki gösterdi. Meclis, X’ten yaptığı açıklamada, devrimin ilk gününden beri Suriyelilerin yanında durduklarını söyledi. Esad rejiminin devrilmesinden sonra da Şam’daki yeni yönetimi desteklediklerini hatırlattı.

Türkmen Meclisi Başkanı Faysal Cuma, El Cezire‘ye demeç verdi. Cuma, Şam yönetimiyle Türkmenlerin tek temsilcisi olarak konferansa katılma konusunda anlaştıklarını söyledi. Ancak bunun gerçekleşmediğini belirtti. Onun yerine bazı Türkmen kişilere bireysel davetler gönderildiğini aktardı. Bu dışlanmanın nedenleri için ikna edici bir açıklama yapılmadığını vurguladı.

Suriye Türkmen Meclisi: "Suriye tek bir renkten ibaret değil"
Ahmet eş-Şara Suriyesinde demokrasi, laikliğe yer var mı?