Ruşen Çakır, devletin “Terörsüz Türkiye” dediği yeni çözüm sürecini değerlendirdi. Çakır, sürecin Türkiye gündeminde hak ettiği yeri alamadığını belirterek toplumsal ilgisizliğe dikkat çekti.
Ruşen Çakır, Millî Dayanışma Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu’nun çalışmalarıyla ilgili konuştu. DEM Parti heyetinin İmralı’ya gideceğini hatırlatan Çakır, sürecin toplumsal karşılık bulmadığını söyledi.
“Türkiye bu süreci konuşmuyor, konuşmak istemiyor” diyen Çakır, medyanın konuyu ele almadığını vurguladı, “Çok büyük bir ilgi noksanlığı var, eksikliği var. Medya ele almıyor” dedi.
“Adı var kendi yok bir süreçten bahsediyoruz”
Çakır, komisyonun çalışmalarını değerlendirirken sürecin somut adımlar içermediğine dikkat çekti. Ruşen Çakır, “Şu haliyle baktığımız zaman adı var, kendi yok bir süreçten bahsediyoruz. Ortada herhangi bir uygulama yok” dedi.
Komisyon önerileri beklenmeden hayata geçirilebilecek adımları sıralayan Çakır, Selahattin Demirtaş başta olmak üzere tutukluların serbest bırakılması, kayyum atanan belediyelerin iadesi ve kent uzlaşısı soruşturmasının sonlandırılması örneklerini verdi.
“Toplum sürece mesafeli yaklaşıyor”
Kamuoyu araştırmalarına değinen Çakır, toplumun çelişkili tutumunu şöyle özetledi: “İnsanlar şöyle bakıyorlar, kamuoyu araştırmalarında bunu görüyorsunuz. İyi olur, terör biterse iyi olur. PKK kendini feshederse iyi olur.”
Ancak aynı kesimin sürecin başarısına inanmadığını belirten Çakır, “Bayağı bir çoğunluk bunun gerçekleşeceğine pek ihtimal vermiyor. Bir şekilde bunun bozulacağını düşünüyor” dedi.
Siyasi partilerin sessizliği
Süreçte dikkat çeken sessizliği değerlendiren Çakır, hem destekleyenlerin hem karşı çıkanların sesini yükseltmediğini söyledi. İYİ Parti’nin Bursa mitinginden sonra benzer eylemlerin gelmediğini hatırlatan Çakır, “Savunanlar çok fazla ses çıkartmıyor, karşı çıkanlar da çok fazla ses çıkartmıyor” dedi.
Medyascope'u destekle. Medyascope'a abone ol.
Medyascope’u senin desteğin ayakta tutuyor. Hiçbir patronun, siyasi çıkarın güdümünde değiliz; hangi haberi yapacağımıza biz karar veriyoruz. Tıklanma uğruna değil, kamu yararına çalışıyoruz. Bağımsız gazeteciliğin sürmesi, sitenin açık kalması ve herkesin doğru bilgiye erişebilmesi senin desteğinle mümkün.
Öcalan faktörünün ikili etkisi
Abdullah Öcalan’ın süreçteki rolüne değinen Çakır, “Öcalan’ın burada merkezi bir rol oynaması, baş aktör olması. Kendisine destek veren kitleler tarafından çok önemseniyor ve sürecin en büyük artısı olarak görülüyor” dedi.
Aynı zamanda Öcalan’ı “terörist başı, bebek katili” olarak gören kesimlerin süreçten uzaklaşmasına neden olduğunu belirten Çakır, “Öcalansız da olmuyor, onunla da olmuyor gibi bir husus var” dedi.
Zamana karşı yarış uyarısı
Sürecin yavaş ilerlemesinden endişe duyan Çakır, bölgesel gelişmelerin süreçi olumsuz etkileyebileceği uyarısında bulundu. “Bütün bu kaybettiğimiz zamanlar bizim aleyhimize çalışabilir” diyen Çakır, Suriye’deki gelişmelerin de süreçte risk oluşturduğunu vurguladı.
“Umarım aldanıyorumdur, yanılıyorumdur ve süreç canavar gibi yoluna devam eder diyelim ve Türkiye bu sorunu bir daha geri dönmemek üzere yok eder” diyerek umudunu dile getiren Çakır, sürecin başarılı olması için “daha fazla ilgi, daha fazla destek ve daha fazla tanıtım ve tartışma, özgür tartışma, çoğulcu tartışmaya” ihtiyaç olduğunu söyledi.
