Anket çalışmasına göre interseksler, reçete ettirememe ve tedarik sorunları nedeniyle hormona erişim konusunda zorluklar yaşıyor.
İnter Dayanışma, interseksler arasında hormon replasmanına erişim ve kullanım durumuyla ilgili bir anket çalışması düzenledi. Son zamanlarda trans+, non-binary ve interseks kişilerin kullandığı hormon ilaçlarına getirilen kısıtlamaların interseksler üzerindeki etkilerini araştırmaya yönelik çalışma, dikkate değer sonuçlar ortaya koydu.
KAOS GL’den Belgin Günay’ın haberine göre İnter Dayanışma’nın yaptığı intersekslerde hormon kullanımı anketine yaşları 19 ile 53 arasında değişen, farklı cinsiyet kimliklerinden, şehirlerden ve ekonomik gruplardan 15 kişi katıldı. Özellikle 30 yaş üzerinde olan, katılımcıların yüzde 40’ı (6 katılımcı) daha önce reçete edilmiş olsa da hormon kullanımını bıraktığını belirtti. Yüzde 53 (8 katılımcı) ise halihazırda bir hormon ilacı kullandığını açıkladı.
Birden fazla seçeneğin işaretlenebildiği “Hangi hormonu kullanıyorsunuz?” sorusunda, ankete katılan 8 kişi östrojen, 7 kişi ise testosteron kullandığını belirtti. 1 kişi progesteron da kullandığını, 1 kişi ise hiçbir zaman hormon kullanmadığını açıkladı. Katılımcılar, kısıtlamalar nedeniyle hormon ilaçlarını istenilen dozda alamadıklarını ya da eczanelerde bulmakta zorlandıklarını ifade ettiler. Ankette en yaygın hormon ilacı kullanım şekillerinin ise enjeksiyon ve tablet olduğu, jel formunun tercih edilmediği ya da bulunamadığı ortaya çıktı.
Hormona erişimde zorlanıyor musunuz?
“Son zamanlarda hormona erişmekte zorlanıyor musunuz? (Eczanelerde bulunamaması, reçete ettirmekte zorluk vb.)” sorusuna 8 katılımcı “Zorlanıyorum” yanıtını, 4 katılımcı ise “Zorlanmadan bulabiliyorum” yanıtını verdi.
“Hormona erişimde ne gibi kolaylıklar ya da zorluklar yaşadığınızı paylaşır mısınız?” sorusuna verilen yanıtlarda ise şunlar dikkat çekti:
“Günde iki doz kullanmam gerekli ama iki doz vermiyor sistem.”
“Senenin belirli aylarında hormonu bulmak zor oluyor bodybulding yapan insanlar da tercih ettiği için. Eczaneler reçetesi olan insanlara satmak yerine çoğu zaman onlara satış yapıyor, haliyle hormon bulmak için ben de kapı kapı eczane geziyorum.”
“Reçete ettirmekte zorlanıyorum ve eczanelerde bulamıyorum.”
“Eczane bir şekilde halledebildi şimdilik ama ne olur ne olmaz diye fazla almaya çalışıyorum.”
Doktorunuza merak ettiklerinizi sorabiliyor musunuz?
Ankette yer alan “Doktorunuza hormonla ilgili merak ettiklerinizi sorabiliyor musunuz/tatmin edici cevap alıyor musunuz? Doktorunuz size farklı hormon kullanım alternatiflerinden bahsediyor mu?” sorusuna katılımcıların yüzde 46.7’si (7 kişi) “Hayır” yanıtını verirken, diğerleri “Kısmen” yanıtını seçti.
“Kullandığınız hormon/hormonlardan sağlık etkileri anlamında memnun musunuz?” sorusuna ise katılımcıların yüzde 46.7’si “Kısmen”, yüzde 26.7’si ise “Hayır” dedi.
“Kullandığınız hormonun cinsiyet kimliğiniz ile uyumlu olduğunu düşünüyor musunuz?” sorusuna 7 kişi “Hayır”, 7 kişi “Evet”, 2 kişi ise “Hiçbiri” cevabını verdi.
“Hormonu siz mi talep ettiniz yoksa doktorunuz mu yönlendirdi?” sorusuna 7 kişi “Kendi isteğimle”, 4 kişi “Doktorun isteğiyle”, 3 kişi “Diğer”, 1 kişi ise “Hiçbiri” yanıtını verdi.
Medyascope'u destekle. Medyascope'a abone ol.
Medyascope’u senin desteğin ayakta tutuyor. Hiçbir patronun, siyasi çıkarın güdümünde değiliz; hangi haberi yapacağımıza biz karar veriyoruz. Tıklanma uğruna değil, kamu yararına çalışıyoruz. Bağımsız gazeteciliğin sürmesi, sitenin açık kalması ve herkesin doğru bilgiye erişebilmesi senin desteğinle mümkün.
“Sağlık hakkına ulaşmada eşitsizlik yaratıyor”
Anket sonuçlarıyla ilgili görüşlerine başvurulan kamu hekimi ve adli tıp uzmanı Dr. Ayşe Uğurlu Sağlık Bakanlığı’nın bilimsel bir protokol izlemediğini belirterek şunları söyledi:
“Yapılan bu ankete katılımcıların verdiği yanıtlar çerçevesinde çoğunlukla hormona erişimde zorluk yaşandığı, bunun başlıca nedenlerinin ise; reçete ettirmekte zorlanma ve hormonu farklı nedenlerle kullanan kişilerin olması nedeniyle eczanelerde bulamama olarak görülmektedir. Ayrıca doktorları tarafından, kulanmış oldukları hormonlar ve alternatifleri konusunda yeterince aydınlatılmadıklarını, hormonların vücutlarında yarattığı etkilerden kısmen memnun olduklarını ve kullandıkları bu hormonların cinsiyet kimlikleri ile uyumlu olması konusunda yarı yarıya bir memnuniyet olduğunu söyleyebiliriz. Bu sonuçlar bize cinsiyet uyum sürecinde kullanılan hormonların ve ergenlik baskılanması için kullanılan ilaçların kullanımı konusunda Sağlık Bakanlığı’nın henüz bilimsel ölçütlere göre hazırlanmış bir tedavi protokolü olmadığını, ayrıca sağlık hizmetlerine sosyal güvence çerçevesinde ulaşılamadığını, hasta hakları yönetmeliğinde de tanımlanmış olan hastanın sağlık sorunları ile ilgili olarak doktor tarafından yeterince aydınlatılmadığını, kişinin eczaneden parası olsa dahi sağlıkta piyasalaşmanın yarattığı koşullar nedeniyle hormon ve ilaçlarını alamadığını göstermektedir. Hal böyleyken ulusal ve uluslararası tıp uzmanlık kuruluşları (farklı uzmanlık alanlarını kapsayan Dünya Transgender Sağlığı Profesyonelleri Birliği veya hormon tedavileri konusunda uzmanların oluşturduğu Endokrin Cemiyeti gibi), cinsiyet uyum süreci için hormonların ve ergenlik baskılayıcı ilaçların belirli koşullar altında, uzman klinik ekipler gözetiminde, bireyin yüksek yararı doğrultusunda kullanılmasını uzun süredir önermekte olduğu bu hormon ve ilaçlar kulllanımında getirilen yaş kısıtlaması ve/veya diğer engellerin bilimsel, tıbbi etiğe aykırı olduğu, anayasamızda da tanımlanmış olduğu üzere sağlık hakkına ulaşmada eşitsizlik yarattığını söylemek isterim.”
Ne olmuştu?
Transların hormona erişimi, 2024’ün 20 Kasım Nefret Suçu Mağduru Transları Anma Günü’nde kısıtlanmıştı. Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu transların cinsiyet uyum süreçlerinde kullandıkları hormon replasman terapisi ilaçlarının bir kısmına e-reçete zorunluluğu getirmişti.
2025’in Haziran ayında ise Sağlık Bakanlığı Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu, 81 ilin Valiliklerine gönderdiği yazıyla transların cinsiyet uyum süreçlerinde kullandığı hormon ilaçlarına 21 yaş sınırı getirdi.
Medeni Kanun’un cinsiyet uyum süreçlerini düzenleyen maddesinde ameliyat olabilmek için 18 yaş sınırı olmasına rağmen Bakanlık, “cinsiyet hormonu ilaçlarının suistimali” başlıklı yazıyla testosteron içeren ilaçlar, gonadotropin salıverici (GnRH) analogları ve tek başına 2 mg ve üstü östrojen içeren ilaçların 21 yaş altında kullanımını kısıtladı. Bakanlığın 25 Haziran tarihli talimat yazısında kısıtlamanın gerekçesi olarak ise Aile Yılı gösterildi.
İnterseks tıbbi bakımında hormon replasmanının yeri
Hormon replasmanı, her interseks durumunda tıbbi bakımın bir parçası. Bazı durumlarda, örneğin tuz kaybettiren konjenital adrenal hiperplazide, hormon replasman tedavisi yaşamsal öneme sahip, çünkü hayatta kalmak için gerekli olan hormonlar (kortizol ve aldosteron) yerine konuyor. Bazı durumlarda ise tam tersi hormon ilaçlarının rolü, negatif geri bildirim yoluyla istenmeyen hormon fazlalığını baskılamak olabiliyor.
Hipogonadizmin birçok nedeninden biriyle yaşayan hastalarda, cinsel gelişimi uyarmak için cinsiyet hormonu replasmanı reçete edilebiliyor. Bu tedavinin, özellikle gonadları alınmış intersekslerde, kemik mineral yoğunluğu üzerinde de eşit derecede önemli ve son derece yararlı etkileri var.
Hormon replasmanı, doğmamış bebeklerde de kullanılabiliyor. Son 20 yıldır, hamile kadınlara uygulanan doğum öncesi deksametazon tedavisi, 21-hidroksilaz eksikliği olan bebeklerde belirsiz genital gelişimini önlemek amacıyla kullanılıyor. Sonuç çalışmaları, bu tedavinin genellikle iyi tolere edildiğini ve etkili olduğunu gösteriyor ancak intersekslerin bedenleri üzerindeki müdahalelerin doğum öncesine kadar indiğini de ortaya koyuyor.
İnterseks durumlarının tıbbi ele alınışı hassas bir konu çünkü kişinin toplumsal cinsiyet kimliği, cinsel yönelimi, cinsel işlevselliği ve psikolojik uyumunun karmaşık yönlerini doğrudan etkileyebiliyor. Ayrıca, doktorlar ve ebeveynler tarafından bir bebeğin cinsiyetine dair alınan kararlar her zaman doğru çıkmayabiliyor; kişi yetişkinliğe eriştiğinde cinsiyet kimliği konusunda hoşnutsuzluk yaşayabilir ya da hayatı ve tedavi deneyimleri konusunda öfke duyabilir. Böyle bir kişi zamanı geldiğinde hormon replasmanı hakkında net görüşlere sahip olacak ve bir uzmanın danışmanlığına ihtiyaç duyacaktır.
Son yıllarda, interseks savunuculuk örgütleri ile tıp camiası arasında interseks durumlarına ilişkin güncel tıbbi uygulamaların etik boyutları üzerine yoğun bir tartışma sürüyor ve konuyla ilgili araştırmaların azlığı ve insan hakları bakış açısının eksikliği nedeniyle bu tartışmanın uzun süre daha devam etmesi bekleniyor.