Yüksel Genç ile söyleşi: Sürecin toplumsallaşması için kimler hangi adımları atabilir?

Ruşen Çakır Yüksel Genç

Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Dayanışma Komisyonu’nun 12. toplantısında düşünce ve araştırma merkezlerinin temsilcileri dinlendi. Ruşen Çakır’ın konuğu Sosyopolitik Saha Araştırmaları Merkezi Koordinatörü Yüksel Genç, Meclis’te yaptığı sunumu, sürecin toplumsallaşması için atılacak adımları ve çözüm sürecine dair değerlendirmelerini paylaştı. 

Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Dayanışma Komisyonu’nun 12. toplantısında düşünce ve araştırma merkezlerinin temsilcileri dinlendi. Toplantıda Sosyopolitik Saha Araştırmaları Merkezi Koordinatörü Yüksel Genç’te katıldı.

Ruşen Çakır’a konuk olan Yüksel Genç, Meclis Komisyonun’da yaptığı sunumu, Türkiye’deki yeni barış sürecine dair toplumsal algıları, engelleri ve beklentileri ele aldı. 

Genç, sürecin en kritik farkının toplumsal destekle yürümesi gerektiğini belirterek güven sorununa dikkat çekti ve yeni barış sürecinin geçmişten farklı olarak daha temkinli bir toplumsal zeminde ilerlediğini vurguladı: 

“Başlamış olan yeni barış sürecinin en önemli farklarından biri, toplumsal destek ve güven algısı arasındaki asimetri. Toplum bu kez çok daha temkinli. Destek yüksek ama güven düşük. Eğer bu temkinlilik kırılmazsa, süreç kalıcı olamaz. Dünya deneyimleri de gösteriyor ki, başarı için en kritik unsur toplumun sürece özneleşerek katılmasıdır.” 

TBMM komisyon
Sürecin toplumsallaşması için kimler hangi adımları atabilir?

“Bahçeli’nin varlığı sürecin seyrini değiştirdi” 

Genç, MHP liderinin varlığının sürecin seyrini değiştirdiğini söyleyerek, “Bu süreci farklı kılan noktalardan biri, şimdiye kadar barış süreçlerine karşı olan MHP liderliğinin, bu kez devlet adına sürecin sorumluluğunu üstlenmiş olması. Bölge illerinde yaptığımız çalışmalarda yurttaşların çok önemli bir kısmı Bahçeli’nin sürece dair tutumunu devletin dili olarak tarif ediyor. Bu da aslında devleti temsil alanını gösteriyor. Ama siyasetin temsil alanından neden ses çıkmıyor, neden sahiplenilmiyor sorusu da çokça geliyor” dedi.

Medyascope'u destekle. Medyascope'a abone ol.

Medyascope’u senin desteğin ayakta tutuyor. Hiçbir patronun, siyasi çıkarın güdümünde değiliz; hangi haberi yapacağımıza biz karar veriyoruz. Tıklanma uğruna değil, kamu yararına çalışıyoruz. Bağımsız gazeteciliğin sürmesi, sitenin açık kalması ve herkesin doğru bilgiye erişebilmesi senin desteğinle mümkün.

“Türk kamuoyunun kaygıları var” 

Türk kamuoyunun kaygılarının giderilmesi konusunda Kürt siyasetine de sorumluluk düştüğünü söyleyen Genç, Ruşen Çakır’a araştırma sonuçlarını aktardı: 

“Bizim çalışmalarımızda Batı’da üç ana söylem öne çıkıyor: ‘Terör bitti, neyin barışı bu?’, ‘PKK silah bırakmaz’, ‘Bu işten sonuç çıkmaz.’ Temmuz ayındaki silah bırakma seremonisi bu algıları kısmen değiştirdi ama yine de Türk kamuoyuna yeterince anlatılamıyor. Kürt siyaseti de diğer muhalefet partileri de bu konuda etkili bir iletişim kuramadı. Oysa çözülmüş bir Kürt meselesi Türkiye’de refahı da demokrasiyi de güçlendirebilir.” 

“Bugün altın tepside bir fırsat var” 

Genç, PKK’nin silahı yöntem olarak devre dışı bırakmasının tarihi bir eşik olduğunu belirterek, “Elinde silah tutan bir örgüt stratejik olarak artık silah kullanmayacağını söylüyor ve bunu göstermek için adımlar atıyor. Bu inanılmaz bir eşik. Kürt meselesinde şiddetin devre dışı bırakılabilmesi için altın tepside bir fırsat var. Devlet aklı bunu kısa vadeli çıkar hesaplarına feda etmezse, Türkiye’nin gelecek yüzyılı için barış çok mümkün” dedi.