Mümtaz’er Türköne, AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın yaptığı son açıklamayı ve bu açıklamanın Abdullah Öcalan ile Devlet Bahçeli üzerindeki muhtemel etkilerini değerlendirdi. Türköne, “Öcalan da Bahçeli de konuşmayı dikkatle dinledi. İkisi de Erdoğan’ın pozitif bir rol üstlenmesini değil, en azından süreci engellememesini bekliyordu” dedi.
“Bu sürecin Erdoğan’a iktidar kaybettirme riski var”
Mümtaz’er Türköne, sürecin Erdoğan açısından ciddi siyasi riskler taşıdığını belirterek, “Ekim ayından bu yana bu sürecin AK Parti iktidarının sonunu getireceğini savunuyorum. Erdoğan için en tehlikeli olan, kendi otoritesini dayandırdığı baskı araçlarını kaybetme ihtimalidir. Selahattin Demirtaş ve diğer siyasi tutuklular serbest bırakılırsa, bugüne kadar neden içeride tutuldukları sorgulanacaktır. Bu da iktidarın keyfi araçlar kullandığını kabul etmek anlamına gelir” dedi.
“DEM’in AKP ile organik ilişkiye girmesi siyasi intihar olur”
Erdoğan’ın konuşmasındaki “AKP-MHP ve DEM Parti ittifakı”na dikkat çeken Türköne, “DEM’in AK Parti ile organik bir ilişki kurması, siyasi olarak intihar olur. Bu aynı zamanda CHP’ye yönelik tasfiye operasyonlarına destek anlamına gelir. Oysa bu süreç ancak kayyum meselesi çözülürse, hukuksuzluklar giderilirse ve CHP üzerindeki baskılar sona erdirilirse ilerleyebilir” diye konuştu.
Erdoğan’ın konuşmasında somut bir yol haritası sunmamasının hem Bahçeli hem de Öcalan açısından tatmin edici olmadığını belirten Türköne, “Bahçeli, Erdoğan’a ‘devletin başı olarak bu işin sorumluluğu sende’ diyerek görev vermişti. Erdoğan ise bu görevi üstlenmeye niyetli olmadığını, ama engel de olmayacağını ima etti. Bu konuşma, süreci sahipleniyor gibi görünse de yöneticiliğini üstlenmeyen bir pozisyon sunmuştur” dedi.
Medyascope'u destekle. Medyascope'a abone ol.
Medyascope’u senin desteğin ayakta tutuyor. Hiçbir patronun, siyasi çıkarın güdümünde değiliz; hangi haberi yapacağımıza biz karar veriyoruz. Tıklanma uğruna değil, kamu yararına çalışıyoruz. Bağımsız gazeteciliğin sürmesi, sitenin açık kalması ve herkesin doğru bilgiye erişebilmesi senin desteğinle mümkün.
“Komisyon çoğunlukçu değil, çoğulcu olmalı”
Öcalan’ın kurulacak Meclis komisyonuna yasa taslağı sunma beklentisini hatırlatan Türköne, komisyonun yapısının belirleyici olduğunu söyledi, “Eğer komisyon çoğunlukçu olur ve AK Parti kontrolünde kurulursa, bunun göstermelik bir adım olduğu anlaşılır. Çoğulcu bir yapı şarttır. Öcalan da bu boşlukta siyasi liderliğini, bu kez örgütsel değil, politik bir liderlik olarak görünür hale getirmeye çalışıyor” dedi.
“Bu süreç, Demirtaş’tan İmamoğlu’na kadar her şeyi belirleyecek”
Türköne, bu sürecin sadece Kürt meselesiyle sınırlı olmadığını, tüm siyasal yapıyı dönüştürme potansiyeline sahip olduğunu söyledi. Türköne, “Bu süreç doğrudan CHP’yi, CHP’li belediyeleri, hatta Ekrem İmamoğlu’nun pozisyonunu bile etkileyecek. Terörsüz Türkiye demek artık yeterli değil. Bu sürecin adı ‘güven ve refah yolu’ olabilir” dedi.