Açık Oturum (494): Erdoğan iktidarda ama Erdoğan sonrası konuşuluyor: Neden?

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın koltuğu bırakma niyeti bulunmazken, AKP içinde halef tartışmaları sürüyor. Eski milletvekilleri ve siyaset bilimciler, Erdoğan’ın akraba yerine tecrübeli siyasetçi tercih edeceğini söylüyor. MHP ise ittifakın muhtemel sonu nedeniyle varoluşsal krizle karşı karşıya.

Açık Oturum’un bu bölümünde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın devam eden liderliğine rağmen AKP’de baş gösterdiği iddia edilen halefiyet tartışması değerlendirilirken Türkiye’deki iktidar-devlet yapısı ve iktidar-muhalefet ilişkisi ele alındı.

AKP’den 22. dönem milletvekili seçilen Ahmet Faruk Ünsal, partiyi kurulduğu yıllarla kıyaslayarak bugünkü değişime dikkat çekti. Ünsal, “Tayyip Bey neredeyse çocuk yaştan itibaren kongrelere girmiş, kazanıp kaybetmiş, delegeyi ikna etmiş, şu veya bu şekliyle yarışlara girmiş, bu işleri çok iyi bilen birisi. Kendisinden sonra gelecek kişiyi sadece akraba bağı, oğlu veya damadı üzerinden bir tercihle seçeceğini zannetmiyorum” dedi.

Erdoğan’ın da bu konuya kafa yorduğunu düşündüğünü aktaran Ünsal, şunları söyledi:

“Mutlaka tabii ki çok yakınından birilerinin olmasını istiyordur. Ama ben Tayyip Bey’in kafasını eğer doğru okuyabiliyorsam, kendisine halef olarak muhtemelen siyasi süreçleri bilen, mücadeleden sıyrıla sıyrıla bir yere gelen birkaç kişiden birini seçecektir.”

Tartışmanın iki temel sebebi olduğunu söyleyen Nesrin Nas da, “Erdoğan’ın, ömrü yettiği sürece o koltukta oturmak istediği konusunda hiçbir tereddüt yok. Bunu zaten kendisi de ‘hak vaki olana kadar’ diye ifade etti. Bu da yetmiyor tabii, orada oturabilmesi için yeniden seçilmesinin önünün açılması lazım” dedi.

Açık Oturum (494): Erdoğan iktidarda ama Erdoğan sonrası konuşuluyor: Neden?
Açık Oturum (494): Erdoğan iktidarda ama Erdoğan sonrası konuşuluyor: Neden?

Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin açılışında verilen fotoğrafla Erdoğan’ın CHP’ye bir anlamda “sen tek başına kaldın” mesajı verdiğini ifade eden Nas, “Ben burada, ‘biz hepimiz, sen tek başınasın, Cumhuriyet Halk Partisi’ mesajının ötesinde, yavaş yavaş artık Cumhuriyet Halk Partisi’nin kapatılmaya doğru giden bir sürecin işletilmeye başlayacağı kanısındayım. O fotoğraf bana bunu söylüyor.” dedi.

Medyascope'u destekle. Medyascope'a abone ol.

Medyascope’u senin desteğin ayakta tutuyor. Hiçbir patronun, siyasi çıkarın güdümünde değiliz; hangi haberi yapacağımıza biz karar veriyoruz. Tıklanma uğruna değil, kamu yararına çalışıyoruz. Bağımsız gazeteciliğin sürmesi, sitenin açık kalması ve herkesin doğru bilgiye erişebilmesi senin desteğinle mümkün.

Türkiye’deki otoriterleşmenin doğal afet gibi değil, AKP ve MHP’nin iradi bir tercihi olduğunu vurgulayan Onur Alp Yılmaz, iktidarın muhalefeti saf dışı bırakma çabasıyla Devlet Bahçeli’nin yaklaşımı arasındaki farklılıklara dikkat çekti.

Erdoğan’ın gücü ailesinin etrafında topladıkça MHP’ye olan ihtiyacının azalacağını söyleyen Yılmaz, MHP’nin varoluşsal bir krizle karşı karşıya olduğunu; ittifak bozulduğunda ise MHP’nin, Sinan Ateş davası ve altın kaçakçılığı gibi geçmişe ait dosyalarının açığa çıkabileceği endişesi taşıdığını ifade etti.

Onur Alp Yılmaz şunları söyledi:

“Geldiğimiz noktada Milliyetçi Hareket Partisi, Cumhuriyet Halk Partisi’nin yaşadığı varoluşsal krizle paralel bir varoluşsal kriz yaşıyor. Çünkü aslında paradoksal bir şekilde MHP’nin bu sistem içindeki gücü, CHP’nin iktidara seçim kaybettirme korkusu yaşatmasından ve dolayısıyla CHP’nin gücünden kaynaklanıyor. Yani buradaki temel mesele şu: İçeride bir grup aktör var, bunların ciddi bir kısmı elbette Hakan Fidan gibi güvenlik bürokrasisinden gelen isimler ve bu isimler şunu biliyorlar; Sayın Cumhurbaşkanı’nın zihnindeki bu tasarım ortaya çıktığı andan itibaren bu isimlerin hiçbirine Sayın Cumhurbaşkanı’nın ihtiyacı yok.”