MHP lideri Devlet Bahçeli’nin “Bir Alevi bir Kürt cumhurbaşkanı yardımcısı” önerisinin anlamı ne? Refah İçin Hukuk’ta Mehmet Gün, bu yaklaşımın Türkiye’nin üniter yapısıyla bağdaşmadığını ve ciddi riskler taşıdığını söyledi.
Halk TV yazarı İsmail Saymaz, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin birkaç ay önce MHP milletvekilleriyle yaptığı toplantıda, “Cumhurbaşkanı’nın iki yardımcısı olsun, biri Kürt, diğeri Alevi olsun” dediğini öne sürdü. Sonra Bahçeli iddiayı doğruladı.
Refah için Hukuk’un bu bölümünde Daha İyi Yargı Derneği Başkanı Mehmet Gün, şu soruları cevaplandırdı:
- Bahçeli’nin bu açıklaması yasama dokunulmazlığı kapsamında değerlendirilebilir mi?
- Bir Kürt bir de Alevi cumhurbaşkanı yardımcısı önerisi mevcut konjonktürde olabilecek bir şey mi?
- Siyasi partilerin demokratlığı yönünden de bu açıklama nasıl değerlendirilmeli?
Devlet Bahçeli’nin bu önerisinin büyük tartışma yarattığını hatırlatan Gün, şunları söyledi:
“Gerçekten ‘Böyle bir şey nasıl olabilir?’ sorusu doğdu. Acaba bir bölüşüm mü oluyor? Yani ‘devlet güçlerinde ya da kurumlarında bir bölüşüm mü oluyor’ diye sorular doğurdu. Bunun da Lübnanlaşmaya neden olabileceği gibi endişeler var. Çünkü orada devlet kotalar üzerinden paylaşılıyor. Cumhurbaşkanı maruni Hristiyan, Başbakan sünni Müslüman, Meclis Başkanı şii Müslüman olmak zorunda. Böyle olunca ülke içinden çıkılmaz hale geliyor. Bizde de ‘cumhurbaşkanı yardımcılarından biri Alevi, diğeri Kürt olsun’ gibi bir yaklaşım aynı tehlikeyi barındırır.”
“Bu dini ve ırksal bir ayrım”
Gün, cumhurbaşkanı yardımcılarının kimlikler üzerinden belirlenmesinin ayrımcılık yaratacağını vurguladı, “Eğer iki yardımcı olacak ve biri Alevi, diğeri Kürt olacak denilirse, bu dini ve ırksal bir ayrımı gündeme getirir. Hukuk karşısında herkes eşittir. Bir kişinin hangi ırktan ya da dinden olduğunu nasıl bilebilirim? Böyle bir ölçüt getirmek, bizim anayasamızdaki ayrımcılık yasağına aykırıdır. Bu yaklaşım bölünmeye yol açar, üniter yapıyı zedeler” dedi.
Medyascope'u destekle. Medyascope'a abone ol.
Medyascope’u senin desteğin ayakta tutuyor. Hiçbir patronun, siyasi çıkarın güdümünde değiliz; hangi haberi yapacağımıza biz karar veriyoruz. Tıklanma uğruna değil, kamu yararına çalışıyoruz. Bağımsız gazeteciliğin sürmesi, sitenin açık kalması ve herkesin doğru bilgiye erişebilmesi senin desteğinle mümkün.
Mehmet Gün, Devlet Bahçeli’nin siyasi bir lider olarak her türlü görüşü dile getirebileceğini fakat bunun risklerini de unutmaması gerektiğini belirtti:
“Milletvekilleri saçma da olsa her türlü fikri dile getirebilir. Ama bu fikirler, devlet gücünün paylaşılması gibi algılanırsa tehlikeli sonuçlar doğurabilir. Hele ki oligarşik yapıya sahip partilerde bu sözlerin tabana empoze edilmesi kolaydır. Bir süre sonra bu fikirler toplumun bir kesiminde meşruiyet kazanır. İşte bu noktada ciddi bir ayrışmanın, kamplaşmanın ve hatta parçalanmanın kapısı aralanır. Ben mevcut anayasamızda bunun mümkün olabileceğine ihtimal vermiyorum. Ayrımcılık yasağını ortadan kaldırmadan, üniter devlet yapısını değiştirmeden bu model uygulanamaz. Bu nedenle anayasal olarak da imkânsızdır. Devletin gücü paylaşılır hale gelirse, toplumda birlik yerine ayrılık tohumları ekilmiş olur.”