DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada, Türkiye’nin tarihi bir süreçten geçtiğini vurgulayarak, güven inşasının bu dönemin “can damarı” olduğunu söyledi. Bakırhan, yalnızca DEM Parti’nin değil, tüm siyasi aktörlerin daha cesur ve sorumlu davranması gerektiğini ifade etti.
DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, partisinin TBMM Grup Toplantısı’nda açıklamalarda bulundu.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ile yapılan görüşmeden bahseden Bakırhan, “Buraya gelmeden önce MHP Genel Başkanı sayın Bahçeli ve heyetiyle bir görüşme yaptık. Siyasi partileri ziyaret ediyoruz. İstişareler yapıyoruz, bu tarihi süreci tartışıyoruz. Siyasi partilerin üzerine düşen görev ve sorumlulukları tartışıyoruz. Verimli bir görüşme geçti. İstişarelerimiz bundan sonra da devam edecek” dedi.
“Herkes daha cesur olmalı”
“Bu süreçte sadece DEM Parti değil herkes daha cesur olmalı” diyen Bakırhan, “Sizler şahitsiniz, biz gece gündüz sahadayız. Bugüne kadar yüz binlerce evin kapısını çaldık. Eş Başkanlar olarak bir mektup kaleme aldık, bu mektubu kapısını çaldığımız bütün evlere bırakıyoruz” diye konuştu.
Muhalefet partilerine çağrıda bulunan Bakırhan, “Muhalefetteki siyasi partilerin duruşu fena değil. Ama sadece söz yetmez; bu süreçte tabanına bilgilendirme yaparak, planlama yaparak aktif görev almalılar” dedi.
MHP’nin de sürece dair çaba gösterdiğini belirten Bakırhan, “MHP de kendi teşkilatı ve tabanına bu süreci anlatmak için bir çaba içerisinde. Bunu biz de görüyoruz” dedi.
“Barış sadece bizim görevimiz mi?”
Toplumun barış talebinin net olduğunu aktaran Bakırhan, sahada karşılaştıkları tepkiyi şu sözlerle dile getirdi:
“Gittiğimiz her yerde insanlar diyor ki, barış için toplumsal rızayı oluşturmak sadece sizin mi görevinizdir? Muhalefetin, iktidarın görevi değil midir, diyorlar. Biz de soruyoruz: Bu sadece bizim işimiz midir?”
İktidara sorumluluk çağrısı yapan Bakırhan, “İnşallah başta iktidar olmak üzere diğer siyasi partilerin de sahada bizim gibi sürece katkı sağlayacakları bir tabloya şahitlik ederiz. AKP daha fazla sorumluluk alabilir. Güven sadece sözle olmaz; güven verici adımların da atılması gerekiyor” dedi.
“Güven krizi hem Kürtlerde hem Türkiye halklarında var”
Sürecin sağlıklı ilerleyebilmesi için güvenin yeniden tesis edilmesi gerektiğini belirten Bakırhan, “Hem Kürt halkında hem Türkiye halklarında yürüyen sürece ilişkin bir tereddüt, bir güven sorunu var” dedi.
“Bu güveni yeniden tesis etmek için hepimize büyük görev ve sorumluluklar düşüyor. En başta AKP’ye, iktidara ve ortağına düşüyor. Bu süreçte güveni tesis etmek, toplumu yürüyen sürecin yanında konumlanmaya sevk edecek bir söylem ve pratik içerisinde olmamız gerekiyor” diyen Bakırhan, geçmişte barış süreçlerinde yer almış siyasetçilere de seslendi:
Medyascope'u destekle. Medyascope'a abone ol.
Medyascope’u senin desteğin ayakta tutuyor. Hiçbir patronun, siyasi çıkarın güdümünde değiliz; hangi haberi yapacağımıza biz karar veriyoruz. Tıklanma uğruna değil, kamu yararına çalışıyoruz. Bağımsız gazeteciliğin sürmesi, sitenin açık kalması ve herkesin doğru bilgiye erişebilmesi senin desteğinle mümkün.
“Bu konuda başta AKP olmak üzere, birçok siyasi partide deneyimi olan, geçmişte bu süreçlerde yer almış insanların da artık söz kurması, öne çıkması gerekiyor.”
Anayasa vurgusu: “Ne vesayet ne merkezileşme”
Anayasa tartışmalarına da değinen Bakırhan, bu konunun tabu olmaktan çıkması gerektiğini ifade etti.
“Anayasa tartışması tabu değil. Demokrasi, özgürlük ve adalet ekseninde samimi müzakere alanı olmalıdır” diyen Bakırhan, mevcut sisteme de eleştiri getirdi:
“Ne eski vesayete sığınırız, kabul ederiz; ne de mevcut merkezileşmeyi kabul ederiz. Biz üçüncü yoluz. Biz demokratik zeminiz, biz 86 milyon insanın barış içerisinde kardeşçe yaşamasını savunan bir yoluz.”
“Bu ülke hepimizindir”
Konuşmasını barış çağrısıyla sürdüren Bakırhan, tüm toplumsal kesimleri ortak bir hedefe davet etti:
“İktidardan muhalefete, toplumsal kesimlerden inanç örgütlerine kadar herkesi barış etrafında buluşmaya davet ediyoruz. Bu davet, kavganın ve çatışmanın olmadığı bir Türkiye’de yaşama davetidir.”
Güvenliğin sadece fiziki tedbirlerle değil, toplumsal uzlaşıyla sağlanabileceğini belirten Bakırhan, “En büyük güvenlik beton bariyerler değil. Kendi toplumsal barışını sağlamış bir ülkeye kimse art niyetle bakamaz” dedi.
