İsrail, Gazze’ye giren gıda akışını kontrol ediyor. Filistinlilerin hayatta kalabilmesi için ne kadar kaloriye ihtiyaç duyduğunu hesaplıyor. Ancak kendi verileri bile ihtiyaç duyulanın çok küçük bir kısmının bölgeye ulaştığını gösteriyor.
Gazze’de kıtlığın matematiği basit: Filistinliler bölgeden çıkamıyor, savaş tarımı bitirdi, İsrail balıkçılığı yasakladı. Bu nedenle Gazze’de yaşayan insanların yediği neredeyse her kalori dışarıdan gelmek zorunda.
İsrail, bölgeye ne kadar gıda gerektiğini biliyor. Açlığı ölçülebilir hale getirerek yıllardır “ölmemelerini ama baskı hissetmelerini” sağlayacak şekilde yardımı kısıtlıyor. 2006’da dönemin başbakanı Ehud Olmert’in bir danışmanı bu politikayı “Filistinlileri diyete sokacağız ama onları açlıktan öldürmeyeceğiz” sözleriyle özetledi. Bu ifadelere dair belgeler 2008’de mahkeme kararıyla kamuoyuna açıklandı.
O dönemde yardım girişini hâlâ kontrol eden İsrail askeri kurumu COGAT, Gazze’de yaşayan her bireyin günlük en az 2 bin 279 kaloriye ihtiyacı olduğunu hesapladı. Bu miktarın sağlanabilmesi için kişi başına günde 1,836 kilogram gıda gerekti.
Bugün insani yardım kuruluşları ayda 2,1 milyon kişi için toplam 62 bin ton kuru ve konserve gıda talep ediyor. Yani kişi başına günde yaklaşık 1 kilogram.
İşte Gazze’de yetersiz beslenmenin doğrudan sonucu olarak kaydedilen toplam ölüm sayısı:
Gazze’de yetersiz beslenmenin ölümcül sonuçları
OCHA’nın ve Beslenme Kümesi’nin raporuna göre Temmuz 2025’te akut yetersiz beslenme tedavisi için yaklaşık 13 bin yeni çocuk yatışı kaydedildi. Bu 2 bin 800’den fazla vakanın şiddetli akut yetersiz beslenme hastası olduğu tespit edildi (yüzde 22).
Hastaneye yatırılıp stabilizasyon merkezlerinde tedavi edilmesi gereken ve komplikasyonlarla birlikte şiddetli akut yetersiz beslenmeden muzdarip çocukların en şiddetli vakaları da arttı. Ocak ve haziran ayları arasında 215 vaka görülürken, yalnızca temmuz ayında 129 vaka görüldü.
Gazze’de yetersiz beslenme yüzde 21,5’e ulaştı. Artık her beş küçük çocuktan birinin yetersiz besleniyor.
Save the Children, 10 Ağustos’ta yaptığı açıklamada , Ekim 2023’ten bu yana Gazze’de açlıktan ölen 100 çocuğun bildirilmesinin “dünyayı utandıran ve uzun zamandır beklenen acil eylemi gerektiren yıkıcı bir dönüm noktası” olduğunu belirtti ve akut yetersiz beslenmenin çocuklarda yıkıcı ve uzun vadeli sağlık sorunlarına dikkat çekti.
Nisan sonunda UNRWA’nın gıda stokları tükendi ve dağıtımlar durdu.
BM: “En kötü senaryo gerçekleşiyor”
Birleşmiş Milletler’e bağlı Gıda Güvenliği Aşama Sınıflandırması (IPC), Ağustos 2025 raporunda Gazze’de en kötü senaryonun gerçekleştiğini yineledi.
Gıda sevkiyatları ihtiyacın çok altında kalıyor. Bağımsız Kıtlık Değerlendirme Komitesi, özellikle İsrail destekli “Gazze İnsani Yardım Vakfı”nın (GHF) dağıtım planının kitlesel açlığa yol açacağını belirtti. UNRWA, Gazze Şeridi’nin yüzde 86.3’ünün İsrail’in militarize bölgesinde veya yerinden edilme emirleri altında olduğunu, bu durumun yardımların ulaşmasını engellediğini raporladı.
Açlık kriziyle gelen yardım: Yetersiz ve geçici
Mart ve nisan aylarında İsrail, Gazze’ye tümüyle gıda girişini kesti. Mayıs ortasında İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, uluslararası baskılar üzerine “açlık krizi” nedeniyle yardımları yeniden başlatacaklarını söyledi. Ancak bu sözün ardından geçen iki ayda bölgeye gönderilen gıda miktarı açlık sürecini sadece yavaşlattı, durdurmadı.
Ocak ve şubat aylarında geçici ateşkes sırasında sağlanan birkaç haftalık yardım sayesinde Gazze kısa süreliğine kıtlığın eşiğinden döndü. Ancak mayısta gelen yardımlar yeniden “azar azar” verilmeye başlandı. Temmuz sonunda yaşananlar ABD Başkanı Donald Trump dahil pek çok ismin, açlık çeken çocuklara “her zerresine kadar yiyecek” ulaştırması talepleri de dahil olmak üzere, yeni bir uluslararası öfke dalgasına yol açtı.
Netanyahu ise “asgari düzeyde” ek yardım sözü verdi. Tırlarla gönderilen yardımların sayısı artsa da bu miktar hâlâ Gazze’deki açlığı tersine çevirmek bir yana, asgari beslenme ihtiyacını bile karşılamıyor.
Birleşmiş Milletler, 15 Ağustos 2025 Gazze raporunda kıtlığı resmen ilan etti. Raporda, yarım milyondan fazla Filistinlinin açlık, yoksulluk ve ölüm gibi felaket boyutlarındaki kıtlık koşullarıyla karşı karşıya olduğu belirtildi.
Medyascope'u destekle. Medyascope'a abone ol.
Medyascope’u senin desteğin ayakta tutuyor. Hiçbir patronun, siyasi çıkarın güdümünde değiliz; hangi haberi yapacağımıza biz karar veriyoruz. Tıklanma uğruna değil, kamu yararına çalışıyoruz. Bağımsız gazeteciliğin sürmesi, sitenin açık kalması ve herkesin doğru bilgiye erişebilmesi senin desteğinle mümkün.
İşte 2025’te Gazze’ye aylık olarak giren gıda yardımı miktarı (ton):
Hava yoluyla yardım: Etkisiz, pahalı ve ölümcül
Savaş boyunca aralıklarla sürdürülen havadan yardım operasyonları yeniden başladı. Fransa, Almanya, Birleşik Krallık, Mısır, Ürdün ve Birleşik Arap Emirlikleri bu operasyonlara destek veren ülkeler arasında. Ancak bu yöntem pahalı, verimsiz ve Filistinlilerin ölümüne yol açıyor.
Denize düşen yardımları almaya çalışırken en az 12 Filistinli boğuldu, üzerlerine yardım paletleri düşen en az 5 Filistinli hayatını kaybetti. İsrail verilerine göre savaşın ilk 21 ayında 104 uçuş, Gazze için sadece dört günlük gıdaya eşdeğer yardım sağladı ve bu on milyonlarca dolarlık bir maliyetle gerçekleşti. Aynı bütçe kamyonlarla kullanılsaydı çok daha fazla gıda teslim edilebilirdi.
Ancak bu uçuşların maliyeti sadece maddi değil; bu yöntem, İsrail ve müttefiklerinin açlığı lojistik bir felaket gibi sunmasına olanak tanıyor, oysa bu devlet politikasıyla yaratılmış bir kriz.
Oysa Gazze’de yardımların karayoluyla ulaştırılamamasının tek sebebi, İsrail’in uyguladığı kısıtlamalar. İngiltere ve ABD gibi ülkelerin silah sağladığı müttefiki İsrail’in bu sınırlamaları, kıtlığı doğrudan devlet politikası haline getiriyor.
İsrail merkezli insan hakları örgütü B’tselem, açlığın silah olarak kullanıldığını ve Gazze’de soykırım işlendiğini belirtti. İsrail, Gazze halkının hayatta kalması için gereken gıda miktarını biliyor ve bunu geçmişte açlıktan ölümleri önlemek için hesaplamıştı.
Ancak 2025 verileri, İsrail’in bu bilgiyi açlığı sistematik bir şekilde sürdürmek için kullandığını gösteriyor. UNRWA, Mısır ve Ürdün’deki depolarında 6.000 kamyonluk gıda, ilaç ve hijyen malzemesi olduğunu, ancak İsrail’in engellemeleri nedeniyle bunların dağıtılamadığını ifade etti.
Son durum ne?
7 Ekim 2023’ten 13 Ağustos 2025’e kadar Gazze’de en az 61 bin 722 Filistinli öldürüldü, 154 bin 525 kişi yaralandı. Ölümlerin büyük bölümünü kadınlar ve çocuklar oluşturuyor.
BM Filistinli Mültecilere Yardım Ajansı’ndan (UNRWA) 360 personel hayatını kaybetti. İsrail’in saldırılarında sivillerin yanı sıra okullar ve yardım konvoyları da hedef alındı.
Temmuz ayında 13 bin çocuk yetersiz beslenme tedavisi gördü. Gazze’de her beş çocuktan biri bu durumdan etkilendi. Save the Children, açlıktan ölen 100 çocuğun “utanç verici bir dönüm noktası” olduğunu söyledi.
Hastaneler kapasitesinin üzerinde çalışıyor, ilaçların yüzde 60’ı tükendi. İnsülin gibi hayati önemdeki ilaçlara ulaşılamıyor. Bulaşıcı hastalık vakaları haftada 10 bine çıktı. Yakıt kıtlığı sağlık hizmetlerini aksatıyor.
Gazze’nin yüzde 86’sı militarize bölgelerde bulunuyor, nüfusun yüzde 90’ı en az bir kez yerinden edildi. Bazı aileler 10’dan fazla kez kaçmak zorunda kaldı. UNRWA’nın yardımları beş aydır engelleniyor. Depolarda malzeme olmasına rağmen girişlere izin verilmiyor. 100’den fazla sivil toplum örgütü, İsrail’in getirdiği yeni kayıt kurallarını eleştirerek yardım çağrısı yaptı.
Batı Şeria’da ise 995 Filistinli öldürüldü. UNRWA, bölgede 1,5 milyon tıbbi muayene ve aşılama desteği verdi. Ancak yakıt ve malzeme eksikliği krizi derinleştiriyor. Ruh sağlığı hizmetleri 730 bin kişiye ulaştı, dijital öğrenme ise sık sık kesintiye uğruyor. BM İnsani İşler Koordinasyon Ofisi (OCHA), yardım hareketlerinin yüzde 15’inin reddedildiğini bildirdi. Birleşmiş Milletler, acil erişim ve ateşkes çağrısını yineledi.
Kaynak: The Guardian