İran’da insan hakları aktivistleri ve siyasi mahkûmlar, Tahran’daki Evin Cezaevi’nin İsrail bombardımanına uğramasıyla ölümle burun buruna geldi. Aileler geçici tahliye talep ediyor.
İsrail’in Tahran’da düzenlediği son hava saldırılarının hedeflerinden biri, siyasi mahkûmların tutulduğu Evin Cezaevi oldu. İnsan hakları savunucusu Reza Khandan’ın kızı Mehraveh Khandan, bombardımanın ardından yaşadığı çaresizliği şu sözlerle anlattı:
“Hayatımda kendimi en çaresiz ve kapana kısılmış hissettiğim andı. Bu, İranlıların durumunu en net anlatan görüntüydü: Biri bizi hapsediyor, diğeri bombalıyor.”
Geçen hafta İsrail’in tahliye çağrısıyla on binlerce kişinin başkenti terk etmeye başladığı sırada Reza Khandan, cezaevindeki hücresinden ayrılamadı.
23 Haziran Pazartesi günü ise korkulan oldu: İsrail Evin Cezaevi’ni vurdu.
Cezaevi hasar gördü, yaralanmalar var
Düşük kaliteli güvenlik kamerası görüntülerinde cezaevinin kapısının patlama sonucu yıkıldığı görüldü.
İran yargısı bazı bölümlerde hasar olduğunu doğrularken, mahkûm yakınları Gardiyan gazetesine dört, yedi ve sekizinci koğuşlarda yaralanmalar olduğunu aktardı. Reza Khandan’ın da bulunduğu bu bölümlerde mahkûmların patlamanın etkisiyle duvarlara çarpıp başlarından yaralandığı bildirildi.
“Geçici tahliye” çağrısı: Cezaevleri güvende değil
Khandan’ın da imzacıları arasında olduğu bir grup tutuklu, İran Yargı Erki Başkanı’na yazdıkları mektupta, savaş zamanı geçici tahliye sağlayan İran yasasına atıfla serbest bırakılmalarını talep etti. Mektupta “Cezaevlerinde hava saldırısı uyarı sistemi, sığınak veya tahliye planı yok. Özellikle sekizinci koğuşta tek bir yangın söndürücü dahi yok” ifadeleri yer aldı.
Ancak aileler bu taleplerin rejim tarafından dikkate alınacağına pek inanmıyor. Çünkü kriz anlarında devletin baskıyı artırdığı yönünde bir örüntü var.
Bazı tutuklular kaybedildi: Avukatlar ulaşamıyor
2020’den bu yana Evin Cezaevi’nde tutulan öğrenci aktivist Ali Younesi’nin abisi Reza Younesi, kardeşinin geçen hafta bilinmeyen bir yere götürüldüğünü ve o günden beri haber alınamadığını söyledi. Avukatlar da kendisine ulaşamıyor. Ailenin endişesi, Ali’nin 2020 tarihli bir Amnesty raporuna göre işkencelerin belgelenmiş olduğu 209. koğuşa sevk edildiği yönünde.
Medyascope'u destekle. Medyascope'a abone ol.
Medyascope’u senin desteğin ayakta tutuyor. Hiçbir patronun, siyasi çıkarın güdümünde değiliz; hangi haberi yapacağımıza biz karar veriyoruz. Tıklanma uğruna değil, kamu yararına çalışıyoruz. Bağımsız gazeteciliğin sürmesi, sitenin açık kalması ve herkesin doğru bilgiye erişebilmesi senin desteğinle mümkün.
Ali Younesi, “patlayıcı madde bulundurmak” ve İran’ın terör örgütü ilan ettiği Halkın Mücahitleri ile bağlantılı olmakla suçlanmış; cezası geçtiğimiz aylarda 6 yıl 8 aya düşürülmüştü.
İdam mahkûmları için endişe büyüyor
New York merkezli İran İnsan Hakları Merkezi, cezaevlerinde idamla yargılanan 54 siyasi mahkûmun durumuna dikkat çekerek, savaşın bahane edilerek infazların hızlanabileceği uyarısında bulundu, “İran yönetimi bu ortamı kullanarak infazları misilleme ve korkutma aracı olarak kullanabilir” dedi.
Rejim karşıtlarını bombalamak çözüm mü?
Aileler ise İsrail’in cezaevlerini hedef almasını da eleştiriyor.
İranlı bir mahkûmun yakını, “Najafi’nin güvende olduğunu düşünmüyoruz. Bir yanda İslam Cumhuriyeti’nin zulmü, diğer yanda İsrail’in şiddeti var. Telefonla konuşurken füze ve uçaksavar sesleri duyuluyor” diyor.
Mehraveh Khandan, artık babasının sesini duyamıyor. Younesi ailesi ise altı gündür hiçbir haber alamadıkları oğullarının sağlık durumundan derin endişe duyuyor. Reza Younesi, kardeşinin moralini yüksek tutmak için her gün spor yapmasını tavsiye ettiğini söylerken, şimdi tek bildiği şeyin “hiçbir şey bilmemek” olduğunu söylüyor.
Kaynak: Guardian
